türlü türlü çeşitleri, çeşit çeşit türleri var. mesela en çok bilineni ince belli bardak. insanlar, ince belli bardakta çay içmeyi çok seviyor. ben insan olmadığımdan (melek! melek!) ince belli bardakta çay içmeyi sevmiyorum. ben çay içmeyi pek sevmiyorum zaten. ben ince belli bardakla sevişmeyi, onu okşamayı seviyorum en çok. incecik belinden kavrıyorum, yavaş yavaş dokunmaya başlıyorum. ama çok sıkmışım meğerse. elim kanıyor. her taraf kan û revan oluyor. ince belli pis bardak. hiç affetmeyecem seni.

sonra bir de balon bardak var. balon bardağı da sevmiyorum hiç. hele balon bardakta bira servis eden cafeler, barlar yok mu... birayı dolduran barmeni o balon bardağın üzerine oturtasım geliyor. bunu yaparken kameraya da çekecem. 1 barmen 1 jar diye internet alemlerine salacam sonra. bira dediğin arjantin bardakta içilir len bir kere! kızdırmayın beni.

hmm...

balon bardağın bir de büyük-büyük-büyük babası var. bazıları bunda şarap marap içiyor. olum, mal mısınız, rol mü yapıyorsunuz? şişenin tamamını boşaltıyor bu bardağın içine yaa! öyle büyük bir bardak bu. bardak-mış. peh! bu büyük-büyük-büyük balon bardak, bana göre, bardak dünyasının leydi gaga'sıdır. kesinlikle.

ama bence bardak dünyasının en harikuleyt, en fantazma, en süper-düper bardağı, fincan. hıhım. hele içinde de sade türk kahvesi varsa... oyşşş! yanında da sigara iyi gider şimdi ha. canım fincan ya... çok seveyom seni. mucuk.