özel üniversite

4 Entry Daha
okuduğum, bitirdiğim, eğitimim sırasında tüm dünyayı gezme olanağı sunan, yurtdışında araştırma için birden fazla enstitüden burs almayı sağlayacak kadar bana ve çevremdekilere yeterli akademik ve kültürel arka planı vermiş okul tipi. genel olarak özel önüversite diye geçse de orjinal kategori ismi vakıf üniversitesi'dir. türkiye'de bu okulların bünyesinde öyle tipler vardır ki adamı şoka sokar.
sırf üniversite seçme sınavında burs kazanmış diye derste hocalarına `hocam ben bursluyum diğer öğrencilerden bir farkım olmalı bu not bana göre değil, akıllı olun akıllıaa!!` diyebilecek zengin züppe orospu çocuğu olmayan amsalaklardan tut, sabahlara kadar ders çalışan araştırma yapan ferrarili mafya çocuklarına kadar çok geniş bir öğrenci spektrumunu kapsar bu okullar türkiye'de.
bünyesinde barınan öğrencilerin çoğu bu vakıflara senelik çok yüksek bir nakit akışı kazandırır, bu nakit akışı finansal dağılımın dengeli olduğu kurumlarda sonraki dönem ve jenerasyonlara daha iyi ekipman, kütüphane ve sosyal olanak olarak geri döner. özellikle türkiye'de holding destekli olmayan pek çok üniversite bu yol ile kaynaklarını finanse eder, devlet desteği yoktur.

kuzey amerika'da ivy league diye adlandırılan okulların çoğu özel üniversitedir ve bu üniversiteler, dünyanın farklı coğrafyalarında yer alan pek çok diğer özel üniversite ile birlikte en başarılı araştırmaları ve bilimsel ilerlemeleri kaydederler. burada okuyan, yetişen ve sonrasında bilim insanı olan öğrencilerin çoğu da zengin züppe orospu çocuğu'dur en arisinden. asıl değinmek istediğim konu; tecrübe edebildiğim kadarı ile üniversite sonrası neler olduğu gerçeği aslında. bu satırları okuyan genç arkadaşlar var ise en azından onlar için güzel bir analiz olur gibime geliyor.
türkiye'nin hatırı sayılır devlet okullarından mezun çok yakın 4 arkadaşım var mesela, eğitim hayatları boyunca yanlarındaydım, onlar da benim yanımdaydı, birbirimizi gözlemleme olanağı bulduk ister istemez. eğitimlerini sürdürdükleri 5 yıl boyunca okula vize ve final dışında gitmeyen bu arkadaşlar her dönem 7-8 ders vererek, akademik eğitim aldıklarını zannederek okulu bitirdiler. okulun onlara kazandırdığı tek şey devlet okulu diplomasi ve kpss'den devlete atanmak için sahip oldukları eli kolu uzun amcalar oldu. şu an bu adamların istisnasız hepsi yurtdışında ingilizce eğitimi alıyor; çünkü okullarında gördükleri akademik dil eğitimi lise eğitiminden farksızdı, ve hepsi `dünyanın en iyi okullarından birinden mezunsunuz, türkiye'nin en yüksek kademelerine uzanırsınız, yurtdışında söyleşiniz böylesiniz` gazi ile mezun oldu. şimdi biri eğitimini ilerletmek için master başvurusu yapma aşamasında ve okulu ingilizce transkript hazırlamayı geç, 2.5 aydır bir dilden bağımsız olarak transkript göndermekten tamamiyle aciz bir hizmete sahip. aldığı eğitim sırasında araştırma alışkanlığı kazanmadığından, `araştırma kağıdı`* nedir, `sunum` nedir, referans vermek nedir bilmediğinden ve bu konuda çalışması olmadığından kabul alması da imkansıza yakın oluyor. daha geçen sene hizmete açılan internet tabanlı otomasyon sistemi ise mezun olduğu için onun kullanımına kapalı durumda. telefon açıyor `ne istiyorsun` diye cevaplanıyor arama, ders aldığı hocalardan referans istemesi ve doçent olmuş bu hocaların ingilizce referans yazmaktan aciz olmaları ayrı bir trajik türkiye parodisi. bu bahsedilen okulların hepsi istanbul'daki devlet okulları, anadolu'nun pek çok şehrinde yer alan üniversiteler hakkında denecek pek bir şey yok zaten.

`aa genelliyorsun ama hepsi öyle değil` dediğini duyar gibiyim, bunlar sadece birer örnek, bardağın boş tarafı. ne olursa olsun bilim, akademik araştırmada en önemli şey disiplinler ve diller arası çalışmaları karşılaştırabilmek ve bu çalışmaları referans göstererek literatüre katkıda bulunabilmektir. türkiye'de bunu yapan (ya da yapmaya çalışan) okulların hatırı sayılır bir kısmı da ne gariptir ki özel üniversite diye adlandırılan okullardır. istenildiği kadar küfredilsin, suratına tükürülsün, arkasından parmaklansın, ne yazık ki durum budur efinim.
39 Entry Daha