öncelikle bu bilim dalına hayatını vermiş, okumuş ve bu ülkede hasbelkader kazanıp okulunu bitirmişlere selam olsun. gözümdeki yeriniz uludur, yücedir...

kişisel merakımın yanı sıra çocukluğumdan beri manyaklık derecesinde bu bilime ilgim alakam var. harman tuğlası dediğimiz şu küçük kırmızı dikdörtgen tuğlaları bahçeye gömer ve tekrar bulurdum. bu oyunu hep oynadığımı ve elimdeki tuğlayı boya fırçasıyla temizlediğimi net olarak hatırlıyorum. nasıl bir manyaklık olduğunu varın siz düşünün.

gelelim arkeolojinin derinliğine, çeşitliliğine...insan merak etti. matematiği, dili ve tarihi... arkeoloji hep var oldu. yarını düşünürken dünü merak etmeyen bir ruh düşünülemez. arkeoloji bu merakla binlerce yıldır değerleniyor dünyada. kimi ülkede hak ettiğini alıyor. kimi ülke de ise definecilikle eş tutuluyor.

hepimizin bildiği gibi arkeoloji açısından zengin bir ülkede yaşıyoruz. abartmayalım ama bahçemizi bile kazsak arkeolojik bir katmana rastlamamız olası. bu bilim dalında geldiğimiz nokta ise içler acısı. yurtdışına gönderilen eserleri hiç saymıyorum; bari varolanları koruyup kollasak. en azından boktan projelere para yatıracağımıza dünümüze de biraz yatırım yapsak nasıl olur acaba!