sevgiliye bağırmak

utanma sıkılma gerektirmeyen, aslında gayet normal olan hadise. gün gelir sen sevgiline bağırırsın gün gelir sevgilin sana...seksten sonra 2.sırada gelen, sevgililerin birbirini rahatlatması için etkili bir yöntemdir.
hiç yapmadığım olay. 3 sevgilim oldu bi kez bile sesim yükselmedi üçüne de.
aklıma pariste bir gay barda gördüğüm afişi getiren başlık. afişte birbirlerine sevgiyle bakan 2 bear var ve altında da şu yazı; " vingt ans deja passė, sans veselle cassé." yani türkçe meali, " hiç bir tabak bile kırmadan 20 yıl geçti". insan imreniyor.
bir anlık öfkeyle bağrılıyor ama barıştıktan sonra kendini çok iğrenç hissediyorsun
sesini yükselttiği zaman haklı olacağını düşünmek. yanlış bi düşüncedir. lütfen bağırmayın sevgiliye... kaybettikten sonra üzülürsünüz. sevgilin lan o senin amk, nasıl kıyarda bağırırsın.
çok fena cümleler kuruyorum, çok ağır olur söylediklerim, keşke konuşmamayı becerebilsem ama olmuyor öyle damarıma basılınca. saatlerce dövsem bu şekilde etki yaratamam sanırım. tartışmalardan kaçsan da illaki gerekiyor bir süre sonra. her bağırma da ilişkinin sonuna bir adım daha yaklaşmış olduğumuzu gösteriyor aslında.
kocamla ilişkimizin başlarında tanıma sürecinde telefon yoluyla birbirimize höykürmelermiz. göztepe köprüsünün ortasında avazım çıktığı kadar bağırdığım zamanları bilirim (neyse ki sular duruldu dengeye vardı)
sakin bir şekilde tartışırken içimde o güne kadar biriktirdiğim her şeyi saldığım andır. bağırmam aslında, gürlediğim söylenir. el alemden çekinmeden yapmak en makbulüdür. asla düşünmeyin ve son hız ilerleyin, bağırırken söylenin.

zaten esas sessizliğim korkutucudur.
birbirimize karşı çok yapmadığımız bi durum ama yaptımız zaman hemen ortamın gerilmemesi adına ya konuyu değiştiririz ya da daha yumuşak bir ses tonuyla ifade ederiz durumu, hiç olmadı o anda yapışırsın dudağına öpersin daha ötesi de yok, (yani ben öyle hayal ettim)
içinde bir art niyet yoktur.
herkes sonunda seks hayal etmiş bu olayda.

gerçek hayatta; sessiz bir kadın olur. sessizliği de ağzından çıkan; "tamam lütfen uzatma" cümlesi ile sona erer.
işte bunu yaparken yıldız tilbe gibi ağzım sağa sola doğru kayıyor. sinir ani bir hamleyle sıçrıyor beynime, o kadar sakin ve öfke kontrolünü kusursuz sağlayan bir insanımdır fakat sinirlendiğim zaman tansiyon düşüyor ve yumruk yumruğa kavga eder gibi bağrııyorum telefonda. *
değil sevgili bulmak; sevgiliye aday adayını bulduk da bağırması mı kaldı. yapmayın etmeyin, sevdiceğinizin değerini bilin.
dört aydır sevgilisizlik müzdaripliğinden özlenen durumdur.
yapmayın, etmeyin. valla sonra stv?deki babasına ilaç almayan hayırsız evlatlar gibi olursunuz ya.