otobüs camına yaslanıp klipte olduğunu düşlemek

her gün düzenli olarak iki kere yaptığım eylem. okula giderken genellikle hüzünlü bir şarkı açıyorum mp3 çalarda. ve kendimi candan erçetin modunda buluyorum. okul dönüşü ise daha böyle hareketli birşeyler açıp yusuf güney ağlayışını da ekliyorum. oooh, al sana cillop gibi klip. sonrasında cama vuran kafa evde çok ağrıyor tabi ama şöhretin bedeli ağır oluyor biraz.*
bir süre sonra klipte olduğunu hayal etmek kesmeyeceği için, kişinin konser verdiğini hayal etmeye başlayacağı durumun ilk safhasıdır.
bir süre sonra konser vermenin hayali de sıkacak ve insan tekrar kendini otobüs camına yaslanıp klipte olduğunu düşündüğü günlere geri dönmek isteyecek. bu bir döngü mü *
klipten çok şehri,oradan oraya koşturan telaşeli insanları izlemek, neredeyim nereye gidiyorum muhasebesini yapmak, yalnızlık ve kendini dinleme anıdır asıl olan.
eğer duygular ve düşünceler yoğunsa sadece bunu düşünmekle kalmaz, o hayalin diğerini takip ettiği hayali yolculuğa da çıkartır.
cuma günü yapacagim ankara yolculugunda deneyecegim ve deneyimlerimi siz sevgili hayranlarimla paylasacagim.

portishdead - roads dinlerken "oh, can anybody see" girişiyle tam da yeni bir klibe başlarken teyzenin yer isteyen bakışları ile karşılaşırsın. demek birileri görüyormuş.


çizer: umut sarıkaya