alper hasanoğlu

1967 istanbul doğumlu psikiyatr, yazar. cerrahpaşa tıp fakültesi ve sonrasında basel üniveristesi mezunudur. daha önceden radikal'de yazıyordu, şimdi diken'de yazıyor. aşkın halleri, bir terapistin arka bahçesi, ilişkilerin günlük hayatı (bir psikoterapistin notları) olmak üzere 3 kitabı vardır.

twitter: https://twitter.com/alperhasanoglu?lang=...
"kendi uçurumuna bakmak" konusunda tedxreset programındaki konuşması; uyutmuş.

todap hakkında şöyle bir yazı yayınlamış.

http://www.todap.org/bolum_detay.aspx?ya...

radikal ve diken'in ardından milliyet'e geçiş yapmış. aynı çizgide kalabilseydi keşke, tam ters yön olmuş bu durum.
merhaba alper,
sana birkaç kelime kelam etmek isterim, affedersen. biraz sert olacak ama, kızma gerçi sen ekşi sözlük'ten okursun en fazla. buralar filan ibnemsi kadınsı kadın şeyler, sevmezsin.
az biraz bildiğim kadariyle freudyen bir yorumlama yaparak resmine, öyle giriş yapayım mektubuma alper;

http://www.agos.com.tr/tr/yazi/6133/baba...

yess; başlayalım mı alper bey; (pardon bey dedim ama, muhtemelen kadın değilsinizdir, yani erkekliğinizi yücelterek, bir erkek olduğunuzu var sayıyorum, gerçi ne geveledim, cinsiyetsizlik...vb. zor konular)
bu yazı daha eski bir yazı, 2012'lerde yanılmıyorsam, hırant öldükten 5 sene sonra, davası sürerken, agos'a ropörtaj vermek aslında bir nevi , senin beyaz türklüğünün özür dilenmesi bence, ki zaten belirtmişsin ropörtajda. neyse o takıldığım değil, takıldığım,
verdiğin poz ve title, babalar babalık...vb. sayamıyorum bile, söyleyemiyorum, verdiğin poz da tam ayılara yaraşır, bir baba güveni, yüzünde sevecen bir gülümseme. kirli sakal ihmal etmemek gerek,
alper, biz kadınlar ve lgbti'ler, oraya da geleceğim, şu borderline meselesi, babalarımızın yuvarladığı çığın altında kalmamak için, bazılarımız senin gibi isveç'lerde okuyup buralara "psikiyatri" yapmadı, biz bize sikilen engelleri aşa aşa, inadına inadına okumayı, düşünmeyi, kültür yaratmayı denedik, öyle babalar olmasaydı bok yerdik ile değil, biz hep babasızdık, ya babalarımızdan tecavüzer uğradık ya da saçımızı az boyattık diye babalar evden kovdu bizi. izmir otogarlarında zeki demirkubuz'u aratmayan hayatlardan kendimize kariyer seçtik.
neyse demagoji dersin sen sonra ve borderline dersin.
gelelim o yazıya, kaç kere okudum o maşist yazıyı, bir iki terapide borderline tanımakla, ya da angelina jolie filmi mi sandın borderline bozukluğunu?
buraya yazamıyorum, iyi sevişirler, erkeği zevkten zevke uçururlar.... iğrenç ötesi misojenik bir yazı neyse ne.
peki bizler neden borderline olduk ? sorman gereken bu değil mi? tıp denilen dipsiz sadece o dönemin toplumuna göre şekillenen bir alakasız bilimin bizleri neden borderline diye tanıladığından haberin var mı?
siz. bizler sizin yüzünden borderline olduk, kerhanlere gitmeyi reddettiğimiz için, beden eğitimlerinde dur la bakayım dediklerinde örttüğümüz için, bizler kalbimizin attığı bizi "siktir lan ibne" dedikleri için, bizler dolmuşlarda yalnız kalmaktan korka korka, bugün de tecavüz edilmedik yerabbim sana şükürlerle uyuduğumuz için, o oturduğun pozisyonda zevkle zıplamak için sadece, bizler neler neler yapmak zorunda kaldık? her tarih dersinde, fatih'in 21 yaşında erkek bir şevkle fetihini konuşurken yüzümüzü yere eğdik, okullarda alparslan'ın suratına bakıp, "sorry alparslan ben erkek değilim", kadın astronotların aslında ilk ayı keşfettiğini biliyor musun alper? bizi , biz görünmediğimiz için inadına iyi olmak zorundaydık, inadına okuduk, izledik,çünkü biliyoruz ki bizi sevmiyorsunuz, bize tecavüz etmek için bekliyorsunuz, peki bütün bu okumalar sağlıklı kafa ile mi oldu? ha sorarım? senin gibi mi okuduk sanıyorsun?
kızların okula giderken etekleri küçültüldü, arkalarına çük yememek için susturuldu, her gün ölmemek için senin okumandan daha fazla dopamin salgıladık. peki ne oldu dopamin fazla salgılayınca? modern tıp senden sorulur?
sen cevapla.
şimdi kes zırvalamayı, biz borderline, bipolar, ..vb değiliz. biz sadece senin de içinde yaşadığın toplumun ayakta kalmak direnenleriz.
kucağında iyi sikişmeyiz, erkekleri zevkten zevke uçurmayız, bizler senin gibi kendine tıpçı diyenlerin (ileri gitmeyeyim belki de iyi bir cerrah olabilirsin) tanılarının da dışında harvey milk'ten, jane adams'ta, clara zetkin'den bu yana varız, direnenleriz.

kal sağlıcakla.

durup dururken