damda uyumak

yalan söylüyorsunuz... sadece serin diye damda yatılır yoksa başka açıklaması yoktur
özellikle güney illerinde yaz aylarının geleneksel etkinliğidir. çatısız, düz damı olan evlerde serilmiş döşeklerde veya karyolalarda, gökyüzünü ve yıldızları seyrederek, hafif esen rüzgarla serinleyerek uyumanın zevki. tabii güneş doğmaya başladığında eziyet halini alır. bir diğer tehlikesi de kenarı olmayan düz damlarda gece uykuda dönerek aşağı yuvarlanmaktır.
çocukluklugumun en heyecan verici aktivitelerinden biridir. yaz sonunda büyük kazanlarda bugday kaynatilir, "hedik" denilen kaynamis bugday kurumasi için evlerin damina serilirdi. "hedik" sergilerinin yaninada mutlaka yün dösekler serilir, ev ahalisinden birileri, çogunluklada biz çocuklar,geceyi yildizlarin altinda geçirirdi. doyasiya hedik yiyip serin yaz gecesinin yildiz yüklü gögünün altinda rüyalara dalardik.
hiç yapmadığım ama yapmak istediğim şeylerden. sadece bir kere deprem korkusuyla dışarda yatmışlığım var ki sabah üstüme yağan kırağıyla uyanıp yer yarılsa bina içine girse yine girer yatarım ben o yatağa diye homurdana homurdana dönmüştüm yatağıma.
sonsuzlukta hissi verir insana, yıldızlar bir süre sonra sizi içine alır ve tamamen özgür hissedersiniz güzel bir duygudur tavsiye edilir.
not: mümkünse sivri sinek olmayan yerler tercih edilmeli yoksa sizi kevgire çevirince o sonsuzluk, boşluk vs. adamın kıçına kaçıyor.