çağlar çorumlu
tiyatroda hayran kaldığım ama televizyonlarda heba olmuş oyuncu.
o ses türkiye
yarışmacı yada jüriden biri daha opera taklıdı yaparsa çığlık atacağım ve komik olmayan murat boz´un berbat esprilerine karton kaldırarak gülmek zorunda olan seyircilerinin acı çektiği program.
hornet
nsa denen asosyal sevişme şeklini hayatımıza sokan ve seksi kullan-at hale getiren illeti aplikasyon
ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar
5 ekim 2016 çok azmam
6 ekim azılmayacağının garantisi olmayan tarih
istanbul arkeoloji müzeleri
gezmeye,dolaşmaya doyamadığım istanbul´un yük akı müze
yazarların şu anki ruh halleri
yazı yazasım ve ama hiç halim yok
bir türk dünyaya bedeldir
yatak odasında sorguladığım cümle
piç hamsi dublajı
itiraf ediyorum populist bulduğum videoları inatla izlemeyenlerdenim ama aksam aksam güldürdü.
gece okunan şiirler
çok güzel
durma artık burada uysal âşık!
aydınlık milinin yatağında.
bilemiyoruz belki de meşe o ağacın adı,
anlayamıyoruz varolduğumuzu gölgesinde
ağırbaşlılığının.
veda geliyor şimdi, öğretmek için
sergilenmeyi, uçuşan geriye dönen
vakitte.
kime, kime gönderiyor incelen yapraklarını
yüzün, kavisin beyaz yanağıyla?
bu aklıkta, minarem mavi benim.
işığım denize kayıyor, bir sayıklama
izleğiyle, bir zamanlar pay verdiğimiz
insanlığa!
nilgün marmara
tanga
bugün
birine mesajla açılmak
mesajı aldığında insani gülümseten kişi olduğu sürece iyi gelen ama benim tercih etmeyecegim bir yol
ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar
god is an astronaut- forever lost
beşiktaş
98 yaşında ananem vefat edene kadar beşiktaşlıyım demesinin yani sıra tüm ailenin beşiktaşı tutmasıyla birlikte aile yadigarı takım, en centilmen taraftar ve giyildiğinde en seksi forma.
2016 yılının bitmesine üç ay kalmış olması
çift sayılı yılların cenabetine karşılık tek sayılı bir yılın gelmesine sevinmek. zira tek sayılı yıllar hep en iyi yıllarım oldu doğum yılım dahil.
gece okunan şiirler
celladıma gülümserken çektirdiğim son resmin arkasındaki satırlar / ismet özel
ben ismet özel, şair, kırk yaşında.
her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
sözlerim var köprüleri geçirmez
kimseyi ateşten korumaz kelimelerim
kılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarına
uçtum ama uçuşum
radarlarla izlendi
gayret ettim ve sövdüm
bu da geçti polis kayıtlarına.
haytanın biriyim ben, bunu bilsin insanlar
ruhumun peşindedir zaptiyeler ve maliye
kara ruhlu der bana görevini aksatmayan kim varsa
laboratuvarda çalışanlara sorarsanız
ruhum sahte
evi nepal'de kalmış
slovakyalı salyangozdur ruhum
sınıfları doğrudan geçip
gerçekleri gören gençlerin gözünde.
acaba kim bilen doğrusunu? hatta ben
kıyı bucak kaçıran ben ruhumu
sanki ne anlıyorum?
ola ki
şeytana satacak kadar bile bende ondan yok.
telaş içinde kendime bir devlet sırrı beğeniyorum
çünkü bu, ruhum olmasa da saklanacak bir şeydir
devlet sırrıyla birlikte insanın
sinematografik bir hayatı olabilir
o kibar çevrelerden gizli batakhanelere
yolculuklar, lokantalar, kır gezmeleri
ve sonunda estetik bir
idam belki...
evet, evet ruhu olmak
bütün bunları sağlayamaz insana.
doğruysa bu yargı
bu sonuç
bu çıkarsama
neden peki her şeyi bulandırıyor
ertelenen bir konferans
geç kalkan bir otobüs?
milli şefin treni niçin beyaz?
ruslar neden yürüyorlar berlin'e?
ne saçma! ne budalaca!
dört incil'den yuhanna'yı
tercih edişim niye?
ben oysa
herkes gibi
herkesin ortasında
burada, bu istasyonda, bu siyah
paltolu casusun eşliğinde
en okunaklı çehremle bekliyorum
oyundan çıkmıyorum
korkuyorum sıram geçer
biletim yanar diye
önümde bir yığın açalya
bir sürü çarkıfelek
gergin çenekli cesetleriyle
önümde binlerce çiçek
korkuyorum sıra sende
sen de başla ve bitir diyecek.
yo, hayır
yapamaz bunu, yapmasın bana dünya
söyleyin
aynada iskeletini
görmeye kadar varan kaç
kaç kişi var şunun şurasında?
gelin
bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
bana kötü
bana terkettiğiniz düşünceleri verin
o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız
ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
onları verin, yakınmalarınızı
artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
ben aştım onları dediğiniz ne varsa
bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz
içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı
verin bana
verin taammüden işlediğiniz suçları da.
bedelinde biliyorum size çek
yazmam yakışık almaz
bunca kaybolmuş talan
parayla ölçülür mü ya?
bakın ben, birçok tuhaf
marifetimin yanısıra
ilginç ödeme yolları bulabilen biriyim
üstüme yoktur ödeme hususunda
sözün gelişi
üyesi olduğunuz dernek toplantısında
bir söyleve ne dersiniz?
bir söylev: büyük insanlık ideali hakkında!
yahut adınıza bir çekiliş düzenleyebilirim
kazanana vertigolar, nostaljiler
karasevdalar çıkar.
yapılsın adil pazarlık
yapılsın yapılacaksa
işte koydum işlemeyi düşündüğüm suçları
sizin geçmiş hatalarınız karşısına.
ne yapsam
döl saçan her rüzgarın
vebası bende kalacak
varsın bende biriksin
durgun suyun sayhası
yumuşatmayı bilen ateş
öğüt sahibi toprak
nasıl olsa geri verecek
benim kılıcımı.
ismet özel
iğrenç espriler
içime cindy dışıma barbie
sabah alarmı hiç ertelemeden uyanan insan
sabah aksam hic farketmez alarmı uyanmış ayılmış bir şekilde kapatırım diyen insanım
placidamente
müzikte: sakin bir biçimde, huzurlu anlamına gelen terim