zenne

uzun zamandır vizyona girmesini beklediğim zenneye vizyona girdiği ilk gün gittim. filme büyük bir beklenti ile gittiğimi itiraf etmek durumundayım ama izlemeye başladıktan büyük hayal kırıklığına uğradım. oyunculuklar bir hayli amatördü. oyuncular rollerine hazırlanmamış. üstlerine oturmamıştı. <br> <br>hikaye aksında büyük problemler vardı. filmin ilk 50 dakikasında ne izlediğinizi bilmiyorsunuz. birbirinden bağımsız bir kaç aks ard arda ilerliyor ve yakalamak için çabalamak zorunda kalıyorsunuz. uğraşılmış belli ama yine ilk bölümde zenne
in dansları oldukça başarısız bir şekilde yansıtılıyordu. ne yazık ki oldukça ciddi bir şekilde estetik yoksunluğu vardı. görüntü yönetmeni çok da başarılı olmayan bir iş çıkarmış. zenne
in dansının amacı sizi alıp götürmesi ama ne yazık ki etkiyi yakalayamıyor. aksine bazı sahnelerde komik görünüyor. izlemeyenleriniz olduğu için daha fazla detay veremiyorum ama ne yazık ki istediğimi alamadım. <br> <br>ilk bölüm bittiğinde arkadaşlarıma hayal kırıklığına uğradığımı, beklentimin yüksek olduğunu söyledim. kimse kusura bakmasın ama karşımda tamamen amatör bir iş duruyordu. üstelik hikayenin odak noktası ahmet olması gerekirken odak kaymış ve pek de ilgi çekici olmayan cana gitmişti. ben oraya ahmetin hikayesini izlemek için gitmiştim. <br> <br>itiraf etmek zorundayım. ikinci yarı bir hayli etkilendim. yine görüntü kalitesi kötüydü. beni hiçbir şekilde tatmin etmedi ama konunun hepimizin hayatlarına yakın olması bir yerden mutlaka yakalıyor. ben aynı durumda olmadığım ve olmayacağımı bildiğim için bir çeşit iç rahatlaması yaşadım ama filmde sadece drama yaratmak için kullanılmış sahneler vardı. en önemlisi de o kadar klişe sahneler vardı ki bir ara klişeler bütününü izlediğimi zannettim. <br> <br>genel olarak bakacak olursak izlenir mi? izlenir. ağlar mısınız? evet ağlarsınız. fakat ben daha başarılı bir film izlemeyi bekliyordum. <br> <br>*
çok beklentimin olmamasından kaynaklı beni tatmin eden filmdir. türkiye de büyük bir cesarettir sponsorlar ve böyle sağlam oyuncular bulup eşcinselliği anlatan bir film yapmak. tsk nın gay porno arşivi ni bile bu denli eleştiriyor olması ve bunun dışında türkiyenin bazı gerçekleri görebilmesi için çok faydalı bir film olmuştur. daha iyi işlenebilir miydi, evet işlenirdi lakin düşünülmelidir ki o zaman bu sayıda sinema salonunda yayınlanma şansı bulamayabilirdi. <br> <br>dipnotlarım; <br> <br>- ahmet yıldız ın ölümü, <br>- türkiye de töre, <br>- töre de kadının rolü, <br>- türkiye de askerlik, <br>- sevginin her şekilde güzel ve anlamlı bir olgu oluşu. <br> <br>"evet şimdi napıyoruz; ellerimizi yukarı kaldırıyoruz, gülümsüyoruz ve sonrasında kocaman alkışlıyoruz..." <br> <br>
eşcinseller dünyasına biraz yüzeysel ve sade dokunuşlar yapan, yer yer abartılı ve gerçek olamayan yanlarını sergileyen, hafif sansasyonel tavırlar sergileyen ama yine de eşcinsellerin görünürlüğünü arttırma adına bir çaba sergilemiş film. muhafazakarlığımız, bilinçsizliğimiz, önyargılarımız derken elimizden kayıp giden hayatların yok oluşuna tanıklık eden, yer yer kendimizle yüzleşme adına orta açan, bireyi kimliklerinden arınmış şekilde kabullenebilme adına- biraz masalsı bir üslup da kullansa- fikir veren bir filmdi zenne. aslında zennelik bir eşcinselin maskeli yaşantısının en net yansımalarından biri. gündüz bile kendimizi tam olarak ifade etme hakkı tanınmazken ve hepimiz bunu kanıksamış bir biçimde özel hayat gizli kalmalı kabullenmesine sığınırken gecenin çok da görünmek istemeyen yüzünü tüm tutkusuyla aydınlatır zenne. belki kendini ifade edebileceği bir alan, belki bir çıkış yolu, belki bir gizlilik prensibi olarak. <br> <br>ama filmin özüne/cinayete detaylı bakınca altta yatan sebebin toplum ahlakı olduğunu rahatlıkla görebiliriz. ahlakın pamuk ipliğine bağlı oluşunu bir insanın nefes alamadığı o an simgeliyor. ve zenne/ve eşcinsellik/ve farklı olmak bir namus problemi olup çıkıyor. namus; hani şu dillere pelesenk olmuş kendimizi aklama adına başka hayatların olası kirliliklerini sorguladığımız ve sonunda kendimizi temiz adlettiğimiz. sözde sızlayan vicdanımızın aynasıydı namus; gece daha rahat uyuyabilme adına birilerini eksilttiğimiz. birine bakınca, birini düşününce, birine dokununca, birine sokulunca ve hatta birini sevince kirlenirsin. aklanmanın tek yolu duygularını, arzularını, kendini dizginlemektir. olmuyorsa birileri seni temizler ve sağlanan huzurla yatağa uzandığında tek gördüğü masum ayın ışığı ve yatağını kaplayan beyaz çarşaftır. oysa ki görünmek istenmeyen gecenin öteki yüzünde açılmış, kimin açtığı bile belli olmayan yaraların sarılmasını, bir elin kendine uzanmasını bekleyen onca kalp var. ama bu kalplere eliyle dokunmak yerine temiz iş çıkarma adına silahla dokunduran ve böylece kanayan yaraları durdurma telaşında olan onca insan. <br> <br>filmin en çarpıcı sahnesi hiç şüphesiz ahmet yıldızın babasının intiharı sonrası temizlik düsturuyla hareket eden annesinin babasının kanlı kalıntılarını yıkarken beyaz örtüsüne damlayan ve tertemiz olan onu da kirletmeyi başaran kandı. hani hepimiz tertemizdik? <br> <br>(bkz: dünya üzerindeki tüm eşcinselleri toplayıp yok etmek)
3 yıl önce gay olduğu için babası tarafından öldürülen üniversite öğrencisi ahmet yıldızın hayat hikayesinden yola çıkılarak yapılan film.

2011 in mart ayında çekimlerine başlanacak olan ve nisan ayında çekimlerinin tamamlanması düşünülen filmin senaryosunu m.caner alper yazdı.

yönetmenliğini m.caner alper ve mehmet binay ın yapacağı kerem can, erkan avcı, giovanni arvaneh, rüçhan çalışkur, tilbe saran, ünal silver, tolga tekin, jale arıkan, erdal yıldız, esme madra, hülya duyar, aykut kayacık, yvonne rosenbaum amberin zaman, banu güven ve piyale madra nın oyuncu kadrosunda bulunduğu zenne, imkansız bir üçlü nün dostluk öyküsünü anlatacak.

daniel, türkiyenin değer yargılarını çok tanımayan ve 1 yıllığına istanbula gelen bir alman fotoğrafçı. renklerini gizlemekten sakınmayan, ailesinden koşulsuz destekle koruma gören ve istanbulun dans klüplerinde zennelik yapan can ve doğulu, muhafazakâr bir ailenin çocuğu olan ahmet. birbirleriyle dostluk, aşk ve anlayışla birarada yaşamayı başarabilen üçlünün karşısına çıkan töre, devlet ve muhafazakar aile değerleri...

filmin senaryosu, 2008 yılında öldürülen ahmet yıldızın gerçek hikayesinden esinlenilerek kaleme alındı.

ahmet yıldız ı kurtlar vadisi pusu ve sakaya fırat dizilerinde de oynayan erkan avcı canlandıracak.

film eylül 2011de festivallere gönderilmeye başlayacak.

davası devam eden ahmet yıldız cinayetinin yargılanmasında henüz bir ilerleme kaydedilmedi. cinayet zanlısı olarak yargılanan yıldız ın babası hâlâ yakalanmadı.

facebook sayfaları:

http://www.facebook.com/zennethemovie
sadece bir zenne, bir fotoğrafçı ve bir gayin değil onların çevresindekilerin de yaşamını anlatmaya çalışmasıyla dar alanda kısa paslaşmalara giren başarılı bir tematik türk filmidir. ardından gelecek olan filmlerin yolunu açaması ve çıtayı yükseltmesiyle takdire şayan olandır. *
filmin gösterime gireceği salonlar;

adana adana optimum avşar

ankara ankara büyülü fener kızılay
ankara ankara cinebonus (gordion)
ankara ankara cinebonus (panora)
ankara ankara kentpark prestige
ankara ankara mamak anatolium
ankara ankara metropol avşar

antalya antalya plaza

balıkesir balıkesir yaylada cinemarine

bursa bursa cinetech korupark
bursa bursa kent meydan avşar
bursa bursa setbaşı prestige

diyarbakır diyarbakır babil avşar
diyarbakır diyarbakır dsm avrupa sineması

edirne edirne kipa cinemarine

eskişehir eskişehir cinebonus (espark)

istanbul altunizade capitol spectrum 14
istanbul ataköy galleria prestige
istanbul ataşehir denizbank onyx
istanbul bağcılar 212 avm cinemarine
istanbul bahçelievler metroport
istanbul bakırköy cinebonus (marmara forum)
istanbul beyoğlu beyoğlu
istanbul esentepe cinebonus (astoria)
istanbul etiler wings cinecity
istanbul haramidere cinetech torium
istanbul kadıköy atlantis
istanbul kozyatağı avşar kozzy
istanbul kozyatağı wings cinecity trio
istanbul levent cinebonus (kanyon)
istanbul maçka cinebonus (g-mall)
istanbul nişantaşı citylife (citys avm)
istanbul pendik oscar
istanbul sefaköy armoni park prestige

izmir izmir çiğli cinecity kipa

kocaeli kocaeli dolphin

konya konya real avşar

malatya malatya park avşar
malatya malatya yeşil

muğla bodrum cinemarine

trabzon trabzon atapark avşar
az önce denk geldim youtube.com a full olarak yüklenmiş sinemaya gidemeyip izleyenler mutlaka izlesin.
ilk defa izlemediğim bir filmin aldığı ödüller için bu kadar seviniyorum.
mesaj net:

"namus kanla temizlenmez"
osmanlı da, kadın oyuncu olmaması nedeniyle kadın kılığına giren erkek oyunculara denir. türk tiyatrosunda, genellikle orta oyunlarda bu karakterler canlandırılır. aynı zamanda zenne bir tür kadın ayakkabısıdır. günümüzde ise daha çok erkek oryanteller için kullanılan bir kavram haline gelmiştir. daha çok tahkir edici bir mana taşımaktadır.
5 saat içersinde istanbuldan antalyaya gitmiş ve filmi izledikten sonra bir hafta kendine gelememiş bir adam olarak zenne muhteşem bir film diyorum.
film eli yüzü düzgün, eşcinselliğe ait gerçeklerin gayet uygun bir biçimde işlendiği güzel bir filmdir. filmdeki aksaklıklara bir nebze bende katılmaktayım fakat bildiğim kadarıyla bazı engeller sebebiyle senaryo bir çok kez değişmiştir. ahmet yıldızın hikayesinin derinlemesine işlenememesinin başka bir sebebi de bundan ibarettir. hatta senaryonun filme iyi yedirilmediğini bende filmin ilk yarısında düşündüm. ardından 2. yarıda ardarda yapılan çarpıcı çözümlemeler sonrasında fikrim değişti. konusu açısında eşcinseliği yaşayan bizlere tekdüze gibi görünse de, bizi görmezden gelenlere bizim bakış açımızı anlaşılır bir şekilde anlatmaktadır. film ne çok dramatize edilmiş, ne de çok geyiğe alınmış bir film. filmde vicdani red ve töre vurgusu gayet dikkat çekicidir. ama tekrar etmekte yarar var senaryodaki bazı eksiklikler göze çarpmaktadır. malum bahsettiğim gibi bunun da sebebi senaryo üzerine konulan ipotek ve ambargolardır. bir filmde bu tür engellemeler malesef rahatsız edecek kadar kötü işler ortaya konulmasına sebep olur. ama bu filmde konuyu bilen bizler ve sinemayı yakından takip edenler tarafından fark edilebilecek bir pürüz olarak karşımıza çıkmaktadır. her ne söylenirse söylensin zenne başarılı ve sırf bu sebepten sinema salonlarında izlenmesi gereken bir filmdir. hep dediğimiz üzere " insanlar bizi görmezden geliyor "... gibi serzenişlerimiz adına seyirci olarak yerimizi almamız gerektiğini düşünüyorum. konusu içerisindeki engellemeler kaldırılıp, bir süre daha karakterler üzerinde azıcık derinlemesine çalışılsaydı bence tadından yenmez bir film haline gelirdi. <br> <br>bunun dışında bir not daha. öğrendiğim kadarıyla önümüzdeki pazartesi günü (16 ocak), bursa da korupark içerisinde bulunan cinetech sinemalarında, saat 20.00 de film ekibinin katılımı ile gerçekleşecek özel bir gösterim ve söyleşi yapılacaktır. bu etkinliğin biletleri konusunda elinizi çabuk tutmanızı tavsiye ederim. <br> <br>filmde tilbe saran, rüçhan çalışkur, ünal silver, tolga tekin ve erkan avcı nın performansları oldukça etkileyici idi. her ne olursa olsun konuyu bilmeme rağmen anlatımından, görüntülerinden, işleyişinden etkilendiğim gayet çarpıcı bir yapım olduğunu düşünüyorum. bu konuda çoğumuzun hem fikir olacağına eminim. kısacası kendi açımdan beklediğime deydi diyebilirim.
boş sinema salonlarında gösterilmesine üzüldüğüm film. en azından benim izlediğim sinemada benden başka 4 kişinin olduğunu görüp ne güzel birileri ahmet yıldızın hikayesini merak etmiş diye sevinip, daha sonra gençlerin zenne kelimesinin anlamını bile bilmekten aciz homofobik tipler olarak salonu terk etmeleriyle içimi burkan film. sanırım vizyon süresini doldurdu umarım dvdsi çıkar da sinemaya gitmeye çekinenler evlerinde izler bu acıklı aşk filmini.
senaryosu oldukça kötü, eleştirel anlamda bakıldığında ise kötünün de kötüsü olan film. tek olumlu yanı anlattığı hikayenin değeri.
zenne filmi bu kadar ödül aldıktan sonra, sinemalarda mutlaka gösterime girmeli. tabiki bu şuanda yapılacak gibi görünmekte. lakin bu filmi izlemeye gidecekler için daha şimdiden bir baskı oluşturulmuş durumda. bu baskı sayesinde gizli olan eşcinsellerin filmi izlemeleri korkutucu boyutlara ulaşmış durumda. ben ailemle gidip izlemeyi planlıyorum ve tavsiyem şudur ki gitmeyi düşünen lakin çekinenler bilmelidirler ki, bu film bir çok şeyi göze alarak yapıldı ve karşılığında bir çok ödül aldı, bize düşen görevse bu filmi izlemektir. başka türlü bu değişimi nasıl destekleyebiliriz ve tabulaşan düşünceleri nasıl aşabiliriz ki. sesimi duyan her kim varsa gidin izleyin.
her şeyden önce gayler tarafından çekilmiş olması sebebiyle önemli olan bir film. gayler tarafından çekilmişi açayım da yanlış anlamaya mahal vermeyeyim. eşcinsel sinemacılar vardır ama gayler tarafından bir gay filmi çekilmesidir benim kastım. aksayan yönleri ile artılarını yan yana koyduğumuzda hemen hemen dengede olduklarını düşünüyorum. hikaye dağınıklığı için benim fikrim anlatılması gereken çok başlık var ve bunun için de en fazla 120 dakika ki film 101 dakika. en azından mahsun kırmızıgül gibi pek çok konuyu ele alıp iki cami arasında beynamaz kalmaması ve söylediğinin arkasında duran tavrı sebebiyle takdire şayandır. umarım devamında başka bir çok sinemacıyı da tetikler.
ağlatmadığı var mıdır diye düşündüğüm film. beni 3 gün boyunca etkisi altında tutsak etmeyi başardı. ancak duygusallığı acıtasyondan gelmiyor, son derece acıtasyondan kaçınılarak hazırlanmış. buna rağmen etkileyici olabilmesi hikayenin ağırlığından geliyor (bkz: ağır roman)
kendilerinden aldığım haberlere göre mehmet binay abudabi'de , caner alper ise montreal world film festivalindelermiş. eylül başı dönecekleri için doğumgünü zirvemize katılamayacaklarını bildirdiler. doğumgünümüzü kutladılar, daha nice doğumgünleri dilediler. yazarlarımıza da selamlar ilettiler.
filmleri yayınlandıktan çok sonra izlemeyi seven biri olarak iki gün önce nihayet izlemiş bulunuyorum.

çok kötüydü. umutla başladığım filmi hiç beğenmedim. insan ilişkileri inanılmaz derecede yüzeysel ele alınmış. duygusuzluk diz boyu. kareler çok kopuk, filmin akışı yok. ahmet'in annesi neydi öyle yaratık gibi? kadın düşmanlığı vardı resmen. abartılı oyunculuk falan neyse çok amatör bir film.

bunlar kötü tarafları, iyi tarafları ise; ahmet yıldız'ı ölümüyle tanıdım, çok üzücü bir hayat hikayesi var, onu yaşatmak adına böyle bir şeyin yapılması şarttı, çok iyi olmuş o bakımdan. oynayan çocuk da idare ederdi. fakat zenneyi oynayan kişiye bayıldığımı söylemeliyim, harika oynadı. filmin teknik olarak tek guzel tarafı onun oyunculuğu zaten.
43. altın portakal film festivalinde 12 film arasında yarışacak olan filmdir. tanıtımda ahmet yıldızın hayat hikayesi, gösterişli sahneleri ve dramatografisi ile dikkat çeken bir filmdir.
  • /
  • 3