ketojenik diyet

son yıllarda zayıflamak isteyenler arasında bir moda diyet gibi dursa da dirençli epilepside bir tedavi yöntemidir. uzun süreli ve çeşitli ilaç kombinasyonlarına yanıt vermeyen hastalarda tıbbi beslenme tedavisi uygulanır.

beynin enerji kaynağı glikozdur yani şeker. ortamda glikoz olmadığında yağlardan oluşan ketonları kullanmaya başlar. beyin ve sinir sistemi bir şehrin trafosu ve elektrik kablolarıyla örülü ağ gibidir. enerji kaynağı glikozdan ketona evrilince beyindeki faaliyetlerde değişmeler olur. bazen birkaç hafta bazen de birkaç ay içinde epilepsi nöbetlerinde azalma olur.

diyeti epey zahmetlidir. sadece şekeri, unu kestim değildir konu.

günlük alınması gereken enerjinin %90 gibi büyük bir oranı yağdan sağlanır. normal sağlıklı bir diyette bu oran %30'dur. 2000 kcal enerji içeren bir beslenmede günde 200 g yağ demek bu. enerjinin %10'ununu da protein ve karbonhidrat oluşturacak.

hesabı zor, uygulaması zor. evde bir mutfak terazisiyle 20 g domates, 40 g fasulye vb ölçümler yapılmalı. normalde göz ardı ettiğimiz yeşilliklerdeki karbonhidrat bile hesaba dahil edilir hale geliyor. yağ miktarı önemli olduğu için özel spatulalarla sıyrılıyor tabaktan. çocuk her bir damlasını yiyecek. ağza sakız edilecek, ben meyve yemiyorum ketojenik diyet yapıyorum gibi kolay değildir.

tedavi kısmını bırakırsak modifiye edilmiş akdeniz diyeti, atkins diyeti, şimdilerde karatay ya da paleolitik çağ diyeti vb modern dünyada giderek daha fazla tüketilmeye başlanan basit şekerleri yasakladığı, kompleks karbonhidratları en aza indirdiği için rutin beslenmeye göre daha ketojenik (yağdan gelen enerji %40-50 olabilir) olur.

keton oluşturmayı başardığınızda ağızda aseton kokusu olur. oruç tutulurken oluşan koku gibi.

beynin ana enerji kaynağı glikoz olduğu için en azından 100-150 g karbonhidratın kompleks karbonhidrat ile alınması gerekir. aksi halde yorgunluk, asabiyet, dikkat bozukluğu vb sorunlar ortaya çıkabilir.

ketojenik ya da modifiye diyetlerin protein içeriği arttıkça doymuş yağ içeriği de artar. kolesterol takip altına alınmalı. yüksek proteinli diyet, böbrek yükünü arttırabilir. ayrıca böbrek ve karaciğer fonksiyon testlerine dikkat edilmeli.
bu diyeti uygulayarak kas kazanımı yapmış ve bayağı da iyi vücutları olan insanlar var. özellikle vücut geliştirme alanındalar tabi bunlar. takip ettiğim iki isim var bu konuda. birisi tuğrul çağrı yılmazer youtubeta kanalı var mağara adamı ismiyle. diğeri de fitçifitolur ismiyle yine youtube kanalı olan bir arkadaş ismini bilmiyorum. bu adamların uyguladıkları diyet ömür boyu uygulanan cinsten. normal vücut geliştirmede beslenme metodlarına aykırı bir durumları var. daha çok yağ ve daha çok protein ile besleniyorlar. açıkçası normal bir vatandaş için pek de sürdürülebilir bir diyet değil. zenginseniz ya da iyi para kazanıyorsanız bu devirde bu diyeti uygulayabilirsiniz. zira etin fiyatı uçtu uçtu kuş oldu. ayda bir zor alıyoruz eve eti. keza sebze meyve de aynı şartlar altında olduğundan ekonomik şartlar açısından pek mantıklı bir diyet değil malesef. ama yine de uygulamak isteyenlere özellikle ismini verdiğim kişileri tavsiye ederim. adamlar çok uzun süredir bu diyetle vücut geliştirme uyguluyorlar.