metrobüs aşkı

bazen iki durak arası kadar kısa bazen ise beylikdüzü'nden - söğütlüçeşme'ye kadar uzun bir hikayedir. herşey platonik başlar. çok fazla yanına yaklaşmazsın. aradaki mesafeyi korur hayallere dalarsın. gelecek planları , şehvetin kucağındaki delilerce sevişmeler , kavgalar ... ayrı dünyalarda tek hayalin kahramanları olursun. yüreğinin o sıkışıklığındaki tek boş kalan yere oturmuştur. seni ondan ayıran tek şey ise dur düğmesinin gazabıdır. kederle açılan kapılardan umursamazsa geçer ve hiçbişey yaşanmamış gibi ardına bakmadan çekip gider. geriye ya boş bi koltuk ya da (kuvvetli ihtimal) sevgilisinin seni öldüresiye bakışları kalır.
hayal ürünüdür. anacım cumhuriyet mh. durağından biniyorum, avcılardan aktarma yapıyorum, 34c ise cevizli bağdan aktarıyorum kendimi. o yapbozu çözene kadar zaten bokum ağzımdan geliyor. bi de aşk mı yaşayacağım. ha zaman zaman taş gibi abiler binmiyor değil ama onlar da sadece eye candy şeysi. o kadar yani.