bana ne yaptın

cem adrian'ın bölüm sonu canavarı. mutsuzsanız ağır damage veriyor söylemesi. ha madem mutsuzsun niye dinliyorsun derseniz tek üzülenin insanın ben olmadığımın farkına varmamı da sağlıyor bu şarkı. birlikte yalnız olmayı öğretiyor.


sessiz yorgun ağır gözkapaklarım kapanıyor yine… yine…

yıkık dökük bu şehrin duvarları birer birer üstüme yıkılıyor yine…yine…

kuş sürüleri terk ederken bu şehri ardında yoksul ve kimsesiz çocuk gibi bırakıyor yine… yine…

ve sonbahar sinsice yaklaşarak peşinde köpek gibi bir yalnızlığı üstüme sürüklüyor yine… yine…

sözler hep yalan! yeminleri unut!

bir veda bir sebepsiz tokat gibi çarpıyor yine… yüzüme…

şarkılar yalan! duyduklarını unut!

bir hikaye rüzgarın ellerinde savruluyor yine… yine!

kestim! akıttım! damarlarımdaki kanımda akan o kirli siyah yalanları! olmadı!

sildim! çıkardım! yüzümden kazıdım yüzüme çizdiğin o siyah derin yazıları! olmadı!

kustum! tükürdüm içimde senden kalan o keskin o acıtan hatıraları! olmadı!

söktün! defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı! olmadı!

bana ne yaptın… ne yaptın… ne yaptın… ne yaptın çocuk!

niye yaptın… niye yaptın… niye yaptın çocuk!

göremiyorum duyamıyorum artık dokunamıyorum çocuk!

anlatamıyorum anlatamıyorum artık ağlayamıyorum çocuk!

inanmıyorum inanmıyorum artık inanamıyorum çocuk!

bilmiyorum bilmiyorum artık sevemiyorum çocuk!

ne yağmur ne kar ne yüzüme vuran rüzgar canımı yakan acıtan sonbahar daha dinmedi çocuk!

seni silmedi çocuk!

alev alev yanan kirpiklerinden saçılan kıvılcımlarınla başlayan

bu yangın daha sönmedi çocuk!

sönemedi çocuk!

bu viran şehirde bu viran hikaye henüz bitmedi! bitmedi bitmedi bitmedi çocuk! bitemedi çocuk!

bu aciz şarkı sözlerilar bu aciz dualar seni geri getirmedi getirmedi getirmedi çocuk! dönmedin çocuk!

bana ne yaptın… ne yaptın… ne yaptın… ne yaptın çocuk!

bunu niye yaptın… niye yaptın… niye yaptın… niye yaptin çocuk.



(bugün günlerden hiç. benim adım yok. kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek.

savruluyor rüzgarda yaprak gibi kalbim uzaklarda bir yerde. kalbim kayıp.

karanlığa dokunabiliyor sanki ellerim.

sadece sesler duyuyorum. ayak sesleri uzaklardan.

susuyorum. sessizlik keskin. bekliyorum. beklemek keskin.

burdan gitmem gerek. her şeyi unutmam gerek.

acımıyor bileklerim. acımıyor hiç! acımıyor ellerim avuçlarım. acıtmıyor hiçbir şey.

acımıyor tenim dokunduğun yerler.

acımıyor artık kalbim. kalbim.

sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ellerimin izlerini.

sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki kaderimin sökülüşünü.

sadece sessizce durup öylece izlemek istedim bir meleğin ellerindeki kalbimi.

sadece öylece durup sessizce izlemeyi istedim sadece bir meleği sevmeyi.

hep bir şey eksik gibi ve hep bir şey yarım ve hep bir şey yok artık sanki.

ne bir isim var duvarlarında ne de okunabilen bir cümle.

sadece sessizce durdum ve öylece izledim bir meleğin ellerindeki ölümümü.

öyle beyaz ve öyle öyle maviydi ki. öyle güzeldi ki ve öyle öyle masum ama.

öyle yanlış öyle öyle yanlış ki ve öyle ve öyle çocuk.

kalbim. tüm maviler kirli şimdi ve tüm beyazlar utanç içinde ve sadece uyumak

uyumak istiyorum...