dünyadaki pek çok şehirdeki lgbt mekanlarının harita üzerindeki yerini gösterip açıklamalarını barındıran süper uygulama. yerler hakkındaki bilgiler oldukça güncel gözüküyor, beğendim.
net ideallerindeki profil ile cinsel birliktelik yaşayamamak. kendin gibi kilolular zerre ilgini cekmez ama görece daha fit olanlarin da sana bakmayacağını bilirsin. pandemiden bu yana gecen surede kilolu olmayi deneyimliyorum -sanirim psikolojik bir tur yeme bozuklugu sebebi ile- ve kesinlikle öz güveni öldüren bir durum
uzun süredir stalkladığım, entelektüel bilgi birikimi yüksek bir yazar. sözlüğü kullanma motivasyonu yüksek. sanirim buraya yazmayi bir nevi rahatlama araci olarak görüyor. başlıkları çoğunlukla genele hitap yerine daha spesifik konular oluyor.
entrylerinden az çok genel profilini çıkarabildiğiniz, "bu çocuk çok cool dur ya da baya sexy flandır, bununla bi sevişeceksin var ya" dediğiniz yazar kim?
kendim için konuşacak olursam kesinlikle efemerid derdim. hem entelektüel, hem prestijli bir işi var. ne biliyim tatlı bir çocuk herhalde.
az önce itiraf başlığının altındaki yorumları okudum ve neredeyse hepsinde içten içe bir burukluk, hüzün sezdim.
çoğumuz çocukluğundan beri tramvalar yaşadı, hep farklı "arızalı" olduk. dışarıda milyonlarca insan hâla bizden nefret ediyor. gerçekten her şeye rağmen yaşama devam edebiliyorsak güçlü insanlarız sanırım.
cidden ben en son ne zaman tam anlamiyla mutlu olduğumu hatirlamiyorum. peki siz mutlu musunuz?
orta okuldayken çocuğun biri bana sürekli bu kelimeyle seslenip bana zorbalık yapardı. hayatımı zehir etmişti. bilmiyorum belki o zamanlar feminen bir kac hareketim vardi demek ki. daha küçücük çocukken ruhumda derin yaralar bıraktılar. beden eğitimi derslerinde erkekler maç yapar, kızlar birlikte oynardı. ben ise okulun bir kosesine saklanip dersin bitmesini beklerdim. kimse bana acısın istemezdim. bizler için hayat mücadelesi çok erken yaşta başlıyor malesef.
sanırım sözlüğün ilk zamanları çok daha fazla aktif yazar varmış. (altın çağını göremedim) şimdilerde ise benim gibi günde bir iki kişi yazıyor. ekşi'deki yorumlara baktığımda çoğu eski kullanıcı dark bear abiye sallamış.
peki sizin buraya yazma motivasyonunuz nedir?
çok iyi bir ozan, söz yazarı. vokaline diyecek yok zaten. kendisini "keşke top olmasaydin" diyen avanaklar da, "tercihi beni ilgilendirmez ben muzigine bakarim" diyen yarı cahiller de olmak üzere geniş bir kesim dinliyor. böylesine homofobik bir coğrafyada açık kimliği ile cidden iyi işler yapan birisi. iyi ki var.
maskülen bir gay olarak malesef ben de eril düzenin içinde gizli saklı yaşamanın konforundan vazgeçmeye cesaret edemeyenlerdenim. ama şunun farkındayım ki topluma oldukça maskülen, kıllı göbekli dayıların da gay olabildiğini gösteremediğimiz sürece, mücadeleyi sadece marjinal ve feminen arkadaşlara bıraktıkça ilerleme kaydedemeyecegiz. yanlis anlasilmasin feminen fobim yok. hatta butun hayatlari boyunca kendileri gibi olma mucadelesi verdikleri icin saygim cok fazla.
biseksüellerin çoğu erkeklerle birlikte olmayı sadece bir fantezi olarak görüyor malesef. hatta çoğunluğu kendilerini eşcinsel olarak bile tanımlamiyor, yonelimlerinin ne oldugunun farkinda degiller. lgbt topluluguna aidiyeti en zayif grup. bu yuzden biseksuel olup kendi yoneliminin arkasinda duranlara saygim sonsuz.
üzerine düşündüğüm bir konu. olay baba olmayı deneyimlemekten ve evlat sevgisinden ziyade yaşlandığında, annen baban hayatını kaybettiğinde, kardeslerin kendi hayatlarini kurduklarinda yapayanliz kalmak. korkunç bir durum değil mi? yaşlanmak, daha dogrusu birisine muhtaç olma durumu çok berbat ve hayatin gercegi. kendi evladin oldu mu sana kosturacak birileri oluyor ama ya olmadiginda?