sevgiliyi kaybetmekten korkmak

korkuların en büyüğüdür aşk çerçevesinde*. insanı çırılçıplak hale getirir onsuz olmak, bir yanınız eksiktir. kaybetmek sorun değil aslında da yeter ki onursuz olmasın terk edilmek.
sevgili ile sınırlandırmadan (bkz: birini kaybetmekten korkmak) hissiyatını dile getirmek babında, anne ve babayı belki de yoldaşın olan kedini kaybetme korkusu da aklının en ücra köşelerinde saklanan travmaları harekete geçirir niteliktedir...
korkulmaması gereken hissiyattır lakin zamanla korkularından korkar olmak leveline yükselebilir.

kaybetmekten korkarak sıkıntı yaşamak yerine güzel olanı yaşamak lazım. lakin bugün 40 senelik çiftler bile boşanabiliyorsa, sorgulamadan yaşamalı bazı şeyleri.
hemen herkeste olabilecek korkudur.ve de normaldir.
çünkü insanın gönlü başkasına da kayabilir,belli olmaz kalp yangınları.
eğer bu hisler başladıysa ve paranoyak olmadığınızdan eminseniz ya yakın bir zamanda onu kaybetme ihtimaliniz yüksektir yada hiç kazanamamışsınızdır ki kaybedeseniz.
kişinin tamamen kendisiyle ilgili hede.

böyle artistik bir cümleyle giriş yaptığıma bakmayın ben de köpek gibi korkuyorum sevgilimden ayrılırım diye. çünkü kendisi benim hem ilk ilişkim hem de ilk aşkım. hayat işlerimiz gereğiyle bizi 4 ay sonra farklı iki ülkeye sürükleyecek ve ben şimdiden bu korkunun etkisi altındayım.

çok seviyorum sözlük, siz sakın benim kadar çok sevmeyin.
aşıksan seviyorsan korkarsın. aklın başında olmaz ne yaptığını bilemez kontrol altına alman zordur duygularını.
(bkz:korkanın çocuğu olmaz)
çarşıda, pazarda kalabalık yerlerde, gece istiklalde, barda, discoda ekseriyetle kalabalık ortamlarda kaybetmekten çok korkuyorum evet. kalabalık yani kaybolur maybolur mazallah. en iyisi tasma alıp bağlamak. hem seksi de olur. yaşasın bdsm. auuu auuu auuuuuuu....