"elim tetikte"
yüzlerce kilometre ötede
martıların simide doymasını beklemek gibi
iyi olmak
son parçayı hangi aç yedi?
ben ne zamandan beri bu kadar tokum?
pantolonumun dizleri çıktığından beri olsa gerek
oysa ne kadar açtım
bir bir kapatmadan kış için yapılan konservelerin kapaklarını.
kim yiyecek şimdi onları?
gittikçe anneme benziyorum...
yenmeyecek yemekler yapıyor, soğutmayacak dolaplara koyuyor, ısınsın diye debelendiğim evimde..
anneannemin yeleği üzerimde, oturuyorum.
"elim tetikte"
harbiden...
en son ne zaman çektim ellerimi
pis koltuklarımın altından
en son ne zaman
ne zaman ısındım?
haziran, temmuz, ağustos
anneannemin yeleği
sarı, kirli, terli
söz vermiştim,
ekmek kırdım kafamda
zeytin yağlı patlıcana banarken ekmeği, hatırladım.
anneannem sarımsak da koyardı,
umutlarına.
sarımsağın tohumu olsa, ölümsüz olurduk derdi.
diyor hala, bir yerde.
kilometrelerce uzakta, biliyorum.
benim elim tetikte,
çayın altını yakıyorum.
aklımda sarı, kirli, terli
anneannem.
sevgini gizle,
ortaya çıkarsa saygi duyulur,
sevinen olmaz.
bir kez daha gecmesini bekle,
acınla birlikte hayatının,
sevgine karşılık bulamadığın,
talihsiz hayatının.