obsesif kompulsif bozukluk

yeme ve içmeden kesilmek,sadece o şeyi düşünmek,uyuma problemi gibi etkilerle anlaşılan bir tür hastalık. araştırmacılar buna kısaca aşk demişler
en önemli özelliği kişilerin takıntılı düşüncelerinin ve davranışlarının farkında olmasıdır. bu kişilerde akla takılan düşünceler istemli olarak uzaklaştırılamaz veya saçma olduğunu bile bile aynı davranış çok defa tekrar edilir(uzun süre el yıkamak veya kapının kilitli olduğunu bilerek tekrar tekrar kontrol etmek gibi). bu hastalığa yakalanmış kişilerin günlük işlevlerini yerine getirmesi güçleşir, iş hayatı ve sosyal ilişkileri genelde bozulur.
tekrarlayan takıntılı saplantılı davranış bozukluğu.
anksiyete bozuklukları içinde bulunan aşırıya kaçmış saplantı hali.
sahip olduğum bir hastalıktır kendisi. takıntı hastalığıdır. takıntılar, obsesyon olarak adlandırılır. obsesyonları en belirgin haliyle dört grupta inceleyebiliriz:
-dini obsesyonlar
-şiddet içerikli obsesyonlar
-cinsel obsesyonlar
-düzen obsesyonu
tabii bende ortaya karışık bunların hepsi. dini obsesyonlar içinden dine istemsizce sövmek şeklinde yorumlanabilir. cinsel obsesyonlar aklımıza aniden gelen cinsel içerikli görüntüler olabilir (örneğin biri iki metreden daha yakınımdaysa istemsizce onunla seks yaptığımı düşünebiliyorum ve bu midemi bulandırıyor, ama engelleyemiyorum). şiddet içerikli obsesyonlar sürekli bir cinayet senaryosu halinde yaşanıyor. düzen obsesyonu da titizlik, simetrik ve kontrol olarak üçe ayrılabilir.
işte kısa bir özetle okkb
yıllardır hayatımı mahveden hastalık. hele şu birkaç aydır etkisini daha da çok görüyorum. bazen dayanılabiliyor, ama bazen de her şeyi siktir edip geberip gitmek istiyorum. bu durumlarda en etkili yol, biraz uyumak. uyuma isteği azalınca intihar düşünceleri de azalıyor. insanın çaresiz hissettiği anlardan birisi.
obsesyon takıntının düşünce evresi kompulsif ise davranışa getirildiği haldir genelde temizlik,düzen, dini, cinsel, hayali obsesyonlar vardır. malesef bende de dini obsesyon (önceden atesitim desem de seks sonrası gusül abdesti alırdım, sonunda kurtuldum), cinsel (tanıştığım çoğu erkekle bir seks geçmişimin olması), düzen (aynı ışıkları 10 kez kapatıp açmam, ayaklarımla belli noktalara basmam) ve senarist (sürekli birilerini zihnimde oldurup üzüldüğüm hayaller) mevcut. insanın hayatını boka çevirir, sosyal yaşantınızı aşırı etkiler. antidepresanlar pek işe yaramaz ya otokontrol geliştirceksiniz ya da uyuyacaksınız. ben uyuyorum.
obsesif kompulsif bozukluğu olanlara iyi bir haber vereyim. psikiyatristiniz ne kadar "düzelmiyor" dese de, düzeliyor aslında. örneğin el yıkama, oraya buraya değme, kafadan sayı tutma, yazdığım harfleri düzeltme gibi salak takıntıları uzun süredir yapmıyorum. mastürbasyon yaptıktan sonra çok uzun zamanı temizlik için harcamayı da kestim. geçen yıl ve ondan birkaç yıl önce ortaya çıkan cinsel takıntılarımı da yendim. hiç aklıma cinsel düşünceler gelmiyor artık. son yılda sadece 2-3 kez gelmiştir, onların da sahte olduğunu bildiğim için 10 saniye sonra unutuyorum. şu anda yenmem gereken bir tane daha takıntı var. şöyle bir şey: "dişçiye çok gittim, eskisi gibi sağlıklı değilim galiba. birçok dişim çürük. boku yedim, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" şeklinde bir takıntı var. ama düşünüyorum da, bundan 5-6 yıl önce daha kötü durumdaydım. o zamanlar bile hayattan zevk alabiliyorsam, neden şimdi almayayım ki? şu an daha sağlıklı olduğumu düşünüyorum. eskisi gibi kimseyi de takmıyorum. birkaç ay sonra sorunlarımın yok olacağını düşünüyorum ama yine de büyük konuşmayacağım.

galiba ben kazandım. geleceğim de parlak. birçok oyun fikri var aklımda. onları yapacağım. belki birisi elimden tutar, kim bilir?

kimsenin sizi sevmediğini düşünmeyin. sevilmeyecek biri değilsiniz. gayet de sağlıklısınız.
bunu okuyan bir okb hastası olur diye yazıyorum. ölümcül bir hastalık olmadıkça her şeyin çaresi olduğunu bilin. *
hayatımı benden çalan şey. üstüne birde control freak olup iyice hayati kendime zehir ettigim olmustu bir zamanlar. okb aslinda cevrende ki bireyleri rahatsiz etmiyorsan sıkıntı değil. kendi kendini yiyorsun bir yerde .
hayat kalitesini en çok düşüren kaygı bozuklarından biridir.
dikkat etmezsem bu hastalığın "düzen" ayağına katılabileceğim için doktorum tarafından uyarılalı hafta oldu sanırım ve kendime umur alanı çizmeme neden oldu,saygılar ocd olanlar... işiniz zor.
kendimi kabullenerek, biraz da kendime bağırarak aştığım durum. mood'unuz iyiyse zaten sus pus oluyor kendisi.
bu hastalığın birkaç belirtisini yendim ama birkaç tane daha belirtisi kaldı. örneğin uçağa binemiyorum düşer diye. ya da sevişemiyorum hastalık bulaşır diye. iğrenç bi şey.
bilişsel davranışçı terapilerin bu bozukluğun prognozu üzerinde olumlu etkisi olduğuna dair makaleler mevcuttur. ben eleştirel psikoloji okumalarına her daim öncelik veren ve ottan boktan nem kapan bir araştırmacı olarak bdtlerin bu bozuklukta (sınırlı bir süre zarfı için) etkili olduğunu kişisel deneyimlerime dayanarak da söyleyebilirim. yukarıda sözünü ettiğim makalelerdeki istatistikler etkileşim sürecinden 3 ay-6 ay-1 yıl aralarla veri toplanarak elde edilmektedir genelde, fakat mesele bdtnin bu bozukluğu tamamen ortadan kaldırıp kaldırmadığıysa, bozukluğu yaşayan kişiye ait faktörler tam da burada devreye giriyor diye düşünüyorum büyük oranda. self-awareness is the key tabi ki tüm bu süreçte.
gerizekalı. yendim işte seni. aptal. yendim. arada sırada yoklasan da geberttim noldu. sinir ediyordun beni? edemedin mi? sen aklıma gelince düşünmüyorum gerizekalı. kaşar. fortnite oyuncusu. kezban. league of legend birincisi. noldu? çocuklar duymasın izleyip farmville oynayan orospu. piç. sihirli annem'deki avni ezikliğine sahipsin. yemekteyiz teyzesi. fakir. çöpçü. ayı sözlük'te çaylak. homofobik. çürük dişli şapşal. feminist. kaka. koca götlü. nafaka kurbanı. serdar ortaç fanı. troll. 4chan kullanıcısı. tumblr.

aklıma başka gelmedi.
arkadaşımda bulunan rahatsızlık. fakat az önce bende de var mıdır acaba diye düşünürken geçen gün eve gelirken yolda kendi kendime başkası ile tartışma yarattığım(ilk defa olmuyor) ve bunun sonucunda sinirlendiğim aklıma geldi. bundan hemen sonra evin altındaki fırını da anımsadığım için acaba sabah ekmek alırken para üstünü eksiksiz aldım mı, evde ekmek az yarın kütüphaneye gitmeden alsam geç kalır mıyım, saçlarım kirli(herkes kirli olmadığını abarttığımı söylüyor her zaman) duş alsam hasta olur muyum gibi sorular ardı ardına dizildi.* şimdiye kadar hiç şüphelenmemiştim. tuhaf. psikolog ile görüşme zamanı geldi.

edit: entry'yi gece yazıp şimdi paylaştım
tedavisi için solian oldukça işe yarıyor. tabi bir doktor tavsiyesi ile dozunu ve süresini belirlemek gerekli.