zenne

43. altın portakal film festivalinde 12 film arasında yarışacak olan filmdir. tanıtımda ahmet yıldızın hayat hikayesi, gösterişli sahneleri ve dramatografisi ile dikkat çeken bir filmdir.
zenne filmi bu kadar ödül aldıktan sonra, sinemalarda mutlaka gösterime girmeli. tabiki bu şuanda yapılacak gibi görünmekte. lakin bu filmi izlemeye gidecekler için daha şimdiden bir baskı oluşturulmuş durumda. bu baskı sayesinde gizli olan eşcinsellerin filmi izlemeleri korkutucu boyutlara ulaşmış durumda. ben ailemle gidip izlemeyi planlıyorum ve tavsiyem şudur ki gitmeyi düşünen lakin çekinenler bilmelidirler ki, bu film bir çok şeyi göze alarak yapıldı ve karşılığında bir çok ödül aldı, bize düşen görevse bu filmi izlemektir. başka türlü bu değişimi nasıl destekleyebiliriz ve tabulaşan düşünceleri nasıl aşabiliriz ki. sesimi duyan her kim varsa gidin izleyin.
ahmet is a bear, hairy one.
siyad ulusal uzun metraj film ödülü aldı
şu an siyad ulusal uzun metraj film ödülünü 48. altın portakal film festivalinde almış filmdir. ödül konuşmasında 2 yıl önce kültür bakanlığının desteğe uygun, bulmayıp ödenek ayırmayı reddettiğinden bahsetmişlerdir. ahmet yıldızın ruhu şad olsun diye yapıldığından ödül konuşmasında bol bol bahsedilmiştir. * artık kimliklerimizi saklamadan yaşayacağımız bir dünyada olmak istiyoruz diye sözlerini tamamlamışlardır.
şu an erkan avcı zenne filmindeki performansından ötürü en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü 48. altın portakal film festivalinde almıştır.
şu an tilbe saran zenne filmindeki performansından ötürü en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü 48. altın portakal film festivalinde almıştır. ödül konuşmasında -vicdan kanla temizlenmez sanat toplumun vicdanıdır- demiştir.*
''şimdiye kadar neden izlemedim?'' diye kendime sorduğum filmdir. konu çok güzel işlenmiş.
şu an norayr casper zenne filmindeki performansından ötürü en iyi görüntü yönetmeni ödülünü 48. altın portakal film festivalinde almıştır. ödül sahibinin kanadada yaşadığından ama kökenlerinin türkiyeye dayandığından bahsedilmiştir.
konusu itibariyle yüreğimizi dağlayan bir film olduğu aşikar. filmin ne iyi bir oyunculuk ne de teknik açıdan bir beklenti içinde çekildiğini düşünmüyorum. sadece "eşcinsel" temalı bir konunun duyurulması, gündeme getirilmesi gibi bir amacı olabilir ki umarım bir faydası oluştur. benim de ağladığım sahneler vardı ancak bir filmin ağlatması o filmin iyi olduğunu göstermez. umarım 10 yıl sonra bu filmi izleyenler, "vay be demek böyle şeyler de oluyormuş" der ve o an eşcinsellerin rahat bir hayat sürdüğünü düşünür. ahmetler, aliler ölmesin. canımız yanmasın dediğimiz filmdir.
dvd'si alınıp arşivlenesi tematik türk filmidir.
şu an zenne filmi en iyi ilk film ödülünü 48. altın portakal film festivalinde almıştır. ödül konuşmasında ilk gösterimi sırasında 4-5 dakika ayakta alkışlandığından bahsedilmiştir. seyirci desteğine minnet sunulmuştur.*
çok şey vaadeden ama tam bir hayal kırıklığı olan film. böylesi önemli ve güzel bir konuya çok daha etkileyici bir film yapılabilirdi. tüm karakterler feminen bir tavır içerisinde verilmiş filmde. gidecek olanlara tavsiye beklentileri yüksek tutmayınız.
bu hafta hatay, ordu ve zonguldakta da gösterime giren film.
zenne filminin o güzel müzikleri demir demirkana aittir.
filmi izleyip bitirdiginizde hala bir sure gercek hayata donemiyorsunuz...
gorsellik ve kostum acisindan turkiyede yapilamayan taa gozlerin icine sokulmus...

öncelikle insan olmanin sonrasinda gay olmanin hakli gururu yuceltiyor sizi...
fazla dokunakli sahneleri benim gibi duygusuz birini aglatabilmis ise. o sey bir bas yapit olmustur benim icin
festival kapsaminda olmasi,senaristin,yonetmenin ve basrol oyuncularinin,salonun icinden / sizin icinizden cikip film hakkinda soru cevap soylesisi olmasi,var olan atmosferi daha da tetikliyor

ilk 10 dakika filmin etkisinden dolayi kimse birsey soramiyor
sahnede 4 adam var ve hepsi asiri duygu yuklu...
aglayanlar,sumugunu cekenler,mendil yok mu diyenler...

her insana nasip olmayan bir deneyim yasadik bu aksam...

13 ocak ta sinemalarda kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum...


kamera arkasında yönetmenler, konu olarak çok zor bir film olduğunu ve etkileyici olabilmek için görselliğe çok önem verdiklerini anlatıyor. başarılı olmuşlar da. homofobik olduğunu tahmin ettiğim bir kişiye tavsiye etmiştim bir yıl önce, ve geçen bu bir yılın sonunda hala izlediği en güzel filmlerden biri olduğunu söyledi.
beni ağlattı... birkaç hatasına rağmen, çok etkilendim, ayakta alkışlıyorum, dar bütçe ile çekilebilecek en sağlam şekilde çekilmiş. görüntüler, müzikler, oyunculuklar, dramatik son... hele o son... anlatamıyorum.... gidiniz gittiriniz...
zenne filminin galası sonunda filmi izleyen ankaralı ayıların büyük bir kısmı nedense söyleşi başlamadan salondan koştur koştur ayrılmışlar. çok gizli oldukları için olsa gerek.

söyleşi esnasında konuşulan bir diğer konu da filmin sansüre uğramadan ocak ayında gösterime girecek olması. sansüre uğrayabilir söylentileri vardı, böylelikle sansür uygulanmayacağının da altını çizmekte fayda var.

umarım film gösterime girdiğinde de sinemaya gitmekten çekinmez ve koltuklardaki yerlerimizi alabiliriz.
filme gitmeyen top olsun gibi yaklaşımlarla bir yere varılamayacak bir durumdur. herkesin kendine göre sebepleri vardır ama şunu unutmamakta da fayda vardır; bu filme gitmemek, izlememek bağlı bulunduğun zümreden çok kendini baltalamaktır. sonuçta ankaralı ayıların kendine has bir yaşayışı vardır. belkide sırrı bunda saklıdır. bir başka bakış açısıyla fişlenmemek isteğidir. en basitinden 24 kasım öğretmenler gününde fişleme nedeniyle bir çok kişi bir tepki vermeye cesaret edememektedir. * gerçi aramızda ve toplumda bu fişleyenlere ismail ykdan sıradaki parçayı hediye ediyorum. afiyet olsun.
  • /
  • 3