cannibal holocaust


1980 italyan yapımı korku filmidir. senaryosunu gianfranco clerici'nin yazdığı ve ruggero deodato'nun yönettiği filmin çekimleri konunun geçtiği mekanlarda yani amazon yağmur ormanlarında yapılmıştır. film tanınmamış oyuncularla çekilmişti.

film ormanın derinliklerinde yaşayan yerli kabilelerle ilgili bir röportaj yapmaya giden dört kişilik bir belgesel film ekibinden bir daha haber alınamaması üzerine bir antropolog'un film ekibini aramaya çıkması ile başlar. araştırmaları sırasında antropolog ve beraberindekiler ormanda belgesel ekibinin çektiği filmlerin kutularına ulaşırlar. bu filmleri izlediklerinde ise bu insanların başlarına nelerin geldiğini dehşetle öğrenirler.

çok tartışma yaratmış bir film olan "cannibal holocaust" istismar sinemasının en tipik örneklerinden biridir. bu alt türün bütün ögelerini en uç noktalara kadar kullanmaktan çekinmemiş olan film daha milano'daki ilk gösteriminde mahkemece yasaklanmış, filme el konmuş ve yönetmeni deodato da müstehcenlik suçlamasıyla tutuklanmıştı. hatta filmde öldürülen oyuncuların rol gereği değil de sahiden öldürülmüş olduğu iddiaları bile ortaya atılmıştı, yani filmin bir snuff film olduğu suçlamasına maruz kalmışlardı (), gerçi deodato bu suçlamadan aklandı ama film yine de birçok ülkede yasaklandı. bu yasaklar bu ülkelerin birçoğunda hala geçerliliğini koruyor. filmin yasaklanma gerekçelerinden biri de onlarca hayvanın kamera karşısında vahşice katledilmeleriydi.
film ilk gösterimi ile toplatılması arasında geçen 10 günlük süre içerisinde 2 milyon dolar hasılat yapmıştı. hatırı sayılır bir fanatik hayran kitlesi oluşan cannibal holocaust kült filmler arasında sayılmaktadır.

b-türü filmlerin bir alt türü olan trash filmler veya istismar filmleri (exploitation films) alt türüne dahil olan 'cannibal holocaust' gibi filmlerde şiddet, işkence, sadizm, kan, cinsellik istismarı, tecavüz, din karşıtlığı gibi ögeler en uç sınırlarına kadar kullanılıyor, tabu sayılan ne varsa üzerine gidiliyordu. hatta bu türün de bir alt türü sayılabilen cinsel istismar ağırlıklı olanlarına verilen ad da "sexploitation films" dir. bu tür filmler abd'de "grind house" adı verilen üçüncü sınıf pejmürde sinema salonlarında arka arkaya ve kesintisiz olarak gösterilirler.
filmdeki mide bulandırıcı katliam sahneleri o denli gerçekçi görünüyordu ki oyunculardan bazılarının kamera karşısında gerçekten öldürülmüş olabilecekleri söylentisi ortaya atıldı, bu nedenle yönetmen ruggero deodato'ya bir de cinayet soruşturması açıldı. deodato filmde rol icabı öldürülen oyuncuları bulup canlı olarak mahkeme heyetine gösterince cinayet davası düştü. film 3 yıl daha italya'da yasaklı kaldı.
dünyanın "en kötü şöhretli" filmi ünvanını taşıyan 'cannibal holocaust' 50'nin üzerinde ülkede yasaklanarak bu alanda bir rekora imza attı.
blair witch project'in de atası sayılır.
herkesin bildiği şiddet sahnelerinden geçtim o müzikle bile en rahatsız edici filmler kategorisine rahatlıkla girebilir. filmi izlerken kim daha yamyam kim daha vahşi sorgulamadan edemiyorsunuz. bu açıdan modernlik ve ilkellik kavramına getirdiği bakış açısıyla bir alt metne sahip olarak sıradan bir istismar filmi olmadığından söz edilebilir. belki de değildir, adam öylesine çekti biz kulp uyduruyoruzdur.
fazlasıyla rahatsız edici bir film, çoğu ülkede gösterimi ve satışı halen yasaktır, şiddet ve sadizm duyguları için iyi bir törpüleyici hamile kadının karnında ki çocuğun alınışı ve sonunda adamın cinsel organının taşla kesilmesi akıl ve sinir sistemini zorlayacı boyutlardadır. başarılı ve son derece hastalıklı bir film, tavsiye edilir.
korku sinemasının gore, gotik ve konu örgüsü iyi düşünülerek tasarlanmış nosferatu; begotten, frankenstein, suspiria, psycho gibi kültleri ile kıyaslandığında sinema-belgesel-vahşet üçlüsü arasında askıda kalan; yerini tam olarak tanımlayamadığım film.

hakkında uygulanan yasaklar, tutuklamalar ve aklanma hikayeleri bile başlı başına sinema filmi olabilecek bu arıza filmin en atipik yanı, kurguda göze çarpan bazı karelerin gerçek bazılarının ise -miş gibi zehabı yaratması. güçlü bir bünye ve tımarlanmış bir rought algısına sahip olanların izlemesinde sakınca görmüyorum.

fragman: