dersim

3 Entry Daha
devletin özel olarak ilgilendiği, göz bebeği gibi baktığı, alakasını hiç eksik etmediği, hiç bir masraftan kaçınmadığı, doğanın tüm endamıyla boy gösterdiği virane memleketim. devletin bunca çabasına rağmen; hep muhalif yönü ile, zaman zaman "nankör"lüğü ile, "isyanları" ile anılmış olması devletin harcadığı emeğin niteliğini izhar etmektedir. devletin ilgisi alakası, hala diğer illerin üstünde olsa da, zamanla azalmıştır; azalmasından da halkı memnuniyetsizlik duymamaktadır. yıllar önce korkulu gözlerle bakınca çocuk suratımda yankılanan askerin; "biz sizin için burdayız!" sözü, haftada bir evi dağıtılan bütün sevdiklerine hakaret edilen bir çocukta -kelimeleri sorgulama anlamında- derin bir etki yaratmıştır. her paylaşılan anının ardı sıra gelen; "eskidendi o canım" cevabı insanların yaralarına tuz olur, toplumsal hafızadan bihaber iyi niyetli akıllı arkadaşlarımızın tarihin mirası olan harabeler üzerine yeni bir sayfa açma teklifleri acı bir gülümsemeye sebep olur.

evet, bizim için oradaydılar; adım başı arabaları durdurup hal hatır sorarlar hatta çoğu zaman sormakla yormazlar direk sizin ağzınızdan cevaplarlar kimliklerden, kayıtlardan bakarlar, "bilinçli tüketici" yaratma çabasıyla aldığınız her boku tartarlar ölçerler, "haftada bir", evi ziyaret ederler etraflıca hayatımıza renk katma amaçlı bütün eşyaların yeri değiştirilir, bizi anlamak için o kadar çaba harcarlardı ki bazen dil problemi yüzünden duygularımızı anlayamadıklarında çok üzülürlerdi bunu telafi etmek adına misafirperverliklerinden hiç imtina etmeyip özel odalarda ağırlarlardı, hatta hatırlarım bu misafirperverlikten faydalanmış olanlar evlerine döndüklerinde, bu yoğun ilgiye özlemlerinden olsa gerek, yatak döşek yatarlardı. bize ilginç oyunlar öğretmişlerdi saklambaçın tersiydi saklanmıyorduk, yasal elbise görünce köy meydanına çıkıyor sıraya diziliyorduk ve o gün kimin şefkat göreceğini tahmin etmeye çalışıyorduk.

kim demiş devlet oraya yatırım yapmıyor diye, sırf 10-15 dakikada bir havalanan helikopterlerin yakıt parasını saysan öyle bir şey söylediği için utanır insan. dağlara gardiyan karakollar, 3 haneli köylere dahi okullar(okuma yazma oranında nasıl birinci oldu sanıyorsun) , adam başı özel korumalar, halkın arasına sızacam diye makyaj hayatlar, munzura onlarca baraj projesi, arazi koşullarını daha elverişli hale getirmek adına atılan bombalar yakılan ormanlar..

mayın tarlaları, girilmesi yasak bölgeler, tel örgülerle çevrilmiş alanları, yıkılmış köyleri onlarca kesilmiş asma köprüsü, toprağa kök salmış hüznü olsa da inadına güzeldir.

adı resmiyette tunceli olarak değişse de halkının dilinde değişmemiştir ve halkın dili tekrar resmiyet kazanacaktır.

25.12.1935 tarihinde adı değişmiştir, aynı tarihte dönemin içişleri bakanı şükrü kayanın genel kuruldaki konuşmasındaki; "asıl hastalığı tedavi eylemek için burada medeni usullerle bir tedbir" sözü manidardır.

"dahili işlerimizden en mühim bir safha varsa o da dersim meselesidir. dahilde bulunan işbu yarayı, bu korkunç çıbanı, ortadan temizleyip koparmak ve kökünden kesmek işi her ne pahasına olursa olsun yapılmalı ve bu hususta en acil kararların alınması için, hükümete tam ve geniş selahiyetler verilmelidir."

mustafa kemal atatürk(tbmm açılış konuşması)

tarih: 1 kasım 1936

(bkz: munzur vadisi milli parkı)
(bkz: dersim katliamı)
(bkz: dersimin kayıp kızları)
10 Entry Daha