ermeni soykırımı

tüm tarihi gerçekliğini/gerekçelerini geçerek (ki bakıldığında meşru müdafa olarak görülüp "düşman" ile savaş ise mevzu bahis, onca kadın çocuk neden yok oldu diye sorarım hala)kırım ya da tehcir ne dersek diyelim,esas sıkıntının kötünün karşısına kötünün konulması olgusudur.
hocalı, cezayir vb. yanlışları öne sürerek anlam kazanıldığını düşündüren bir durumdur kendisi.nefret söylemlerinin en belirgin sahalarındandır.
(bkz: hiçbir katliam bir diğerinin bahanesi olamaz)
bilmeyenler için "tehcir" zaten soykırım politikasının parçasıdır. herhangi bir etnik kimliğe veya dini aidiyete sahip olan kişilerin toplanıp sürülmesi politikasıdır. bu arada sözcük olarak soykırım 1930lara denk gelmekle birlikte, o ibarede ermenilere atıf zaten vardır. ancak sorun bu değildir. geçmişe uygulanamaz diyen çok bilmişlerin mesela sen kızılderililere yaptığına bak dediği anda zaten geçmişe uygulanabilirliğini kabul ediyor olmaları sorundur.

türkiye yıllarca bunu bile konuşmamış, yasaklamıştır. 80lerden sonra içeride saklayamayacak hale gelince doğuda ayaklanan hainler hikayesi sonucunda tehcir ettik ama bakın istanbul'dakileri tuttuk yani hepsini öldürmedik (yani kestik de o kadar değil) minvalinde hikayeler dolaşıma sokulmuştur . işte ne yapacaksın 4-5 bin sivil yanlışlıkla ölmüş olabilir denmiştir. sonra o rakam devletin resmi ağızlarında 90larda 400- 500 bin olmuştur ve son zamanlarda devletin resmi tarihçisi murat bardakçı gibilerinin bile itiraf ettiği o korkunç rakamlar telaffuz edilmiştir. devlet ağzından taziye içerikli sözcükler çıkmıştır buna bile kıyamet kopartılmıştır. hatta bu konuda en çok engel koyan chp temsilcisi çıkıp pişkin pişkin geç bile kalındı demiştir. ve bu arada başka neler ortaya çıkmıştır? ankara, bursa, izmit, edirne gibi "doğu"da olmayan yerlerden de sürülen ve yok edilen insanların varlığı ortalara dökülmüştür. yahu hani güvenlik falan vardı ne iş diye soran olmamıştır. ayrıca arada süryaniler, keldaniler, rumlar vs. de kılıçların tadına bakıvermişlerdir. süryaniler ne zaman ayaklanmıştı acep diye soran var mı? şurada bir kısım ırkçı yorum yapanlar süryani kimdir bilir mi mesela? 1890lardaki katliamlar neyin nesidir diye soran var mı? taşnaklar diye yatıp kalkanlar bilir mi ki mustafa kemal'in de üyesi olduğu ittihat ve terakki'nin parlamentodaki ortağı taşnak partisidir. bunlar resmi bilgilerdir.

bir de başka bir hikaye var ki asıl bela, daha doğrusu rezalet odur zaten. mal mülklerin yağmalanmasıdır bu hikaye. 2010larda bu bilgiler ayyuka çıkınca suçu sadece ve işlerine geldiği için büyük bir zevkle apar topar "barbar" kürtlere atmaya başlamıştır bir kesim. yani aslında kabul etmeye başlanmıştır ama suçu kime atacağız paniği patlak vermiştir. kürtlerin bir kısmı sorumludur ama aslında herkes bilir ki muhacirler, özellikle de kafkas muhacirleri ve çerkesler son derece aktif olarak bu yapılanlara katılmışlardır. hazıra konan mallardır, konaklardır, ev eşyalarıdır. hele hele istanbul'da mal mülk paylaşımı konusunda dönen dolapların haddi hesabı yoktur. sonra ne mi olmuştur? binlerce yıllık yerleşik kültüre ait üretim yapısı böyle el değiştirince ekonomik üretimin hali halen bu durumdadır bu ülkede varın siz düşünün durumu.

doğu hristiyanlığının ortadan kaldırılması ve yeni kurulan sünni-türk devletinin ekonomik altyapısının oluşturulması politikası elbette sadece türkiye'ye yıkılamaz. ama sorumluluğun önemli bir kısmının burada olduğu ortadadır. rusya, japonya, hindistan gibi ülkeler de dahil olmak üzere bütün dünya ülkeleri soykırımı çok iyi biliyorlar. ancak kişisel görüşüm olarak abd gibi ülkelerin yasa tasarısını şantaj olarak kullanarak geçirmesini garip bulmaktayım. gariptir çünkü zaten buradan katliamlarda kurtulan yetimler vs. hepsine yardım eden kuruluşların başında genelde amerikalılar, fransizlar, ruslar bulunmaktadır. fotoğraflar vs. her türlü kayıt kuyut vardır. bunca yıldır niye sustunuz diye soran çok insan vardır. gerçi eski abd başkanlarından reagan zaten soykırım demiştir 80lerde ve sonrasında ne olmuştur? gariptir çünkü türkiye ismet inönü döneminde tazminat da ödemiştir abdye. bu tazminat konusu atatürk döneminde de konuşulmuştur vs. vs. inkarcılar bu hikayeyi de yakınlarda öğrenince kullanmaya kalkmışlardır ama o iş öyle onların bildiği gibi olmadığı için sonrasında susmayı tercih etmişlerdir.

her neyse osmanlının ulus devlete geçiş yaptığı 1923 sonrası, ülkede oranı yüzde 3 lere düşen gayrimüslimlere neler olmuştur?: 1934 trakya pogromu, 1942 varlık vergisi, 1955 istanbul pogromu, 1964 rum sürgünleri vs. vs. paylarına düşmüştür. ve yine hainler vs. hikayeleri ayyuka çıkmıştır. merak edenler bunları okuyabilir. bugün ortada ermeni dölü, rum piçi, yahudi köpeği gibi laflar sarfeden kemalistler, atatürkçüler, liberaller, demokratlar, solcular doludur ( o nedenle diğerlerine haksızlık etmemek gereklidir ırkçılık konusunda). türkiye'de bugün 2 binden daha az rum, 40 binden daha az ermeni, 20 bin civarı süryani, 15 bin civarı yahudi kalmıştır burada. içimizdeki düşman diye yaygara kopartanların düştükleri gülünç durum budur. orta asyadan geldik diyenler sonuçta burada 3-4 bin yıllık ermeni, süryani, rum vs. kültürünün de üzerine konmuştur. kiliseler camiye çevrilmiştir, ahır olarak kullanılmıştır vs. şimdilerde turistik merkez olarak tanıtılan ama ermenilerden tek kelime bahsedilmeyen, ermeni mimarisinin en ünlü eserlerinden van'daki akhtamar kilisesi'nin adı akdamar değildir - "ah tamara"'dan gelmektedir adı. pek çok ilçe adı, il adı kasaba, köy adı ermenice, rumca, süryani dilindendir. ama bu insanlar artık "yoktur".

bir de yok o ülke şuna baksın, herkes kendi geçmişine baksın hikayesi vardır. onlar iyi kötü bakıyorlar zaten. siz de bir zahmet kendi geçmişinize bakıverirseniz belki bu sayede şimdiki halinizi daha iyi anlarsınız diye bir öneride bulunayım.

toplumları ırkçılıkla, milliyetçi gazlarla yönetmek çok kolaydır. bakıyorum da, kadınlarda, lgbti üyelerinde de fazla değişim yok. zaten ezilmiş ve korkak olan bu kitlenin önemli bir kısmı bu konular açıldığında birden vatanı milleti koruyan, tarih uzmanı, yeri gelirse ırkçı birer savaşçı olarak karşımıza çıkıyor. kendi haklarını aramak gibi bir şeyi yapmayı götleri yemiyor ama onun yerine artık esamesi okunmayan zayıf bir kitleye de gerekirse saldırıyor. toplum geneli halen onu "orospu, ibne, nonoş, sapık" olarak görüyor ama o kendini hala - o bitmeyen korkuyla- kendisini hedef gösteren güçlüden yana konumlandırıyor. bu durumda davrananlar haksız da değiller korkmakta. korkunç geçmiş ortada işte - yüzleşmek için bekleniyor. aklıma travesti seyhan soylu (sisi)'nin kürt düşmanlığı ve bülent ersoy'un hrant dink arkasından ettiği rezil rüsva laflar geldi. bu sayede bu tip söylemlere sıcak bakan toplumun önemli bir kesiminin onayını aldılar birkaç dakikalığına ama hemen ardından onları alkışlayan kitle "top, dönme, ibne, pislik" vs. laflarına da devam etti. mesela bunlar gibilerinin nesine acıyacaksın?

konu hakkında resmi yayınlar dışında bir şey bilmeyenler için bu konunun içeriği sanıldığından daha vahimdir. bolca yayın var okursunuz eğer yüzleşmek isterseniz.

ama ırkçı olup da bunu bile bile reddedenlere bir hatırlatma : naziler de lgbtilerin kollarına "süslü ve yumuşak görünsünler diye" pembe üçgen şeklinde aksesuarlar takıp sonrasında fırınlamak için "tehcir" etmişti. bir de hitler'in rakibi olan ernst röhm vardır. kendisi gay veya biseksüeldir. ırkçı yalakalığı onu kurtaramamıştır. ve bu tehcir de "inkar" edilmişti ve hala bazı kimseler tarafından inkara devam ediliyor o ülkede. yakında sıra size gelirse ağlamayın.
soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması sözleşmesinin tanımlamasına göre: öldürmese bile bir millete veya ırka yöneltilen saldırılar soykırım sayılır ve katliam olsa bile bir millete veya ırka yöneltilmediği takdirde soykırım sayılmaz. bu tanımdan yola çıkarak ermenilere uygulanan tehcirin bir soykırım olup olmadığı daha bir netlik kazanabilir sanırım. tehcir sırasında ölenlerin sayıları bile farklı kaynaklarda büyük farklılık gösteriyor. her iki tarafın tarihçileri kendini haklı çıkaracak argümanlar üretmiş. türkiye'nin bu konuda resmi bir tezi yok. inkar politikasıyla geçiştiriyor. ittihat ve terakki partisinin milliyetçi dahası pantürkist bir parti olduğu ve ermenilerin ittihat ve terakki hükümetiyle arasının iyi olmadığı herkesçe bilinen bir gerçek. ermenilerin ruslarla işbirliği yapacakları şüphesi varken, 1. dünya savaşı sonunda anadolu'da türk ulusal devleti kurulabileceği olasılığı doğrultusunda anadolu'nun gayr-i müslimlerden arındırılması gerektiği düşüncesi de ortaya atılmışken tehcir kararı kimse için sürpriz olmamıştır sanırım. sayısı kaç olursa olsun, nedeni ne olursa olsun bir devletin halkıyla başa çıkamayıp çözümü kovmakta bulması başlı başına skandal. tehcir sırasında-sayısı kaç olursa olsun- insanların ölmesi, öldürülmesi bir ırka yönelik olduğu için benim vicdanıma ve aklıma göre buz gibi soykırım. ermeni çetelerin öc almak için yaptığı katliamlar elbette mazur görülemez. tarihin karanlık bir döneminde yok etmeyi marifet bilmiş iki halkın yaşadığı bir trajedidir bu! hala arşivler açılmadı, masaya oturup makul bir zeminde konu konuşulmadı. hayır "yaran mı var da gocunuyorsun, madem bu kadar masumsun, otur konuşalım." derler adama. bu kafayla bir sonuca ulaşılamayacağı kesin. herkes kendi vicdanında varacak bir sonuca. ben kendi adıma osmanlıyı "ecdad"ım kabul etmem. ittihat ve terakki partisi gibi milliyetçi bir partinin icraatlarının sonuçlarından sorumlu tutulmak da istemem. o gün ölen, öldürülen her türk her ermeni hala kanayan bir yaradır benim için. topraklarından sürülmüş, çoğu yollarda ölmüş, öldürülmüş insanların acılarını hiç değilse insanca paylaşmak da bir insanlık görevidir benim için.
zamanında dedemin ailesinin öldürülmüş olduğu, dedemin müslüman bir aile tarafından büyütülmesiyle sonuçlanan olaylardır benim için. tarihte hristiyan beyaz avrupalıların dışında kalan her ırkın, milletin başına gelen çok çirkin, üzücü ve asla tekrarlanmaması gereken olaylardan sadece biridir. hiç bir şekilde zarar görmeyen beyaz hristiyan avrupalı kesim zaten bu olayları başlatan, yapan ya da gazlayan olarak hepsinin içinde az ya da çok rol oynar. tarihte bu ve bunun gibi bir çok olay var, aynı şekilde ermeniler de türkleri öldürmüş. bu olayların hala konuşulmasının tek nedeni fransa başta olmak üzere diğer avrupa ülkelerinin aynı kürtleri gaza getirdikleri gibi ermenileri de gazlamasından başka birşey değil. fransa kendi kıyımlarının hesabını verebiliyor mu? peki bize düşen nedir burada? ermeni asıllı olduğum için yüzyıl önce olan bir olayın kinini mi gütmeliyim hala? bunu yaparsam benim kan davası peşinde koşan dangalaklardan ne farkım kalır? dedemin müslüman bir aile tarafından büyütülmesinin bana ne zararı oldu? hristiyan yerine müslüman doğdum ama kendimi bildim bileli ikisinin de aynı şeye hizmet ettiğini, saçmalıktan ibaret olduğunu düşünüyorum. ermenice yerine türkçe konuşuyorum. çok istesem ermenice de öğrenirdim ama ben işime daha çok yarayacak bir dil öğrenmeyi tercih ettim. demem o ki evet yüzyıl önce çok vahşi ve çirkin bir olay yaşanmış..tıpkı dünyanın geri kalanında olduğu gibi, tıpkı diğer bütün milletlere olduğu gibi..o zaman dünya öyle bir yerdi çünkü. bence ermeni soykırımı denilmesi için sarfedilen efor ve maddi güç ermenilerin şuan ki sorunlarını çözmek için kullanılmalı. ben ister soykırım diyeyim ister sözde soykırım..büyük büyük babamın öldürüldüğü gerçeğini ikisi de değiştirmiyor.
“iyi olmuş, az bile öldürmüşüz” diyen canavarla “abi savaş şartları, ülke karışıkmış keşke olmasaymış ama olmuş işte” diyen iki çok farklı insanı aynı fikirde bir araya getirebilen yegane konu.

şey var bide “soykırım değil abi bu sayıdaki ölüm olsa olsa katliamdır”
- sayende nur topu gibi bir katliamımız oldu teşekkürler amk, ele ele tutuşup koşalım mı?

he bide şey var “kanka susun yoksa toprak verecez”
- aile içi tecavüzler için “susun yoksa ailemizden birini ceza evine, birini de sığınma evine gider” diyen insanla aynı kefedesin.
tarihçilerin dışında herkesin üzerine konuşup bir sonuca varma yetisini kendisinde görmesine sebep olan konu. üst üste yığılan onca yorum, onca nefret söylemi , savunma mekanizması, savunmak zorunda bırakılmak, devlete olan güvensizliğin yahut milliyetçi duyguların taraf tutma eğilimi içerisine sürüklemesi, direk taraf belirten kalın puntalı "sözde ermeni soykırımı" ile yapılan haber girişleri vesaire vesaire... politikacıların aldığı karar -olsun ya da olmasın- durumu yine siyasetin pençeleri arasından çıkamaz hale getirmiştir. usul yanlış olunca, sonuç inandırıcılık konusunda şüphe uyandırır.

(bkz: politically correct)

(bkz: ethically correct)
yok siyerek,sözde diyerek inkar etmenin acı gerçeği değiştirmeyeceği trajedi,soykırım.aslında dünyada bu tür ağır acılar malesef ki maktullerin gücü ile doğru orantılıdır.bir cezayirli,bir ermeni,bir süryani,boşnak yada benzeri soykırımı yaşamış milletler fiili uygulayan fransa,osmanlı,sırbistan gibi ülkelerden daha güçsüz olduğu için yaşadıkları mağduriyeti uluslararası arenada dile getiremezler.getirirlersede çıkarlar devreye girer.abd,avustralya gibi kimi ülkelerde katlettikleri yerlilere özür ve birtakım tazminatlarla olayı bir boyut öteye taşımışlardır.bu konuda tek istisna almanya örneğidir.dünya tarihinde en bilinçli ve organize kırımlardan birisini deneyen ama başaramayan almanya abd işgaliyle birlikte soykırımla "yüzleştiriliyor" almanlar uzun yıllar soykırımın olmadığını iddia etmeye devam ediyor.ama farklı bir eğitim sistemiyle yeni nesiller bunu kabul ediyor veya zorunda kalıyor.
aslında olay çok basit.ülke toprakları elden gidiyor ve balkanlar,kafkaslardan gelen müslümanlarla birlikte anadoluda "müslüman ülke"kurulması planlanıyor.bunun için anadolunun en az %20 si eden şehirlerin pekçoğunda çoğunluk olan gayrimüslim ahalinin yokedilmesi gerekiyor.ermeni süryani katlediliyor.yunan,yahudi ülkeden kovuluyor.
ayrıca soykırımın tarihi 2.abdülhamid dönemine kadar gider.24 nisan bir milletin beyni,sesi olan yetişmiş insanları,siyasetçileri,gazetecileri,işadamlarının toplatılarak bir milletin savunmasız hale getirildiği tarihtir ve pek tabi ki tehcirin dönüm noktasıdır.
kultur ve toplum olarak bununla yuzlesmeden once kirk firin ekmek yememiz gerekiyor. ozur dilemenin, yapilan hata ile yuzlesip huzur ve baris icin caba sarfetmenin ne kadar erdemli ve huzur veren bir aktivite oldugunu anlamak bizim millet icin imkansiza yakin.

biz kanla, savasla, baskiyla, digerlerinin ustunde guc kurma ile varolmus, yeni dunya duzeninde bunu kendi halkinin farkli kesimlerine uygulamis, atalarimizin tarihte yer alan sozum ona basarilari ile ovunmekten baska ilerleme kaydedemeyen -ve kaydetmek konusunda en ufak bir cabasi olmayan- bir milletiz. uretmeyen, dusunmeyen toplumlarin ilerlemesi nasil imkansiz ise, tarihi ve hatalari ile yuzlesmeyenlerin de ilerlemesi ayni derecede imkansiz.

kabullenmenin, iyilesmenin en onemli asamasi oldugunu anlayamacak kadar yuksek olak sisirilmis ici bos milli egomuzun sonucudur ermeni soykiriminin su anki farkindalik seviyesi. muhtemelen jenerasyonlarca zaman sonra, dunya turkiye ve bolge ulkeler icin yeni bir duzen vaat ettiginde degisir bu.

bu konu hakkında sayfalarca yazılır, bilgiler, rakamlar, duygular vs. bu konuda kendime internette otosansür uyguluyorum. ama bir şeyi de çok merak ediyorum. planlanmış, düşünülmüş ve belli bir hedefi olan bu olayın (bilen bilir zaten) beyin takımı 98 yıl sonraya yani günümüze gelse ne düşüneceğidir. planladıkları şeyi başardılar mı yoksa daha büyük bir probleme mi sebep oldular?
1915 olaylarını "soykırım" olarak niteleyen tasarı almanya federal meclisinde bugün kabul edildi. bizde zür yok..
soykırımı reddeden arkadaşlar için bir yazı daha:

(bkz: nefes darlığı bize yadigar kaldı)
o değil de, dünya da bir çok soykırım yapılmışken tutup da sadece ermeni soykırımını savunan sevgi pıtırcıklarını ortaya çıkaran sözde* olay. ha bu olay bizim ülke sorunumuz derseniz de o zaman, soykırımı kabul eden ülkeler var ama bık bık diye ötmeyin. benimki de böyle bir bakış işte.
ister akpli olalim ister chpli, ister dinci olalim ister ateist, hatta escinsel olup devlet ve toplum terorunu kemigimize kadar hissedelim; milli egitimin beynimize kanirta kanirta soktugu ve salakligimizdan sorgulayamadigimiz 'milli birlik' meselemiz. cunku biz insan olmadan once turk'uz.

diyalog evreleri soyledir:
-soykirim nedir lan
-soykirim olmamistir; bak hala 9 tane -afedersin- ermeni aile yasiyor
-soykirim olmussa da karsilikli oldu
-iyi ki de kestik bictik herbiriniz geberene kadar devam etmeliydik

kimileri kendi ulkesine tu kaka demeyi cok sever ya bu konuda onlarin costugu alandir. zira bu konuyla alakali dunyanin silah ticaretini yonetmis nobel?in odulunu almis "turkler soykirim yaptici" pamuk oldugu surecede cosmaya devam ederler..

sayin yusuf halacoglu?nun konuyla alakali engin bilgileri neticesinde hukumet tarafindan makamindan uzaklastirildigini, cumhurbaskaninin ermenistana olan tutumunu dusunursek hukumette bu konuda olasi tum oyunlarin yaninda oldugunu gostermistir.

ermeni soykirimi koca bir yalandan ibarettir, ortadaki sahte delillerin ne oldugunu herkes bilmekte.

artin penik kadar turk olabilseniz keske yada biraz arastirsaniz.

yada daha dun olan hocali katliamini konussaniz, afrikada olan zulumleri konussaniz, irakta olan igrenclikleri konussaniz, iraktaki turkmenlerin her gecen gun soykirima tabi tutuldugunu dillendirseniz, urumciden konussaniz bana, turkistanda neler oluyor deseniz...o zaman kaile alinacak bir seyleriniz olur ancak
ermenilerin yaptığı soy kırım ve ermenilerin uğradığı soy kırım olarak okunması gereken felaket.
devlet zorla sürdüğü,yollar da telef olan binlerce ermeni var.hiç suçları olmayan müslüman *halklar taşnak çetelerince satırlarla doğranmıştır.
bunlar uydurma değil bizzat büyüklerimden duyduğum gerçeklerdir.
köyümüz ermeni köyüdür.tehcir kararına kadar barış içinde yaşayan halklar tehcirle bir birine düşman kesilmişler.önce maraş civarından gelen ermeni çeteler üst köyü hayvanlarına kadar katletmişler.buna sinirlenen müslümanlar tüm ermenileri sürmüşler kiliselerini de ateşe vermişler.geride kalan kadınları müslümanlar eş olarak almışlardır.
görüldüğü gibi iki tarafta suçludur iki tarafında eli kanlıdır.ama asıl sorumluluk sürgün kararı veren devlettedir.
3 ana akım şeklinde azınlıklara karşı işlenen insani suçların ilkidir. her millet birgün kendi tarihi ile yüzleşmek zorunda kalacaktır demekten dilimde tüy kalmamış olan muhabbettir. konsept olarak milliyetçi,dinci,ulusalcı geylerin hayata nasıl tutunduklarını anlayamadığıım için, ayı sözlükten daha fazlasını beklemediğim başlıktır. meselenin herhangi bir başka soykırım olmadığını, başkalarının hatalarıyla kendimizi doğrulamaya çalışmamızın rasyonel olmadığını falan dile bir kez de benim getirmeme gerek olmayandır. resmi tarih çok şekerdir. çok tatlıdır. devletin söylemi geylerin yegane sığınağı olmalıdır. devlet babadır.
  • /
  • 2