metrobüste yer kapma mücadelesi

ilk istanbul'a geldiğim zamanlar 2010'da beşiktaş'tan çıkıp zincirlikuyu'ya metrobuse binmek için köprüden bi aşağı baktım hayatımda o kalabalığı hep konserlerde festivallerde görmüştüm. biraz beklemek istedim bi olay olduğunu düşündüm fakat ortada ne ambulans ne polis arabası var. tedirgin bir şekilde aşağı indim baktım ki her şey yolunda sikinti yok insanlar metrobus bekliyor ve biniyor. önce sırt çantamı ön tarafa aldım çünkü insanlar hunharca çantama saldırıp kapıp kaçacaklar. derken metrobus geldi ve nasıl bineceğimi bilmiyorum. çünkü biz ankara insanları biraz kibarızdır, otobus duraklarında sıraya girer insanca bineriz otobuse, metrobus yavaşça geldi süzüldü önüme fakat çok da kalabalık var. ben sağıma soluma bakıp nasıl bineceğimi planlarken anlamadığım bir şekilde kendimi metrobusun içinde buldum. yani ben binmedim metrobuse beni bindirdiler.

yer kapma mevzusu sinsilikle başlar, çaktırmadan insanları süzersin kim iniyor gibi yapıyor diyerek takipte olursun. bu mücadale aslında beylikdüzü'ne kadar sürer gider. çok zor bir zanaattır. kadını gelir yaşlısı gelir, sen akşama kadar çalışmış leşin çıkmıştır ama insanlara da yer vermek istersin bir yandan da vermek içinden gelmez. en iyisi kanka tak bi kulaklık bide üstüne güneş gözlüğü varsa senden kralı yok. camdan dışarıyı izleyip durakları sayabilirsin.
hayatın acımasızlığını öğrendiğim ilk yerdir metrobüs. zaman çok ama çok önemlidir. tam zamanında hamle yapmalısınız. ne çok erken, ne çok geç. geç kalırsanız otururlar, erken davranırsanız metrobüsün altında kalabilirsiniz mazallah. herkesin yöntemi kendine tabi. ilk ve orta kapıdan binmeye çalışırsanız yaptığınız tek hatada kaybedersiniz. bazen her şey güzel gider önünüzde duran ve asla yürümeyen insan yüzünden kaybedersiniz. o yüzden kendinizi hiç riske atmayın. benim tercihim 3. veya 4. kapı. çünkü bu kapılarda şansınız koltuk sayısından ötürü çok yüksek. öncelikle sakin olun ve biraz arkada durun. kapılar açılınca asla çirkefleşmeyin. takaslara açık olun. bırakın öndekiler birbirlerini itsin. siz fırtına dindiğinde boş kalacak koltuğu tespit etmelisiniz ve her zaman hedefiniz o koltuk olmalı. bu koltuğu tespit etmek gerçekten zordur ve tecrübe ister. sabırlı olun.

(bkz: atıyorum hafızaya beyin bedava)
kapılar açılmadan birbirlerine bakılan o sinsi gözler. kapı sesi ile bir hazırlık ve hücum! sonra kim ezilmiş, kim kalmış. kimi sövmüş, kimisi dövmüş. aman aman.
yer kapmayı da geçtim. ayakta durayım ama insanlarla bir nefesi solumayalım. ne bileyim burnum birinin koltuk altında olmasın, ağız kokusunu çekmiyim. yeni aldığım papuçlarıma basılmasın! ittirilmesin arkamdan. durağa gelindiğinde o insanların arasından çıkabiliyim. çok mu şey istiyorum ki..