gordias

Durum: 298 - 0 - 0 - 0 - 12.06.2020 01:34

Puan: 3640 - Sözlük Kezbanı

9 yıl önce kayıt oldu. 6.Nesil Yazar.

life; keep it simple
  • /
  • 15

ayı sözlük yazarlarının ilişki durumları

app'daki profil resmini kaldırdım. sanırım yaşlanıyorum.

eşcinsele çocuk teslim edilmez

önermenin sağlıksızlığı bir yana, sırf ademoğlu eşcinsel diye bu ayrımcılığa maruz kalması şiddetle sinir bozucu. ben gayet iyi çocuk bakarım. belgeli, ispatlı. inanmayana söyleyecek laf bulamıyorum. kendi derdine yansın. * * *

hoşlanılan kişiden soğuma nedenleri

ayıp ama bunu yazmadan olmayacak. öpüşemeyen adamlarla olmuyor. öpüşemiyorsan başının çaresine bak diye haykırmak geliyor bazen içimden ama yapamıyorum sevgili sözlük.

hoşlanılan kişiden soğuma nedenleri

küstahlığı marifet sayması. sürekli kendinden bahsetmesi. empati fakirliği. evet.

katastrofik

eng. afet, felaket, yıkıcı manasına gelen sıfat. catastrophic olarak yazılır.

var böyle tipler

ne? kız nalbur orası...

sharbat gula

rembrandt van rijn

1606-1669 yılları arasında yaşamış, hollandalı ressam. asıl adı rembrandt harmenszoon van rijn. sanat tarihinin en önemli ressamlarından biridir. hollanda altın çağında yaşamıştır. "işığın ve gölgelerin ressamı" olarak da anılır.

chiaroscuro

fotoğrafçılıkta rembrandt aydınlatması/ışığı olarak geçen teknik/efekt.

chiaroscuro

barok dönemde ve rönesans döneminde de kullanılan 4 kanonik çizim moddundan biridir. resimde bazı bölümleri karanlık, bazı bölümleri aydınlık boyama tekniğidir. barok dönem için caravaggio, rönesans için leonardo da vinci tablolarına bakılabilir. barok dönemde, kontrastın fazla tutulması "dramatik" bir anlam katarken, rönesans döneminde daha az kontrastlı ışık oyunlarına yer verilmesindeki amaç resime üç boyut katmak ve figürlere canlılık kazandırmaktır. diğer moddlar için;

(bkz: sfumato)

(bkz: cangiante)

(bkz: unione)

unione

unione

rönesans döneminde kullanılan 4 kanonik çizim moddundan biridir. michelangelo'nun sfumato tekniğine raffello'nun cevabı diyebiliriz. teknik olarak birbirlerine yakın olmalarına rağmen raffaello bu geçişleri canlı renklerle yapar, michelangelo ise daha dumanlı. diğer moddlar için;

(bkz: sfumato)

(bkz: cangiante)

(bkz: chiaroscuro)

cangiante

ita. değiştirmek anlamına gelen "cangiare" fiilinin geçmiş zaman ortacı.

cangiante

rönesans döneminde kullanılan 4 kanonik çizim moddundan biridir. sistina şapeli bu tekniğin örnekleri ile doludur. bir geçiş ve bağlayış tekniğidir. sfumato'dan farkı ise bir rengi bütünüyle başka bir renkle değiştirme yoluyla yapmasıdır. diğer moddlar için;

(bkz: sfumato)

(bkz: chiaroscuro)

(bkz: unione)

kanonik

yunanca kanun, kural kökünden türemiş bir sıfat. "genel olarak kabul edilen" veya "otoritelerce doğrulanmış" anlamlarında kullanılır.

sfumato

rönesans döneminde kullanılan 4 kanonik çizim moddundan biridir. mona lisa bu tekniğin en ünlüsüdür. bir rengin diğer bir rengin içinde kaybolarak kapanmasına ve yumuşak geçişler yapması anlamına gelir. diğer moddlar için;

(bkz: cangiante)

(bkz: chiaroscuro)

(bkz: unione)

sfumato

ita. sfumato fiilinin geçmiş zaman ortacı. gölgelemek, yok olmak, ortadan kaybolmak, solup gitmek anlamlarına gelir.

mona lisa

bu tablodan bahsetmek istediğinizde, italyanlara gioconda, fransızlara joconde demek gerekir. rönesans dönemi eseridir. sfumato tekniğinin en başarılı örneğidir.

ayı sözlük yazarlarının unutmadıkları anları

ben seni, beni sevdiğin gibi sevmiyorum. bende bir karşılığı yok. olmuyor diyerek beni terk eden çook eski sevgilimin aradan yıllar geçtikten* sonra beni araması ve bana mavi ekran verdiren diyalog. bu anı/anıyı gelecek nesillerle paylaşmayı bir insanlık görevi addederim. buyrunuz;

gordias(g) / eski sevgili(e)

g: alo
e: alo nasılsın?
g: numaranız kayıtlı değil. kiminle görüşüyorum?*
e: sildin mi numaramı? anlıyorum tabii. haklısın...
g: x? sen misin? sildim tabii. neden tutacaktım ki?*
e: haklısın. ben seni benim artık bir sevgilim var diye aradım.
g: mutluluklar!
e: onu duymak için aramadım. şey diyecektim (ağzında geveleyerek)
g: o zaman ne için aradın? söyleceksen söyle, benim biraz işim var da...
e: senden sonra hiç sevgilim olmadı ama şimdi bir sevgilim var. biliyor musun hem fiziksel olarak hem de mizaç olarak sana çok benziyor. aslında ben seni çok sevmiştim ve seni çok özledim bunu söylemek istedim. onun için aradım.

sonraki 45 saniye boyunca çektiğim algılama güçlüğü, boğaz kuruması, burun sızlaması ve sonrasındaki diyalog;

g: anlamadım nasıl yani?
e, az önce söylediklerini yeniden başka cümleler ile yeniden anlattır.
g: anadilim dışında bir dilde olunca anlamadım sandım, ama yok gayet doğru anlamışım. senden benim için bir şey yapmanı rica ediyorum.
e: nedir? eğer yapabilirsem...
g: şimdi telefonu kapat. yavaşça yere bırak. aynanın karşısına geç. ben bir orospu çocuğuyum de ve sonra da numaramı sil. bunu benim için yap olur mu?

telefonu kapatır kapatmaz yaşadığım rahatlama ve ona dair her şeyden kurtulma. nefes verme ile soluklaşıp kaybolan varlığı. * *

zırnık

önemsiz, değersiz, işe yaramaz. zırnık bile koklatmamak deyimine konu olan.

  • /
  • 15

growlr

bir tane adam bana mesaj attı, profilini falan açtı. profilinde "resminizi açıp, konuşmayı kesmeyin" falan filan yazıyor. adam resmini açtı ve daha sonra konuşmayı kesti. aynı şeyi kendisi yapıyor. growlr'daki insanlarda şizofreni olabilir mi?

gusül abdesti

gay ilişkiler ters ilişki olduğu için gusül abdesti'de ters alınmalı. sexten önce abdest alınmalı.

erkeği en sorunlu burç

terazi. yükseleni terazi olsa da olur.
not: benim de yükselenim terazidir.

Toplam entry sayısı: 298

diğer gayleri çekemeyen mutsuz gay

özgüven eksiği, sevgisizlik ile birleşince olandır. kendini kabul sorunu da eklenince evlere şenlik durumlar. mevlam şifanı versin kardeeeeş!

serv-i revan

divan şairi nedim'in bir şiiri. osmanlı'da uzun boylu kızlar için kullanılmış, "yürüyen selvi" anlamına gelen tamlama. buraya kadar herşey normal. asıl anormal olan, edebiyat kitaplarına girerken aşağıda bulacağınız şiirin dördüncü mısrasının yer almaması. zira orada "izn alıp cuma namazına deyu mâderden"* mısrası var. kadınlara cuma namazı farz değilse, nedim kiminle cuma namazına gitmek istiyor?*

*osmanlıca*
bir safa bahşedelim gel şu dil-i nâşâde
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e
işte üç çifte kayık iskelede amade
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e.

gülelim, oynayalım, kâm alalım dünyadan
mâ-i tesnim içelim çeşme-i nev-peydadan
görelim âb-ı hayat aktığın ejderhadan
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e

geh varıp havz kenarında hirâman olalım
geh gelip kasr-ı cinan seyrine hayran olalım
gâh şarkı okuyup gâh gazelhan olalım
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e

izn alıp cuma namazına deyu mâderden
bir gün uğrulayalım çerh-i sitem-perverden
dolaşıp iskeleye doğru nihan yollardan
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e

bir sen ü bir ben ü bir de mutrib-i pakize-eda
iznin olursa eğer bir de nedim-i şeyda
gayrı yâranı bugünlük edip ey şuh feda
gidelim serv-i revanım yürü sadabâd'e

*günümüz türkçesi*
gel, şu neşesiz gönüle bir sefa verelim;
yürüyen selvim (selvi boylum) yürü! sa'd-abad'a gidelim.
işte üç çifte kayık iskelede hazır;
yürüyen selvim, yürü! sa'd-abad'a gidelim.

gülelim, oynayalım, dünyadan arzumuzu alalım,
yeni yapılmış çeşmeden tesnim suyu (cennetteki bir su) içelim;
ejderhadan hayat suyu aktığını görelim
yürüyen selvim, yürü! sa'd-abad'a gidelim.

kah gidip havuz kenarında dolaşalım
kah gelip kasr-ı cihan'ı seyr ile hayran olalım
kah şarkı okuyalım, kah gazel okuyalım
yürüyen selvim, yürü! sa'd-abad'a gidelim.

annenden cuma namazına diye izin alıp,
zalim felekten bir gün çalalım,
iskeleye doğru gizli yollardan dolaşıp,
yürüyen selvim, yürü! sa'd-abad'a gidelim.

en seksi erkeklere sahip şehirler

güneydoğu anadolu'nun tamamı. hatta alanı genişletip "bereketli hilal" bile diyebilirim. doğulu adam her daim favori... hele bir de batı glase'i almış ise yanına her şekilde yatılır. her anlamda sonuna kadar. :)

yeni biri ile tanışmanın dayanılmaz zorluğu

meğer profilimi uzunca bir süre izlemiş. önyargılarının yoğun olmasından, çekinmiş. "şimdi yazsam beni tersler mi?”, "baya ukala birine benziyor, acaba öyle mi?", "ben bununla baş edemem” gibi cümleler kurmuş ki bunlar tamamen kendi ifadesi. sonunda bütün bunlara rağmen yazmış. bu kısımdan sonrasına ben de dahilim. bir hafta kadar yazıştık sonra yemeğe çıktık. baya, aleni “date” yani. herşey harika. gecenin sonunda arabadan inmeden iyi geceler öpücüğü de var. amerikan prodüksiyonu romantik komedi tadında olaylar birbirini izliyor ve insan ziyadesiyle ümitleniyor. zaman içinde toz duman dağılıp, resim netleşince anlıyoruz ki beyimizin uzun bir ilişkisi var; bitmemiş ama bitmiş de... uzunca bir süredir aralarında tenasül uzvu kullanımı yok ve son aylarda beşeri iletişim de yok. yemekler, kahveler, sinemalar, konserler, şehirdışı aktivileri vs. ne düşünürsün? değil mi? ben de öyle düşündüm... ama öyle değilmiş. biraz dürtünce, aslında diğer kişi beyimizi arasa koşarak gidecek kıvamda olmasına mı, yoksa “hayatından çıkartmak istemiyorsun madem ne demeye adama sevgili antresi yaşatıyorsun?” şaşkınlığına mı bakalım? halbuki konulu fuckbuddy de işimizi görürdü. kendini ifade edemeyen biri ile tanışılamıyormuş. enkaz altında kalanlara allah şifa versin. amin!

bir erkeğin en çekici olduğu an

merhamet gösterdiği andır. sana değil, bir duruma, olaya, oluşuma...

gordias

frigya kralı olmasından öte, arabasını bağlamak için attığı düğüm gönüllere taht kurmuştur. öyle ki, düğümü çözenin asya krallığına sahip olacağı bilgisi dilden dile dolaşmış, sonunda büyük iskender'i gordion'a (ankara) kadar getirtmiştir. düğümü çözemeyen büyük * iskender, kılıç darbesi ile ikiye ayırdıktan sonra şu lafı etmiştir;

(bkz: think outside the box)

bitmeyecek öykü

orijinal adı "die unendliche geschichte" olan 1979'da yayımlanmış michael ende marifeti. kurgusal anlamda yaratıcılık nasıl olur'un dersi niteliğinde bir fantastik romandır. bir çocuk kitabı olarak nitelendirilmesi bünyemde öfke yaratmaktadır. zira küçüklerin değil, o kafayı unutmuş büyüklerin masala ihtiyacı vardır.* evreni bir tık daha anlamak için yardımcı olur. hiç'lik olgusu ile "herr ende acaba mevlana okumuş mudur?" diye sordurur. kitapçınızdan ısrarla isteyin.

sihirli değneğiniz olsa ne yapardınız

götüme sokardım. böylece sihirin kendisi olur tükürüğümle insan boğar, osuruğumla dağları devirirdim. o derece! bilinsin...

auf halber strecke

elif (demirezer)'in insana çarpan yepisyeni şarkısı. akustik olması etkisini arttırıyor. dikkat. almanca bilmiyorsanız bile döver.*

sözleri;
du sagst ich pass hier grad nicht rein
du willst nicht mehr hier sein
denn du weißt nicht was du willst
du weißt nicht mehr wer du bist
du sagst deinem leben fehlt das heute
vor lauter wach sein auch die träume
dein bein hat keinen fuß
ich müsse gehen dann gehts dir wieder gut
und ich hörs mir an doch ich denk nicht dran
auf halber strecke geben wir nicht auf
auch wenn du fliehen willst dann lauf
einfach weiter geradeaus
auf halber strecke ist es genauso nah wie weit
selbst wenn ich dich tragen muss
ich tu es bis zum schluss
ich tu es bis zum schluss
ich sag dass mit uns macht keinen sinn
wo führt dass alles denn schon hin?
bei meinen eltern hats geklappt
doch dafür bin ich nicht gemacht
ich sag vielleicht lieb ich dich nicht mehr
zumindest ist es lange her
ich brauch wieder zeit für mich
und das geht nur ohne dich
und du siehst mich an und sagst mir dann
auf halber strecke geben wir nicht auf
auch wenn du fliehen willst dann lauf
einfach weiter geradeaus
auf halber strecke ist es genauso nah wie weit
selbst wenn ich dich tragen muss
ich tu es
bitte gib uns nicht auf bleib hier
gib noch nicht auf bleib hier
gib uns nicht auf bleib hier
ich trage dich und du mich dann
wir tragen und egal wie lang
bis zum schluss
auf halber strecke geben wir nicht auf
auch wenn du fliehen willst dann lauf
einfach weiter geradeaus
auf halber strecke ist es genauso nah wie weit
selbst wenn ich dich tragen muss
ich tu es
auf halber strecke ist es genauso nah wie weit
selbst wenn ich dich tragen muss
ich tu es bis zum schluss

kahve

servis etmeden evvel mutlaka lokum veya koyu kıvamlı tatlılar ile ikram edilen bir sohbet eşlikçisi, kimi zaman da gelecekten haberler veren bir kâhin. yanında gelen suyun iki anlamı var: temiz, berrak bir tat ile kahveyi içmeye başlamak ya da nazikçe misafirin açlık durumunu sormak. misafirin suyu önce içmesi "karnım aç" anlamına geldiğinden, hemen sofra kurup ardından yeniden kahve ikram ettirecek kadar kültürel kodun içinde. damatlara tuzlusunu veya biberlisini içirip sabrını test etmek bir yana, kız isteme törenlerinde önce suyu içen damat adaylarının yol yordam bilmediklerine kanaat ettirecek kadar belirleyici. dünya üzerinde başka hiçbir dilde bir rengi tarif etmek için kahve kullanılmazken, bizde ise sütlüsü, koyusu, açığı ile degradasyon yapar. bir öğününe de adını vermiştir.* dilimizde "berberin solumazı, tellağın terlemezi, kahvecinin söylemezi yeğdir", "köylünün kahve cezvesi karaca amma, sürece", "bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır", "gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane" gibi deyimlerin, atasözlerinin varlığı ne kadar önemli bir yeri olduğunu bir kez daha gösterir.

neticede bizim için, hep kırk yıl hatırı olandır... canı çeken? *

growlr

en sevdiğim! bir tek ben miyim buranın yozluğuna takılan? diye sorduran app. bu diyarda, en yontulmamış ortamlardan seçilmiş süzme abiler yer alır ya da bana denk geleni onlar. bilemedim... insanı azami derecede eğlendirirler. adab-ı muaşeret yoksunu bu homo erectuslar, kendilerini alemin akıllısı, seni ise sultanahmet'teki japon turist sanmak konusunda özel eğitim almışlardır. onu geç, bir de buna ikna olmuştur.* büyük bir kısım kendi fotoğrafı yok iken, seninkini görmek ister. paylaşmazsan büyükçe kısmı hakaretengiz cümle kurma eğilimlidir. önce gönderdiysen uymadı diyerek bloklar. olmadı ama benimki de bu demek tabii ki yok.* ben demedim mi sana sadece pipin var diye adam olamazsın? adam olmak için gerekenler daha başka şeyler. hadi şimdi telefonu yavaşça yerine koy, git ve kus. irinella seni!

bu app'ın en sevdiğim soruları;

nasılsın? (cevabının bir önemi olmayan şekli ile soralım yoksa "zinhar" olmaz)
arayış? (cevap vermiyorum ama içimden geçirdiğim genelde şu oluyor: "düzgün vakit geçirtecek biri -her anlamda ve sonuna kadar-")
resim var mı? (resim yok, fotoğraf var. olur mu?)
yerin var mı? (var da sana yok)

müşkülpesent

bulup da bunayan, bir de kıllısını arayan. dayak var yer misin? diye sorduran. zaman zaman ben.*

arketip

ilk örnek demek olan fransızca kelime. orijinal yazılışı archétype. ilk kullanan kişi carl gustav jung'dur.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.