ermeni soykırımı

37 Entry Daha
bilmeyenler için "tehcir" zaten soykırım politikasının parçasıdır. herhangi bir etnik kimliğe veya dini aidiyete sahip olan kişilerin toplanıp sürülmesi politikasıdır. bu arada sözcük olarak soykırım 1930lara denk gelmekle birlikte, o ibarede ermenilere atıf zaten vardır. ancak sorun bu değildir. geçmişe uygulanamaz diyen çok bilmişlerin mesela sen kızılderililere yaptığına bak dediği anda zaten geçmişe uygulanabilirliğini kabul ediyor olmaları sorundur.

türkiye yıllarca bunu bile konuşmamış, yasaklamıştır. 80lerden sonra içeride saklayamayacak hale gelince doğuda ayaklanan hainler hikayesi sonucunda tehcir ettik ama bakın istanbul'dakileri tuttuk yani hepsini öldürmedik (yani kestik de o kadar değil) minvalinde hikayeler dolaşıma sokulmuştur . işte ne yapacaksın 4-5 bin sivil yanlışlıkla ölmüş olabilir denmiştir. sonra o rakam devletin resmi ağızlarında 90larda 400- 500 bin olmuştur ve son zamanlarda devletin resmi tarihçisi murat bardakçı gibilerinin bile itiraf ettiği o korkunç rakamlar telaffuz edilmiştir. devlet ağzından taziye içerikli sözcükler çıkmıştır buna bile kıyamet kopartılmıştır. hatta bu konuda en çok engel koyan chp temsilcisi çıkıp pişkin pişkin geç bile kalındı demiştir. ve bu arada başka neler ortaya çıkmıştır? ankara, bursa, izmit, edirne gibi "doğu"da olmayan yerlerden de sürülen ve yok edilen insanların varlığı ortalara dökülmüştür. yahu hani güvenlik falan vardı ne iş diye soran olmamıştır. ayrıca arada süryaniler, keldaniler, rumlar vs. de kılıçların tadına bakıvermişlerdir. süryaniler ne zaman ayaklanmıştı acep diye soran var mı? şurada bir kısım ırkçı yorum yapanlar süryani kimdir bilir mi mesela? 1890lardaki katliamlar neyin nesidir diye soran var mı? taşnaklar diye yatıp kalkanlar bilir mi ki mustafa kemal'in de üyesi olduğu ittihat ve terakki'nin parlamentodaki ortağı taşnak partisidir. bunlar resmi bilgilerdir.

bir de başka bir hikaye var ki asıl bela, daha doğrusu rezalet odur zaten. mal mülklerin yağmalanmasıdır bu hikaye. 2010larda bu bilgiler ayyuka çıkınca suçu sadece ve işlerine geldiği için büyük bir zevkle apar topar "barbar" kürtlere atmaya başlamıştır bir kesim. yani aslında kabul etmeye başlanmıştır ama suçu kime atacağız paniği patlak vermiştir. kürtlerin bir kısmı sorumludur ama aslında herkes bilir ki muhacirler, özellikle de kafkas muhacirleri ve çerkesler son derece aktif olarak bu yapılanlara katılmışlardır. hazıra konan mallardır, konaklardır, ev eşyalarıdır. hele hele istanbul'da mal mülk paylaşımı konusunda dönen dolapların haddi hesabı yoktur. sonra ne mi olmuştur? binlerce yıllık yerleşik kültüre ait üretim yapısı böyle el değiştirince ekonomik üretimin hali halen bu durumdadır bu ülkede varın siz düşünün durumu.

doğu hristiyanlığının ortadan kaldırılması ve yeni kurulan sünni-türk devletinin ekonomik altyapısının oluşturulması politikası elbette sadece türkiye'ye yıkılamaz. ama sorumluluğun önemli bir kısmının burada olduğu ortadadır. rusya, japonya, hindistan gibi ülkeler de dahil olmak üzere bütün dünya ülkeleri soykırımı çok iyi biliyorlar. ancak kişisel görüşüm olarak abd gibi ülkelerin yasa tasarısını şantaj olarak kullanarak geçirmesini garip bulmaktayım. gariptir çünkü zaten buradan katliamlarda kurtulan yetimler vs. hepsine yardım eden kuruluşların başında genelde amerikalılar, fransizlar, ruslar bulunmaktadır. fotoğraflar vs. her türlü kayıt kuyut vardır. bunca yıldır niye sustunuz diye soran çok insan vardır. gerçi eski abd başkanlarından reagan zaten soykırım demiştir 80lerde ve sonrasında ne olmuştur? gariptir çünkü türkiye ismet inönü döneminde tazminat da ödemiştir abdye. bu tazminat konusu atatürk döneminde de konuşulmuştur vs. vs. inkarcılar bu hikayeyi de yakınlarda öğrenince kullanmaya kalkmışlardır ama o iş öyle onların bildiği gibi olmadığı için sonrasında susmayı tercih etmişlerdir.

her neyse osmanlının ulus devlete geçiş yaptığı 1923 sonrası, ülkede oranı yüzde 3 lere düşen gayrimüslimlere neler olmuştur?: 1934 trakya pogromu, 1942 varlık vergisi, 1955 istanbul pogromu, 1964 rum sürgünleri vs. vs. paylarına düşmüştür. ve yine hainler vs. hikayeleri ayyuka çıkmıştır. merak edenler bunları okuyabilir. bugün ortada ermeni dölü, rum piçi, yahudi köpeği gibi laflar sarfeden kemalistler, atatürkçüler, liberaller, demokratlar, solcular doludur ( o nedenle diğerlerine haksızlık etmemek gereklidir ırkçılık konusunda). türkiye'de bugün 2 binden daha az rum, 40 binden daha az ermeni, 20 bin civarı süryani, 15 bin civarı yahudi kalmıştır burada. içimizdeki düşman diye yaygara kopartanların düştükleri gülünç durum budur. orta asyadan geldik diyenler sonuçta burada 3-4 bin yıllık ermeni, süryani, rum vs. kültürünün de üzerine konmuştur. kiliseler camiye çevrilmiştir, ahır olarak kullanılmıştır vs. şimdilerde turistik merkez olarak tanıtılan ama ermenilerden tek kelime bahsedilmeyen, ermeni mimarisinin en ünlü eserlerinden van'daki akhtamar kilisesi'nin adı akdamar değildir - "ah tamara"'dan gelmektedir adı. pek çok ilçe adı, il adı kasaba, köy adı ermenice, rumca, süryani dilindendir. ama bu insanlar artık "yoktur".

bir de yok o ülke şuna baksın, herkes kendi geçmişine baksın hikayesi vardır. onlar iyi kötü bakıyorlar zaten. siz de bir zahmet kendi geçmişinize bakıverirseniz belki bu sayede şimdiki halinizi daha iyi anlarsınız diye bir öneride bulunayım.

toplumları ırkçılıkla, milliyetçi gazlarla yönetmek çok kolaydır. bakıyorum da, kadınlarda, lgbti üyelerinde de fazla değişim yok. zaten ezilmiş ve korkak olan bu kitlenin önemli bir kısmı bu konular açıldığında birden vatanı milleti koruyan, tarih uzmanı, yeri gelirse ırkçı birer savaşçı olarak karşımıza çıkıyor. kendi haklarını aramak gibi bir şeyi yapmayı götleri yemiyor ama onun yerine artık esamesi okunmayan zayıf bir kitleye de gerekirse saldırıyor. toplum geneli halen onu "orospu, ibne, nonoş, sapık" olarak görüyor ama o kendini hala - o bitmeyen korkuyla- kendisini hedef gösteren güçlüden yana konumlandırıyor. bu durumda davrananlar haksız da değiller korkmakta. korkunç geçmiş ortada işte - yüzleşmek için bekleniyor. aklıma travesti seyhan soylu (sisi)'nin kürt düşmanlığı ve bülent ersoy'un hrant dink arkasından ettiği rezil rüsva laflar geldi. bu sayede bu tip söylemlere sıcak bakan toplumun önemli bir kesiminin onayını aldılar birkaç dakikalığına ama hemen ardından onları alkışlayan kitle "top, dönme, ibne, pislik" vs. laflarına da devam etti. mesela bunlar gibilerinin nesine acıyacaksın?

konu hakkında resmi yayınlar dışında bir şey bilmeyenler için bu konunun içeriği sanıldığından daha vahimdir. bolca yayın var okursunuz eğer yüzleşmek isterseniz.

ama ırkçı olup da bunu bile bile reddedenlere bir hatırlatma : naziler de lgbtilerin kollarına "süslü ve yumuşak görünsünler diye" pembe üçgen şeklinde aksesuarlar takıp sonrasında fırınlamak için "tehcir" etmişti. bir de hitler'in rakibi olan ernst röhm vardır. kendisi gay veya biseksüeldir. ırkçı yalakalığı onu kurtaramamıştır. ve bu tehcir de "inkar" edilmişti ve hala bazı kimseler tarafından inkara devam ediliyor o ülkede. yakında sıra size gelirse ağlamayın.
3 Entry Daha