çocukluğunu çocuk gibi yaşamayan ayı sözlük yazarları

zor bir annenin kızı olmaktan da kaynaklanacak talihsiz durum. kızını kusursuz bir ev hanımı olacak biçimde yetiştirme takıntısı olan bir anne küçücük kızı daha ilkokul 4. sınıftan itibaren eve kapatıp ev işlerini öğretmeye başlar, çocuğun yaşıtlarıyla, gönlünce oynamasına ve çocukluğunu yaşamasına engel olur. bununla da gurur duyar. aklımın, gönlümün bir kenarında derin bir özlemle yaşıyorum. çocukluğunun tadını çıkaranlara imrenerek...
disneyland'e gidemedim çocukken. büyük yokluk çektim
çocukluğumun her anına lanet ettiğim, zalimce bir meseledir bu. ebeveynlerin hırsına kurban olan çocuklardandım ben. tek bir oyuncağım dahi olmamıştı, sahip olduğum tek eğlence 3 yaşımdan beri önüme konan yap-bozlardı. hep en iyisi, en birincisi olmak zorundaydım. filmlerde gordüğümüz o aşırı korumacı, idealist, acımasız aileler vardır ya o benim ailem işte. zorla klasik müzik dinletilen, 4 yaşında okuma yazma öğretilen, önüne dağ gibi kitaplar yığılan, bir evcil hayvan gibi o yarışma senin bu sınav benim koşturulan. kolu bacağı alçıda olana, sorumsuz olmaya özenirdim. bu yaşımda yaptığım çocuklukların hepsi o zamanların patlaması işte..
üzgünüm değilim. ve sevinçliyim iyi ki olmamışım. istanbul'un cennet diye tabir edilebilecek bir köşesinde doğdum büyüdüm. gerçi buraları da beton tarlası haline yakında gelir. çocuk koşacak, ağac çıkacak, o dizi koşarken kanatacak... yoksa cidden çok zor.
çocuk gibi yaşamak teriminin arkasının doldurulması gerektiğini düşünüyorum. bahsettiğimiz çocuk mahallede top oynayan çocuk da olabilir, babasından dayak yiyen çocuk da. ya da balkon çocuğu dediğimiz evden çık(a)mayan, p2 bulamadan atari oynayan, gözü bozuk, obez ve nerd bir çocuk da* olabilir.
çocukluğunu kız gibi yaşayan/yaşamaya çalışan çocuklar da bu gruba dahil mi? gerçi ben ayı da değilim ya...