hipnoloji

Durum: 649 - 0 - 0 - 0 - 01.05.2016 03:04

Puan: 10918 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

Portakal suyu, lütfen.
  • /
  • 33

vj bülent

saniyeler önce komik bir capsine rastladığım, kral tv'nin ismi aklımda kalan tek vj'i

ölmeden önce izlenmesi gereken filmler

guguk kuşu, mary ve max, kadın kokusu, american history x, $ 9.99, *

bildiğimiz korkularımız

bir klasik olarak: yükseklik korkusu. bunun yanında sevdiğim insanların ölmesinden, kötü birine dönüşmekten, sorumluluk almaktan ve ızgaralara basmaktan korkuyorum.

uyanmak için dinlenen şarkılar

uyandırmak bir kenara sinir de yapabilir tabi.

weekend

kaç kez izlediğimi kimselere söylemek istemediğim film...

-burdan sonrası bol miktarda spoiler içerir-

her seferinde gözlerim doluyor. ama zamanla keşfettim ki bu hüznümün sondaki parçayla fazlasıyla ilgisi var. o yüzden ikinci izlememden itibaren sondaki şarkı kısmına gelindiğinde kapatmaya başladım filmi en atak halimle.*

russell'ın da glen'in de birbirlerinin yanında gerçek benliklerinin ortaya çıkışlarını izlemeyi sevdim. iki günde neredeyse hiç tanımadığın biriyle bu kadar sırrı, hatta aşkı paylaşabilmeyi de öyle. ve tabi ki film bittiğinde "ne sıkıcı hayatım var benim!" triplerine girmeden de edemedim. aşık olmayı gerçekten özlemişim.

her şeye rağmen weekend, bir heteroseksüel olarak kendim gibi davranabilmenin mükemmel bir şey olduğunu fark etmemi, aynı zamanda toplumun eşcinselliğe bakış açısından daha da nefret etmemi sağladı.

filmdeki en sevdiğim -aynı zamanda glen'i de sevmeme neden olan- kısımsa sanırım glen'in russell'a yatakta gözlerinin içine bakıp konuşurlarken onu babası yerine koyup gey olduğunu söylemesini istediği bölümdü. içimden bir şeyler kopup gitti orada. ha bir de son, veda sahnesi tabi...

şimdi benim bakış açımdan olayların nasıl gelişirse filmi "mutlu sonla biten bir yapıt" olarak kabul edebileceğimi göreceğiz:

eski bir türk filminde çok hasta olan bir kızın amerika'ya giderse iyileşeceği söylenmişti türk doktorları tarafından. bir şekilde para bulunuyor, imkanlar yaratılıyor, sonunda kız amerika'ya giden trene binip sevdiklerine el sallarken görülüyor. film böyle bitiyor yani. sonra ben de anneme dönüp diyorum ki: "ee ne oldu yani?"

şimdi bu tavırlarımı göz önünde bulundurursak benim mutlu sondan anladığım şeyin glen'in amerika'ya gitmemesi olduğunu aşağı yukarı tahmin edebilirsiniz. (odun olduğumu da tahmin edebiliriz hatta. zor değil bu tahminler.)

sonuç olarak filmin mutsuz sonlandığına inandım. hatta kendimi harap edip "neden böyle oluyooor?" nidaları da attım, ama bir yandan da diyorum russ gider bence glen'in peşinden ya da glen geri döner. bu böyle bitemez, bitmemeli falan.* umarım bitmemiştir de. ve umarım kimse benim gibi hayal gücü kıtlığı çekmiyordur.

slut

azis başlığında güldürmüştür. *
hoşgelmiş!

adamın biri esprileri

çoğuna buradan ulaşılabilir:

http://www.mizahdelisi.com/adamin.htm *

o pikap bu pikap mı

bir çırpıda söyleyemediğim soru cümlesi
bir yiğit özgür karikatüründe geçer.

depresyon

van gogh'un at eternity's gate tablosunu hatırlatan, * sürekli bir karamsarlık, boşvermişlik hali...
girdim kendisine. çıkmamı bekliyoruz ailecek. *

kadınlar bir günlüğüne erkek olsaydı

kendi adıma; amcalara pipimi gösterirdim herhalde. * *

mehmet tevfik fikret

pek çok sevdiğim türk şair, promete, doksan beşe doğru, sis, sabah olursa ve izler şiirlerinin sahibi, edebiyat-ı cedide topluluğunun lideri...
türk edebiyatında bir ilk olan çocuklar için yazdığı şermin adlı bir şiir kitabı vardır. mustafa kemal'den tarih-i kadim yapıtıyla ilgili büyük övgüler almıştır. aruz ölçüsünü şiire en iyi uygulayan şairlerden biridir. dönem dönem hem sanat için sanat hem de toplum için sanat anlayışlarını benimsemiştir. şiiri düz yazıya yaklaştırmıştır.


eserleri:

rübab-ı şikeste *
tarih-i kadim
eski çağlar tarihi
haluk'un defteri
rubabın cevabı
şermin
hasta çocuk
sis
millet şarkısı
doksan beşe doğru
hani yağma
balıkçılar
haluk'un çocukluğu *
rübab-ı cevab
bir içim su

*

iyi aile lezbiyeni

yine bir çağrışımla daha karşınızdayım.
hoşgeldin!

şiveli konuşma

"ha heyli hala hula da hambur heyli hap hup"u "çeyiz havlusu" olarak algılayacak kadar kafası iyi olan buton.

mayonez

utanmasam kaşık kaşık yiyeceğim güzel sos.
sosis ve makarna salatasının vazgeçilmezi.

sözlük yazarlarının alerjileri

kesinlikle domates... severim de keratayı.
kabuklarını soyup doğrayana kadar helak oluyorum.

ayı sözlük itiraf

kendimi insanların yanında aşağılamaktan zerre çekinmiyorum. bu huyumdan nefret ediyorum.

stephen hawking

istese, sevapları leblebi gibi toplayabilecek olan insan evladı:

dövmesini göstermek için aşırı çaba sarfeden insan

lisede gördüğüm, göğüs çatalının birkaç santim üstündeki dövmesini göstermek için sürekli dekoltelerden dekolte beğenen hatundur.

amcık

göt lalesi

dümbük küfrüyle beraber kullanmayı sevdiğim...
şöyle ki:

"göt lalesi dümbük!"

*
  • /
  • 33
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 649

sözlüğü forumlaştırmak

-pek çok üzgünüm ama- bana göre sözlük yöneticileri yüzünden ortaya çıkan durumdur.
zerre kötü niyetli olmadıklarına da inanıyorum, bunu özellikle de belirtmek isterim. ama...
sözlüğe formatlı, başka bir tanım sözlüğünden gelmiş olmama rağmen buraya gelince bir rahatlık çöktü bana.
bunun nedeni bir başlıktaki on entryden beşinin değil de en azından üçünün tanım içermiyor oluşu.
insanda "aaa bak! onlar da yapmış, silinmemiş." kafası oluşuyor zamanla.
ama diyorum ya, yöneticilerin amacı yazar burulmasındır belki.
ya da yeni bir yazarsa tanım eklemeyenler girdilerine, onlara alışma süreçlerinde destek olmaktır.
sözün özü: her türlü seviyorum seni ayı sözlük. zamanla bunlar da aşılır belki.
hatta aşılmasa bile seviyorum. çok öptüm *

yatakta kahvaltı

kakule

tarçın'ın arkadaşları nurçin, gülçin ve yalçın'ı ister misin tanımayı, kakule'yi, narçın'ı? * *

cumartesi gecesi ne yaptığını biliyorum

kurda sorulacak alternatif sorular

içimize niye düşüyosun?

evlilik programında erkek adaya talip olan erkek

esra erol'un hışmına uğrayabilir. ama ben olsam bir çay içsinler derdim. *

eski sevgiliyi hatırlatan şeyler

mario levi bir şehre gidememek adlı kitabında da değinmiştir bu konuya:

--- spoiler ---

...ama bir sevda söz konusu olunca insan hiçbir yere yalnız gidemiyor, hüsranları ve ayrılıkları hep beraberinde götürüyor. bir çeşmeye, bir sokağa, bir yemek kokusuna, yıllar yılı yaşadığımız, doğup büyüdüğümüz şehirlere bile değişik anlamlar yükleyebildiğimiz anlar bunlar. kokular, renkler ve görüntüler... artık her şey bir çağrışımdır.

--- spoiler ---

demiştir. kısacası sevgiliyi hatırlatan şeyler bir koku, bir sokak bir renk bile olabilir.

interaktif sözlükler kasım 2012 sıralaması

yalnızlığın anlaşıldığı anlar

son yenilgimden beri artık hiçkimseyi sevemediğimi duyumsadığım her an. aşkı da geçtim, işin dostluk, evlatlık, kardeşlik, kuzenlik boyutu da yoruyor artık. bencilleşmeye başladım ve bu his içimde peydah olur olmaz başkalarında da mevcut olduğunu anladım. çok kızıyorum onlara. hepsinin yardımıyla meydana getirilmiş bir heykel gibi hissediyorum. ve artık hiçbirini görmek istemiyorum. kendi dünyamda mutlu olmasam, kahkahalarımın doruk noktasında acı bir çığlık atıp hüngür hüngür ağlamaya başlasam, tek başıma yemek yemek -ki en nefret ettiğim şeydir- zorunda kalsam bile istemiyorum onları.

çocukken ayna karşısında saç fırçasıyla şarkı söyleyen yazarlar

bunun yanında kendine çeşitli tüllerden sahne kıyafeti yapan ve aynı anda dans da eden yazarlardır. * *

yaşlandıkça yakışıklı olan erkekler

ingilizce kelimeleri telaffuzuyla yazmak

sempatik durabilmesinin yanında bir nevi cehaleti saklama işlemi.
kullanımı, yazımı unutulan ingilizce kelimeler için ideal.

not: ingilizler üzerinde uygulanmaması rica olunur. *

ayı sözlük itiraf

küçük prens'i mavi bulut yayınlarından 18 tl'ye -pardon, canımın içi kitapçım 5 tl indirim yapmıştı, 13 tl'ye- aldıktan sonra eserin can yayınlarından daha da makul bir fiyata -7 tl- hem de cemal süreya, tomris uyar çevirisiyle yayımlanmasına çok kızgındım. ama bunu gördükten sonra ultra kızgınım. allah belanızı versin gerçekten.

pcy

*

eve ulaştın mı diye sormak yerine direkt eve kadar bırakan insan

oysa tek yapması gereken " varınca ara" demekken, götündeki kurtlar nedeniyle türlü işsizlikler peşinde koşan insan.

atalay demirci

halini tavrını geçtim, yaptığı esprilerdeki kelimeleri bile cem yılmaz'dan alan sözde komedyen.
bir mobilya reklamında oynamaktadır şu günlerde.
Henüz takip ettiği biri yok.