12 haziran 2015 özgecan aslan davası

bugün ilk duruşması yapılan dava.

sanık suphi altındöken'in savunması şöyle:

"maktül bindi, yorgundum, ben mersin'e gitmeyecektim, 100 tl istedim, patrona yalan söyleyip 30 tl'sini verecektim. o yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde u dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. ben sinirli biriyim, herkes bilir.

kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. ben de sinirlenip dövmeye başladım. kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık fatih'i çağırdım. geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi.

ıssız bi yere gittik. fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı osman'ı arayıp benzin istedi. buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık.

bunu ilk kez burada söylüyorum. bir baktım fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' ben bıçağı aldım, boğazına sapladım. hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı.

ben paniktim, fatih soğukkanlıydı. fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. önce çuvala koyup gömecektik, sonra fatih babamdan mazot istedi. bıçakları temizledi.

bana 'kız güzelmiş' dedi, 'sen bir şey mi yaptın' dedim. sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim dedi. ayrı arabalarla yola çıktık, geminin orda onu bekledim, fatih aradı üniversitenin oraya çağırdı. buluştuk, ben onun aracını takip ettim, bi sürü köyden geçtik, bir yerde durduk.

cesedi indirdim, bana benzini getir dedi, ben öyle bir niyetim olmadıgı için benzin şişesini kasten düşürdüm, yakmayalım dedim, o ısrar etti. ertesi gün buluştuğumuzda fatih elini omzuma koydu, "bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım' dedi."
"maktül" ü de öğretmişler bak cezaevinde. kim bilir daha neler öğrendi ve öğrenecek bunlar. adalete inancım kalmadı ama umuyorum ki hapishanede hemen ölmeyip yıllarca çürürler.