model

çok fazla abartıldıklarını düşünüyorum.

biat

kurtlar vadisinde polat alemdar kişisinin;
ben racon kesmiyorum kafa kesiyorum, süleyman çakır istanbulun sefiridir, biat edin !!!

banu alkan

anlatılmaz o.en baba komedi filmlerine taş çıkartır sohbetleri.diğeri için(bkz: oya aydoğan)

bay ölüm

dr. jack kevorkia dır. you dont know jack filmine konu olmuştur. kendisini bu film ile tanıyabilirsiniz.

hestia

ukalalık ama mesnetli, dozunda, demlenmiş, rayban gözlüklerinin arkasından burnu kalkık bir bakış ama güngörmüşlük içeren, uzun upuzun cümleler ama hep beklenmedik/şaşırtıcı bir yerlere bağlanan, böyle bir laf sokmalar/çarpıtmalar ama kararında tahrik edici ve doğru gözlem ve birikimlerle harmanlanmış bir tarzla sözlüğe kazandırılmış yeni bir yüz, yeni bir dil, yeni bir hava. *

grizzlybear

bir kadının en güzel yeri

yumuşak dizleridir.başını oraya yasladığın da hayat masal sen kahraman oluyorsun.

(bkz: uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim)

özel üniversite

okuduğum, bitirdiğim, eğitimim sırasında tüm dünyayı gezme olanağı sunan, yurtdışında araştırma için birden fazla enstitüden burs almayı sağlayacak kadar bana ve çevremdekilere yeterli akademik ve kültürel arka planı vermiş okul tipi. genel olarak özel önüversite diye geçse de orjinal kategori ismi vakıf üniversitesi'dir. türkiye'de bu okulların bünyesinde öyle tipler vardır ki adamı şoka sokar.
sırf üniversite seçme sınavında burs kazanmış diye derste hocalarına `hocam ben bursluyum diğer öğrencilerden bir farkım olmalı bu not bana göre değil, akıllı olun akıllıaa!!` diyebilecek zengin züppe orospu çocuğu olmayan amsalaklardan tut, sabahlara kadar ders çalışan araştırma yapan ferrarili mafya çocuklarına kadar çok geniş bir öğrenci spektrumunu kapsar bu okullar türkiye'de.
bünyesinde barınan öğrencilerin çoğu bu vakıflara senelik çok yüksek bir nakit akışı kazandırır, bu nakit akışı finansal dağılımın dengeli olduğu kurumlarda sonraki dönem ve jenerasyonlara daha iyi ekipman, kütüphane ve sosyal olanak olarak geri döner. özellikle türkiye'de holding destekli olmayan pek çok üniversite bu yol ile kaynaklarını finanse eder, devlet desteği yoktur.

kuzey amerika'da ivy league diye adlandırılan okulların çoğu özel üniversitedir ve bu üniversiteler, dünyanın farklı coğrafyalarında yer alan pek çok diğer özel üniversite ile birlikte en başarılı araştırmaları ve bilimsel ilerlemeleri kaydederler. burada okuyan, yetişen ve sonrasında bilim insanı olan öğrencilerin çoğu da zengin züppe orospu çocuğu'dur en arisinden. asıl değinmek istediğim konu; tecrübe edebildiğim kadarı ile üniversite sonrası neler olduğu gerçeği aslında. bu satırları okuyan genç arkadaşlar var ise en azından onlar için güzel bir analiz olur gibime geliyor.
türkiye'nin hatırı sayılır devlet okullarından mezun çok yakın 4 arkadaşım var mesela, eğitim hayatları boyunca yanlarındaydım, onlar da benim yanımdaydı, birbirimizi gözlemleme olanağı bulduk ister istemez. eğitimlerini sürdürdükleri 5 yıl boyunca okula vize ve final dışında gitmeyen bu arkadaşlar her dönem 7-8 ders vererek, akademik eğitim aldıklarını zannederek okulu bitirdiler. okulun onlara kazandırdığı tek şey devlet okulu diplomasi ve kpss'den devlete atanmak için sahip oldukları eli kolu uzun amcalar oldu. şu an bu adamların istisnasız hepsi yurtdışında ingilizce eğitimi alıyor; çünkü okullarında gördükleri akademik dil eğitimi lise eğitiminden farksızdı, ve hepsi `dünyanın en iyi okullarından birinden mezunsunuz, türkiye'nin en yüksek kademelerine uzanırsınız, yurtdışında söyleşiniz böylesiniz` gazi ile mezun oldu. şimdi biri eğitimini ilerletmek için master başvurusu yapma aşamasında ve okulu ingilizce transkript hazırlamayı geç, 2.5 aydır bir dilden bağımsız olarak transkript göndermekten tamamiyle aciz bir hizmete sahip. aldığı eğitim sırasında araştırma alışkanlığı kazanmadığından, `araştırma kağıdı`* nedir, `sunum` nedir, referans vermek nedir bilmediğinden ve bu konuda çalışması olmadığından kabul alması da imkansıza yakın oluyor. daha geçen sene hizmete açılan internet tabanlı otomasyon sistemi ise mezun olduğu için onun kullanımına kapalı durumda. telefon açıyor `ne istiyorsun` diye cevaplanıyor arama, ders aldığı hocalardan referans istemesi ve doçent olmuş bu hocaların ingilizce referans yazmaktan aciz olmaları ayrı bir trajik türkiye parodisi. bu bahsedilen okulların hepsi istanbul'daki devlet okulları, anadolu'nun pek çok şehrinde yer alan üniversiteler hakkında denecek pek bir şey yok zaten.

`aa genelliyorsun ama hepsi öyle değil` dediğini duyar gibiyim, bunlar sadece birer örnek, bardağın boş tarafı. ne olursa olsun bilim, akademik araştırmada en önemli şey disiplinler ve diller arası çalışmaları karşılaştırabilmek ve bu çalışmaları referans göstererek literatüre katkıda bulunabilmektir. türkiye'de bunu yapan (ya da yapmaya çalışan) okulların hatırı sayılır bir kısmı da ne gariptir ki özel üniversite diye adlandırılan okullardır. istenildiği kadar küfredilsin, suratına tükürülsün, arkasından parmaklansın, ne yazık ki durum budur efinim.

pomak

istanbul/acıbadem semtinde bir sokağın adıdır

kahvenin milliyeti

yanık tenine ve egzotik kokusuna bakılırsa brezilyalıdır.

sebat

sözünden veya kararından dönmemek.

ismet yılmaz

bi kaç hafta milli eğitim bakanlığına getirildi. daha önce milli savunma bakanlığı başkanı ve tbmm başkanlığı yapmış tam bi joker . tabii badem bıyık olmazsa olmazımız o da var adamda. işte bu badem bıyıklı minyatür bakan yaptığı ilk iş ; atama bekleyen binlerce öğretmenin hayali olan ağustos atamasını kaldırmak oldu.
tek bir atama şeklinde şubat ayında atama yapılacakmış ve stajer öğretmen gibi bi durumda var neyse.
burada birkaç saçma durum var
biz cumhuriyet tarihi boyunca en çok öğretmen ataması yaptık diyerek böbürlenip gururlanıyor badem bıyık . tabii partisine oy veren koyunlardan zannediyor insanı ama 12 yıl boyunca iktidarda kalmış ve 80 milyon nüfuslu olan ülkede yaşadığımızı ve bununla ilgili hesap yapma becerisi olmaması çok acı. yada klasik akp propagandası aslında herşeyi biliyorlar ve bilmemezlikten gelip koyunları uyutuyorlar.
ve buna gerçekten de destek veren insanlar var.
60 bin öğretmen açığımız var diyor aslı tabii daha çok ve şubat atamasında sadece 30 bin öğretmen atayacaklarmış tabii ağustos ataması da yok. her yıl ortalama 60 bine yakın atama verilirken şubat ayında 30 bin atama olacak sadece. zaten 7 bin tane din ve ilahiyat gibi bölümlere atama verilecek kalan 23 bin ise diğer bölümlere verilecek. sanırım 85 ve üzeri puan alamayan çoğu kişi * atanamayacak.
ve en ilginci şubatta olacak atama için tam 5 ay öncesinde sınav yapılacak temmuzda. yani 5 ay boyunca üniversite mezunları boşta işsiz olarak gezecek ve şubat ayında ise onlarda %10'u hayallerine ulaşıp öğretmen olabilecek.
sonuç olarak size oy verenleri ben allaha havale ediyorum. küfür etsem olmaz şimdi kesin bizim akrabalardan da oy veren vardır *