eşcinseller aşkı anlatıyor

2 Entry Daha
baba ben eşcinselim

17'sindeyken 'ben eşcinselim' diyen tolga'yı ailesi dışlamadı. annesiyle birlikte terapiye gittiler. albay baba oğlunun ilk sevgilisine 'ona zarar vermeyeceksin' diye tembih etti. tolga, rahat ve mutlu bir genç (not: bu röportaj sanırım boysan yakar ve aykut atasoy ile yapılmış).

21/08/2006

şule çizmeci

tolga ve aslan iki yıla yakındır birlikteler. ikisi de üniversitede sanat eğitimi görüyor. tolga, eşcinsel olduğunu 17 yaşındayken ailesine söylemiş. aslan ise henüz ailesine açılamamış. tolga'yla ailesinin yaklaşımını ve birlikte neler yaşadıklarını konuştuk.

nasıl geçti okul yıllarınız?

çok alay ediliyordum. ilk mastürbasyonumu 14'ümde yaptım ki bu bir erkek çocuk için geç sayılabilecek bir yaş. seksüel dürtülerimle yüzleşmeyi olabildiğince geciktirdim. hep erkeklerle ilgili fanteziler kuruyordum. orta 2'de benimle ilgili bir tahtaya bir tekerleme yazmışlardı, sınıfa girince erkek çocuklar hep bir ağızdan bunu söyleyip bana güldüler. bunu yapan çocuğun üzerine yürüdüm, yumruklaştık. eşcinsel olduğunu hissettiğim bir arkadaşımla birbirimizi korur kollardık. başka sınıflardan sırf beni görmek için gelenler olurdu, 'top tolga burada mı?' diye...

ne zaman 'eşcinselim' dediniz?

internetle birlikte hayatım değişti, erkek bedenlerine bakıyor ve etkileniyorum. ama suçluluk duygusuyla hemen kapatıyorum. interneti babam da kullanır korkusuyla... çok çelişiyordum kendimle, acaba benim duygularım mı hatalıydı, yoksa toplumun dayattığı ve meşru saydığı sadece karşı cinsle birlikte olunma zorunluluğu mu? bir partiye gittim, orada bir kızla el ele tutuştum. aslında 'heteroseksüel olmak istiyorum' diye diretiyorum. ama okulda çocuklar yanında mastürbasyon yapıyor, penis görüyor ve haz alıyorsun. o gece partideki o kızla öpüştüm ama hiçbir şey hissetmedim. bir hafta sonra annem bana gelip 'bir kızla öpüşmüşsün, niye bana söylemedin?' diyor. tüm seks olaylarını annemle konuşurum, çünkü babamın benimle bu tür konuları konuşacak cesareti hiç olmadı. bir gün annemin yanında eşcinselliği savunan bir konuşma yaptım. ertesi gün eve gelince 'tolga konuşmamız lazım' dedi babam. 'bize anlatacağın bir şey var mı?' diye başladılar, soru üstüne soru. beş saatlik sorgunun sonunda 'eşcinselim' dedim. katıla katıla ağlıyorum.

babanızın tepkisi ne oldu?

babam albay!.. 'ne yapacağız şimdi?' dedi. 'birinden yardım almalıyız' dedi annem. psikolağa hep birlikte gittik. acayip bir yabancılaşma var evde. hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyorlar, ama karmakarışık kafaları. daha ilk görüşmede psikolog bana ailemin önünde mastürbasyon yapıp yapmadığımı sordu. yaptığımı söyleyince 'mastürbasyon yaparken erkekleri mi düşünüyorsun, kadınları mı?' diye sordu. 'erkekleri' deyince odadan çıkmamı istedi. daha sonra beni çağırdı ve 'annen ve babanla konuştum. sana hiçbir şekilde karışmayacaklar' dedi. sadece ben değil, annem de terapiye başladı.

evde neler değişti?

beni aşırı derecede kontrol etmeye başladılar. sürekli koruma ve kollama hali. terapiye iki yıla yakın devam ettim. o sırada üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. sınavı kazandım, şimdi resim eğitimi görüyorum. annem, hayalinde kurguladığı oğlunu bir müddet geri istedi. aslında annemin istediği, her erkek annesine toplum tarafından dayatılan anneliğe dair arzulardı; askerlik, evlilik, çocuk sahibi olma... annem çok zorlandı kendi içinde, kişisel gelişimle ilgili kitaplar okumaya başladı. bir gün psikoloğumun önerisiyle babamla ben bira içmeye gittik. 15 dakikanın sonunda babam 'sakın anal ilişki yapma, ben buna dayanamam' dedi. şu an bildiği halde kendini rahatlatmaya çalışıyor. sonra maskeler düştü. annem ne kadar kontrolcü olduğunu anladı ve bana 'artık seni bugüne kadar kafamda kurduğum oğlum tolga olarak değil, seni bir birey olarak kabul ediyorum. sen benim hayal ettiğim oğlum değilsin' dedi. beni yeniden keşfetti. babam ise 'sen beni bu düşünceyle öldüreceksin' dedi. babamın bu tepkisini şimdi anlayabiliyorum. çünkü eşcinsel bir çocuğu olması onun erkekliğini zedeliyordu. aslında kendinde, kendi erkekliğinde arıyordu hatayı. babam annemi beni koruduğu için çok suçladı. annem babama 'oğlunun eşcinsel olduğunu kabullenemiyorsun' dedi.

ilk cinsel deneyimi kiminle yaşadınız?

2000'de internette biriyle tanıştım. ozan, benden 10 yaş büyüktü. taksim'de buluştuk. erkeksi birini arıyordum. görüntüsü iyiydi. deneyimli olduğu için onunla rahat edebileceğimi düşündüm. tanışmamızın haftasında bizim eve geldi. bir şirkette ihracat müdürü, iyi bir ailesi var. babam onunla yalnız konuşmak istedi. 'kesinlikle tolga'nın kılına zarar gelmesini istemiyorum' diye öğütler vermiş. şu an ona hem acıyorum, hem çok kötü oluyorum. ona çok haksızlıklar yaptım. bir ara intihara kalkıştım. artık babama hiç tepki vermiyorum, çünkü kalp hastası. ozan'la bir buçuk ay bir şey yaşamadık. çünkü vücudumu paylaşmaktan, çıplak kalmaktan korktum. ilk gecemiz çok güzeldi, her yer mumlarla doluydu. ona teşekkür borçluyum o gece için. ama ilişkimiz giderek zorlaştı. homofobikti. suçluluk duyuyordu eşcinsel olduğu için.

eşcinsel olduğunu gizlemiş mi?

eşcinsel olduğu anlaşılmasın diye kızlarla çıkmış. maskülen bir tip. her erkeksi gördüğünüzü heteroseksüel zannetmeyin. zaten iki adı vardı. birinci adı dışardaki hayatı kontrol ediyordu, ozan'ı eşcinseller arasında kullanıyordu. ancak benimle yan yana yürümekten hoşlanmıyordu. çünkü insanların feminen hareketlerimden dolayı beni, dolayısıyla onu da eşcinsel olarak nitelendirmelerinden korkuyordu. kendini kadınsı bulmayan birçok eşcinselin homofobik olmasının nedeni de budur zaten. ülkemizde sokakta eşcinsel yok, yatakta eşcinsel var. ozan, bana 'elini kolunu düzelt' dedi, 'sesini kalınlaştır' dedi. ancak ailem benim hareketlerime hiç karışmamıştır. ilişkimiz tükenmeye başladı. kavgalar kıyametler. üç yılın sonunda eften püften bir nedenden dolayı ayrıldık. aslan'la tanışana kadar önemsiz ilişiklerim oldu.

aslan'la ilişkiniz nasıl başladı?

tolga: aslan'ı ilk kez bir gaybarda gördüm. çok hoşlandım. yakışıklı. tam bana uyan biri, hem feminen hem de maskülen olabilen, ikisinin ortası da olabilen, rengârenk yani... onunla erkeksi sevgili arama düşlerimden de vazgeçtim. kafamdaki duvarlar artık yıkılıyordu. hem kendimi yeniden keşfediyor, hem de deneyimlediğim her şeyi eleştiriyor, neyi neden yaptığımın hesabını kendime veriyordum. amacımız günlük hayatta gördüğümüz kadın-erkek rollerini ilişkimize sokmamaktı. eşcinselliğini kendine itiraf edeli daha yeniydi değil mi aslan?

aslan: tolga'dan 11 ay önce ilk kez beraber olduğum gencin annesi bizi yatakta yakaladı. çocuk benden hemen ayrıldı. ben çok kötü üç ay geçirdim. daha sonra bir başkasıyla oldum ve yine tokat yedim. tolga bana güven verdi, dünya görüşümüz uyuşuyordu.

'artık bana top diye laf atıldığında üzülmüyorum'

ailenizin aslan'a yaklaşımı nasıl?

tolga: babam bugüne kadar eve giren arkadaşlarımın hepsinin eşcinsel olduğunu biliyor, hepsini çok seviyor. ama aslan'ı çok daha fazla seviyor. babam belki bir kızla beraber olurum ihtimalini yaşıyor. ama o onun ihtimali. annem ise bana 'sen bana bir hediyesin' der. 'sen olmasan transfobimi, homofobimi yenemeyecektim' der. annemin sadece düşüncelerinin değil, cinsel hayatının değiştiğinden eminim.

aslan: haftada iki üç gün onlarda kalırım.

tolga: aynı odada kalıyoruz. annem aslan'ın evinde bu ilişkiyi yaşayamayacağımızı biliyor. 'keşke babama söylemeseydim' dediğim zamanlarda annem 'iyi ki söyledin, iyi ki kafasını karıştırdın. sakın sen üzülme' der. eskiden biri bana 'top' diye laf attığında üzülüyordum. oysa aslan 'üzülmeyeceksin' dedi. çünkü o hakaretler aynı zamanda cinsel kimliğinizi kabul etmenizde, 'evet ben eşcinselim' demenizde size mani olan toplumsal ikazlar...

aslan: bir baba için erkekliğine saldırıdır çocuğunun eşcinsel olması... 'ben ne hata yaptım?' diye düşünüyorlar. eğer eşcinsellik bir tercih olsaydı, onların hataları yüzünden eşcinsel olmuş olabilirdik, ama eşcinsellik bir yönelim. iki yüzlü kurallar uygulanıyor.

bursa'da olan olaylarda bize küfreden insanlar iki yüzlü. travestilere sorun yattığınız birlikte olduğunuz insanlar kimler diye... 'ülkücüler, dinciler'. bu adamlar sokakta eşcinsele tahammül edemiyorlar. iki yüzlülüğümüz, bizim baskıcı, totaliter, demokratik olmayan ahlaki değerlerimizden kaynaklanıyor bence. kimse kimsenin eşcinsel olabileceğini düşünmüyor.
o yüzden en yakınınızdaki oğlunuz 'eşcinselim' dediğinde inanılmaz bir travma yaşıyorsunuz.
5 Entry Daha