ergenlikte aşk

ergenlikte aşk sivilce gibidir. birini patlatırsın, onun yerine beş tane daha çıkar. ama hiç biri kalıcı değildir.
benim için platonikten öteye gidemeyendir.
hayatın asılı kaldığı dönemdir, biri varsa onda da asılı kalıyor bazı şeyler. yıllar geçti (19 yaşındayım) hala böyle zaman zaman kıyaslara düştüğüm olur. dürüst olmak gerekirse insan o zamanki gibi sevemiyor bir daha. henüz hiç nefret etmemişken, hiç dualara ihtiyaç olmamışken, hep hala severken bunu söylerken her şey daha bir anlamlı, daha gerçek oluyor. ve genelde değeri bilinmez.
ergenlikte yapılan diğer her şey gibi bu da geçicidir.
bazılarında ergenlik sonrası da devam eder.
yaşadığı şehri ailesini terk edecek kadar sevebilir hatta bunu yapabilir.

(bkz: ben değil bir arkadaşım)
off.. nasıl bir güzelliktir o öyle. o heyecanlanmalar, o kalp atışları.. el ayak birbirine dolanır. temizdir lan o zaman.
çilek gibidir; toz şekere batırıp yersin. masumdur onun tadı. büyüyünce krem şanti istiyorlar yanına; seksi atfediyorlar ona.
evet, aşk çilektir bence. zaten şimdiki çileklerin de o eski tadı kalmadı. hormondan kocaman hepsi. ama tadı yok işte..