başkalarıyla görüştüğünü bile bile sevmek

çok hastalıklı bir durum bence. insan onlarca şeye laf söylerken, bu durum karşısında kayıtsız kalabiliyormuş.
sevdiğin insanın başkalarıyla görüştüğünü bile bile, onsuz kalmamak uğruna bir şey yapmamak... trajik.
başlığın öznesi gizlidir ve birden fazladır. başlığa "kimi?" diye sorulduğunda "onu" dışında "kendini" de vb. çıkabilmektedir.*

bu bağlamda:

kişinin kendisi için de bahsedilebilecek bir konudur. kişi kendisiyle barışıksa, başkalarıyla görüştüğü halde, bile bile kendisini sever!
hande çayır'ın metresleri konuşturduğu kitabındaki gerçek anlatılar. "ne zaman boşanacaksın da evleneceğiz" kitabın adı. tanıtım bülteninde lubunyalar da var. söyle:
neden metres oldular?
neden metres tuttular?
kadın, erkek, lgbtiq metreslere dair ne çok hikaye dinledim!
hepsi gerçek ve yanıbaşımızda.
saklanan bir konu bu. oysa var!
hiç merak ettiniz mi? metresler nelere razı oluyor?
sadece, tek tip, heteroseksüel bir evlilik modeli varmış gibi yüzeyde.
şöyle bir aralayınca işler hiç de öyle göründüğü gibi çıkmadı.
arkadaşlarımız potansiyel metresler mi?
gün içinde temas ettiklerimiz, 'saçmalama' diye susturduklarımız, bir anlığına da olsa yaşananları sezenler mi acaba?
klişelere tav olmak istemesem de görünen köy kılavuz istemiyor.
yüzyıllardır hep aynı olaylar mı yaşanıyor?
eğer öyle ise neden hâlâ işin içinden çıkamıyoruz?
görünenin ardı nasıl?
metres, manita, karı, kuma...
en dürüstü, en sarmalayanı, en dindireni, en uçuranı hangisi?
erkek, herif, abi, adam, çocuk...
bu kelimeleri kullandık ilişki(leri)mizden bahsederken.
her birimizin hikayesi farklı.
iyi ki de öyle!
neyin peşindeyiz?
kime, ne iyi geliyor?
neden bazı ilişkilerimizi gizleme ihtiyacı duyarız?
mahkûm etmeden, yargılamadan metresleri dinledim.
olmakta olanlara 'yokmuş' gibi davranmadan...

http://www.idefix.com/kitap/ne-zaman-bos...