bir sevgilin vardır. çok seversin onu; birlikte hayaller kurarsınız, gülersiniz, öpüşür hatta küçük küçük sevişmelere bile başlamışsınızdır. mutlusunuzdur yani. bu dönemde bu denli zor bulunan 'mutluluk' kavramına sahip olduğunuz için iyi hissedersiniz kendinizi. sonra diğer bir tarafınızın olduğunu hatırlarsınız. bu diğer taraf; erkekler hakkında hayal kurar, erkeklerden hoşlanır ve bir erkek tarafından becerilmek ister. kızarsınız bu tarafınıza. nereden çıktın sen, sıçma hayatımın içine bir dur iki dakika dersiniz. yooook, durmaz bu taraf. önünüze çıkan erkeklere karşı sadece arkadaş gözüyle bakamazsınız. hoşlanırsınız. 'sevgilim var amınakoyim yapma işte' dersiniz ama yine de olmaz. sonra yavaş yavaş izlediğiniz pornoları bile ele geçirir erkekler. sevgilinizi seversiniz, onunla iyi vakit geçirirsiniz. ama alt taraf başka cinsiyetten hoşlanmaya yemin etmiştir. ne bok yerim, ne yaparım derken kendinizi eşcinsel bir tanışma sitesinde bulursunuz. bir taraftan vicdanınız sizi içten içe bitirirken, bir taraftan da cinsel arzunuz 'artık zamanı geldi' der. ve bilin bakalım hangi taraf kazanır. hayır kardeşim tabii ki de vicdan değil, oscara aday olmak için sıkan bir filmde yaşamıyoruz. cinsel arzu galip olur. mutluluğunuzu köşeye iterken, önünüzdeki cumartesi bir erkekle randevulaştığınızı anımsarsınız. sessizce aynaya bakarsınız ve 'la senin amınakoim' dersiniz.