aşk

49 Entry Daha
insanı önce göklere çıkarıp ardından paraşütsüz aşağı bırakan duygu.gelişim sürecinde; 2 gün önce varlığını dahi bilmediğin bir insanı aniden tanırsın, belki bir sözü,belki bir bakışı yada alakasız gülümsemesi ile beyninde bir kontak meydana gelir o hiç tanımadığın kişi artık bir fotograf halinde baktığın heryerde senin karşında durur, yatarsın kalkarsın gözlerini kaparsın açarsın yok nafile artık ne yaparsan yap karşındadır. durmadan bir kaç anı tekrar tekrar oynatır durur aklın, telefon iki dakika boş dursa türlü senaryolar yazılır, sanki o telefon kalp atışıdır onun, durursa panik başlar, iki mesajın arasındaki 5dk 5 yıl olur.onunla buluşulacak günün gecesi sabah olmaz, bu saatten sonra tek istediğin onu tekrar görmek, tekrar duymak dokunmak, yanında olmak ama nerede olduğu nasıl olduğu hiç sorun değil... yeterki o olsun, her yer sana cennet bahçesinin en güzel köşesi,artık dünya onun etrafında dönüyordur gerisi boştur hayat, gelecek, kariyer veya idealler kimin umrunda... 2 gün önce o yoktu bu kimin umrunda... bunlarda yetmez onsuz yaşanan yıllar kayıp ya... filmi başa sarmak onsuz günleri bile ona bağlamak gereklidir. onun okulu, onun çocukluğu herşeyi didiklenir ve senin hayatın ile bağdaştırılır ve yeniden bir hayat inşa edilir ve gün gelir o gider bütün herşey sende kalır... işte aşk her gelen ile tekrar hayatını sıfırdan inşa etme gafletidir.
aşk’ı sen bulamazsın, o seni en ummadığın anda vurur, nasıl geldiğini bilemezsin bir anda sarmalar seni, tatlı tatlı sürükler, sihirli bir nehirdir o … ama o nehir’in sonu her zaman bir şelaledir, dibi kayalarla dolu bir şelale, muhakkak ki seni düşürür o kayalara çarparak yaralanarak sürüklenirsin artık, akıntı kuvvetlidir çıkamazsın düzlüğe, artık o nereye götürürse sen oradasın demektir.
192 Entry Daha