bir şehri sevmemek

o şehrin genelde ankara olması sadece bir raslantı olmasa gerek.
kimseden değil kendinden ötürüdür. kendin olarak o şehrin sınırlarında o şehrin insanlarıyla ya da misafirleriyle yaşadıklarından ötürüdür. soracaksın neden başkasının değil de benim başıma geliyor diye. başına ne gelirse sendendir. bu felsefeye misscodeculuk diyorum.
mesela; bir insanı anımsattığı için düşman olunan şehirler vardır; salt şehrin dokusunun yaşattığı hisler değil de sırf çağrışım yaptığı şeylerden ötürü sevilmemeye yol açan nedenlerdir bunlar. şehrin hatırlattığı insanı unutmayı öğrenmek mümkün olamıyorsa; o şehir asla sevilemez kanımca. gerçekleşememiş ayrı şehir aşıkları gibi.