türk silahlı kuvvetleri

kara kuvvetleri, hava kuvvetleri ve deniz kuvvetleri olmak üzere üç kuvvetten oluşan türkiye yi iç ve dış tehditlerden koruyan kurum. asker sayısına göre dünyada 9. sıradadır. nato nun göz bebeğidir.
5.5 ay hizmet verdiğim ama şu anda yürütülen korku politikası sebebiyle sindirilmeye çalışılan kurum. kısaca tsk
dünyanın tek gay porno arşivine sahip ordusu.
dolu dolu 460 gün, 460 gece askerlik yaptım. ne derler bilirsiniz; en büyük aşklar, askerde başlar.
görevi korumak olsa da bazen koruma görevini üstlenen kurumlardan korunmak gerektiğini insana hatırlatan, korkularla güçlenen yapı. henüz kendisinin "yönetimin bir kolu değil de yönetimin bir aracı olduğunu" idrak edemediğini düşündüğüm içinde büyük sorunlar barındıran dev organizma.
hakkında söylenecek iyi şeyleri olduğu kadar kötü şeyleri de olan kurum. ama kötü bir şey söyleyemezsiniz. çünkü suçtur.

(bkz: halkı askerlikten soğutmak)
her türk asker doğduğu için ülke erkek nüfusunun tümünün doğal üyesi olduğu düşünülen kutsal ittifak.

(bkz: korku imparatorluğu)
(bkz: her türk asker doğar)
allah yokluğunu hissettirmesin dedirten kurumdur.
'' komşu kızını zapteyle, yaylalar yaylalar '' gibi eğitim şarkılarıyla, yıllar boyu tecavüz mangaları yetiştirmiş kurumdur.*
latin amerika'nın kesik damarları gibi muhteşem bir eserin sahibi olan eduardo galeano'nun bu husustaki fikrini paylaşmak istedim. kelimesi kelimesine olmasa da aklımda kaldığı kadarıyla şöyle;

"sadece latin amerikada değil, dünyanın bir çok yerinde bankalar, insanların parasını korumak için değil, çalmak için kurulmuştur.
polis suç işlemekten, suçlularla mücadele etmeye fırsat bulamaz.. hapishaneler genellikle, suçlular ve vatan hainlerini değil, gerçek yurtseverleri içeri tıkmak için kurulmuştur.
ve ordular, ulus savunmasından ziyade, kendi halklarına karşı savaşmak için vardırlar..."

şanlı ordumuzun tenkiller, tedipler ve darbe'lerle dolu tarihi gözönüne alındığında, galeano'nun sözleri daha da anlamlı oluyor...
mantığın bittiği yerde askerlik başlar ironisi varken asla can ciğer olamayacağım kurum. güzide bir orduevi nde yaptığım askerlikten geriye kalan en önemli askerlik anılarından bazıları şunlar:

-karısı tarafından gözümüzün önünde* azarlanan astsubayların acısını bizden çıkarması.
-rütbeli diye geçinen godamanların bütün özel işlerini askerlere bedavadan yaptırmaları. üstelik tonla para almalarına rağmen. *
-sinirlenince * elinin altında azarlayabileceği hatta dövebileceği bir yığın insan olan komutanlar.
-gündüz görev kutsaldır diye cıyak cıyak bağırıp, akşam da kendi devriyesine postasını gönderip porno izleyen başçavuş teğmen vs.


sevmedim bu kurumu. sevemedim şekerim.