bitmiş bir ilişkinin tekrar başlaması

reklam

müptelayım sana

harun kolçak tarafından gerçekten mükemmel yorumlanmış, müziği onno tunça * sözleri de leyla tunaya ait olan bir eseridir. parça harun kolçakın 1991 yılında beni affet adındaki ilk albümünde yer almıştır. benim için değeri büyük. bana nasıl büyüdüğümü ve nereden nereye geldiğimi hatırlatan bir şarkıdır. söylemeside çok ama çok çok zor bir eserdir. *

sözleri şöyledir:

sigaram gibisin
en tutkulu keyfimsin
yanımdayken özlüyorum
dumanın yakıyor
kalbim hızla hızla atıyor
ellerim seni arıyor

müptelayım sana
zarar versen de bana
katlanıp acılara
seni içime çekiyorum

dudaklarım alışık
ellerimle barışık
duygularım çok karışık
tadın kokunla geliyor
kalbim hızla hızla atıyor
ellerim seni arıyor

müptelayım sana
zarar versen de bana
katlanıp acılara
seni içime çekiyorum

bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak

türk insanın sorulan soruya ''bilmiyorum'' diyemesinin sebebidir. bilmese de sallar.

ilginç guinness rekorları

hacettepe üniversitesinin dünyanın en büyük dna sarmalını yapması.

yaşar nezihe bükülmez

1882 doğumlu kalemiyle kelimeleri ısıtan o kelimelerlede adamın ciğerini dağlayan kadın şair, şairimiz, şiirlerinde emekten ve emekçilerden çokça bahseder ve bir kadının ağzından en iyi yazılanlardan biri olan aşk üzerine söylenmiş şu dizelerin sahibidir;

aşkı müşkül gizlemek, halka ayan etmek de güç
zahm-ı hicran-ı dîl’i lâkin nihan etmek de güç.

hâki payinden cüdayım gerçi ol şûhun, fakat,
visali için ağyare arzı imtinan etmek de güç,

eylerim belki dil-i cânânı rencide diye,
her saat, her lâhza feryad-u figan etmek de güç,

yare talimi vefa ettikçe cevr eyler bana,
neyleyim nâmihribanı, mihriban etmek de güç.

kahru zilletle sürünmek - doğrusu - âsân değil,
bir elîm mevkideyim ki terk-i can etmek de güç,

neş’elerden gam, sürurlardan sefa his eyliyor,
kalbi nâşâdı nezihe şadıman etmek de güç!

çocukla çocuk olmak

nasıl anladığınıza bağlıdır. ki genelde pek olumlu anlamda kullanılmaz.

bana göre çocuğun gelişiminde önemlidir. belki her zaman her yerde değil ama çocuğun kendini kabullenmesi / karşısındakini kabullenmesi açısından elzemdir. 6 yaşında bir çocuğa onun çıkardığı seslerle iletişim kurmak onun seviyesine inmek, ya da çocuk olmak değildir. bunun yanında bir öğretmen ya da çalışanı ile konuşan bir patron gibi konuşmak da onu bir birey olarak kabul ettiğini göstermenin yolu değildir. ama yeri geldiğinde gösterilmesi gereken davranışlardır, o ayrı.

çocukla çocuk olmak gerekir. bu hem eğlenceli hem de zordur. devamlılığını sağlamak daha da zordur. sabır ister. zorlar. dik durmanızı, özür dilemenizi, bazen boynunuzu bükmenizi, bağırmadan, açıklayarak hayır demenizi gerektirir. ama ciddiye alındığını gerçekten hisseden bir çocuğun sizinle kurmaya alıştığı iletişim, kendini gösterme şekli, size yaklaşımı yaşanacak en pozitif en güzel şeylerden biridir.

karşınızdaki sonuçta bir insan. küçük bir insan. insan yaşı kaça gelirse gelsin, ne yaşarsa yaşasın, her dönemi gibi çocukluğunu da saklar. üstünün örtülmesi, veya ben büyüdüm diyerek göz ardı edilmesi varlığını ortadan kaldırmaz. yaşadığımız pek çok sorunun altında da bu yatar. sorununuz olması için ille de çocukluğunuzda taciz edilmiş olmanız gerekmez. küçükken kapatılmamış bir hesap, cevaplanmamış bir soru, başkalarının anlayamayacağı (ya da öyle sanılan) sürekli karın ağrılarına dönüşebilir.

karşımızdaki çocuklar gibi biz de yavaş yavaş büyüdük, hala da büyüyoruz. bu yüzden araya kapkara bir çizgi çekmenin faydası değil zararı var. hem başkalarıyla hem de kendi kendimizle olan ilişkilerimiz açısından bu tür iletişimler çok önemli. önemini bilen için ise elzem.

yeni türkiye imam hatip ağacının meyvesidir

sümeyye erdoğan"ın yeni türkiye tanımında yer alan fikir noktası.

" imam hatip ağacının meyveleri bugün ülkemizin yönetiminde söz sahibiler. bu çok onur verici bir durumdur. bu aynı zamanda şunu gösteriyor; imam hatip ruhu sadece bir fikir değil, aynı zamanda aksiyondur" şeklinde yeni türkiye özlemini ve yapısını şekillendiren erdoğan; olayın sadece teoride kalmayacağına değinerek gözdağı da veriyor aslında.

babasının kızı erdoğan babadan yadigar terimleri ve cümleleri kopyalayıp adeta yeniden canlandırıp demek istiyor ki "allahın izniyle yapacağız, yapılacak, şükürler olsun hamdolsun".

http://haber.sol.org.tr/turkiye/sumeyye-...

dertsiz insan modeli

dertsiz insan yoktur. dertlerini umursamayan insan vardır veya dertlerini henüz keşfedememiş insan.