the danish girl

6 Entry Daha
(bu kelimeyi kullanmak istemiyorum ama) böyle ''çekişmeli'' bir konuyu anlatmasa eddie redmayne'e ikinci oscar'ını getirebilecek kadar başarılı bir oyunculuk sergilediği, aralardaki o güzelim danimarka manzaralarıyla, renkleriyle ve dahası alicia vikander'in mükemmelliğiyle mükemmel olan film.

filmle ilgili tek eleştirim, keşke lili'nin o geçiş dönemi, daha doğrusu o anki hayatını da bır tık daha geniş biçimde görebilseydik. okuduklarımdan yanlış hatırlamıyorsam, operasyon zamanı lili'nin ciddi sayılabilecek bir ilişkisi bulunmakta ve zaten kadın olarak dış dünyaya kendisini ifade etmekteymiş. filmde bu biraz olduya bittiye getirildi gibi geldi bana, yoksa lili'nin uyanışı ve doğuşunu izlemek takdire şayandı. alter ego olarak çıkışını hiç beklemesem de, gerçekten inanılmazdı.

yukarıda bahsedilmiş ama, lili'nin ölümünden bir yıl önce, 1930'da çift boşanıyor, bundan sonra gerda sanırım italyan biriyle evleniyor, o da onun kalan tüm birikimlerini tüketiyor ve 5 sene sonra ondan boşanıyor ve gerda 1940'da meteliksiz olarak ölüyor.

lili'nin ölümüne sebep olan da vücudun organı red transferini red etmesiymiş. operasyonlar çerçevesinde lili'nin en büyük arzusu anne olmak olduğundan ve bunun için yapılan rahim transferi sonrasındaki komplikasyonlardan ötürü vefat etmiş. einar'ın hermafrodit olduğu iddiaları da bulunmakta(hatta biyografisinde kendi değinmiş).

daha detaylı bilgi için, http://www.historyvshollywood.com/reelfa...
1 Entry Daha