pasifin p'si

geç yaz ben, sevgilim ve bir couple daha beraber kaş'a gittik. bu defa şu günübirlik mavi tekneyi denemek istedim, şu koyları dolaşanlar. ama ne sevgilimi ne de diğerlerini ikna edebildim. bunlar yok biz plajda uzanıca, bronzlaşacağız deyip reddettiler. ben de siz bilirsiniz deyip kıçımı döndüm biletimi aldım tekneye bindim. hafta içi olduğu için çok kalabalık değildi. teknenin üst katında bir şezlonga hasır şapkamı ve plaj çantamı bıraktım. sonra etraftakileri izlemeye başladım. yalnızlığı seven biriyim. dedim ki şöyle zihnini bir dinlendir istanbula dönmeden önce. aklımın ucunda, yüreğimin köşesinden, fikrimin incesinde erkeklere bakmak gelmedi. sonra yanımdaki şezlonga birisi oturdu. çantamı çekerken bir bakayım dedim. sonra onun da yalnız başına geldiğini farkettim. 30 yaşlarında esmer, 180, fit bir şeker oturdu. yalanım varsa rüyama reis girsin... kolay kolay böyle etkilenmem. görmemiş gibi yaptım. dedim ki sekse değil denize, doğaya odaklan, buraya sikişe değil seyre dalmaya geldin. ama yok valla... ibneliğim tuttu adamla muhabbeti açtım, balık mevzusundan. 'ay acaba ne tür balıklar çıkıyor buradan.' deyip tanışmaya başladık. open minded bir hetero olduğu kısmından sonra dikkatim dağıldı. asıl mevzu isimleri değiştirirken kendi hecelemek zorunda kalmam. çünkü içinde geçen bir harfi p mi b mi diye karıştıranlar oluyor. benim de ağzımdan pasifin p si diye çıkmaz mı!!! gözlerine baktım acaba anladı mı diye. anlamamış gibi görünüyordu. yani porsche de diyebilirdim ama neden pasif, ki işin gerçeği pasif değilim. baktım anlamadı. açıkladım durumu, güldük eğlendik. geri döndük.

seks hikayesi değil, olsaydı ama kondom kullanırdım kesinlikle.