etrüskler

tıpkı, antik mısır'a kaynaklık eden kıptiler gibi, adlarını yeterince duyuramadan ve bugünkü nesillerden hakettikleri takdiri göremeden unutulmuş bir yüksek uygarlık.
m.ö. 6.yüzyıla kadar varlığını sürdürmüş ve roma'nın yükselişiyle tarih sahnesinden inmişler. fakat, isimleri inmiş olsa bile, felsefeleri, fikirleri, mitolojileri, eski mısırı anımsatan ezoterik inançları, hukuk ve mühendislik çalışmalarıyla roma'nın temelini atan ve dünyaya örnek olan birçok çalışmaya can vermişler.

kökenleri hakkındaki tartışmalar sürmekteyse de, italya kökenli olmadıkları ve anadolu veya kafkasya kökenli oldukları kesinleşmiştir. dolayısıyla, kadim anadolu'nun doğurgan dönemlerindeki bir başka uygarlığın toprağını paylaşırken, mirasçılığını hakkıyla yapamadığımıza üzülmek de yine bize düşmektedir.
bir teoriye göre, yayılmacı yunanlıların anadolu'ya saldırıp fethetmeye başladıkları dönemde (ki yunanlılar, buraların hep bizden çok kendi atalarına ait olduğunu iddia edip her güzel şeyin kendileri tarafından başlatıldığı yalanını tüm dünyaya yutturmuştur) truva saldırıları sürerken yapılan bir göçle italya'nın tiber ve arno nehirleri (kuzey ve kuzeybatı italya)arasındaki bölgeye yerleşmiştir. teoriler ve göç nedenleri farklı olsa da, kesin olan bir şey, bir doğu kökenli uygarlık olduklarıdır. özellikle, sümer ve akad gelenekleriyle yakın oldukları da ileri sürülmektedir.

etrüsk dili ve eserleri de henüz tam olarak çalışılmış ve çözülebilmiş değildir, çünkü, hint-avrupa dil ailesinden olmayan dillerinin yapısına ilişkin bilinmeyen çok şey vardır (ural-altay ailesinden eklemeli bir dil olduğu saptanmıştır). böyle olmasının nedenleri arasında, çift dille yazılmış eserlerinin bulunamaması (sadece kendi dillerini kullanmış, metinlerinin bir başka dilde kopyasını pek üretmemişler), kendileriyle bağlantılı yazılı kaynakların ve tabletlerin sistematik olarak kasıtlı biçimde yok edilmiş olması gibi nedenler sayılabilmektedir. özellikle, etrüsklerin dinsel inanç sistemlerinin, roma paganizmini örtmekle uğraşan kitaplı dinlerin saldırılarıyla gizlenip yok edildiği bilinmektedir.

tarımsal çalışmaları ve mühendislik anlayışlarıyla, yüksek kelt uygarlığının meşhur druidleri gibi mistik bir felsefeleri olduğu söylenebilir. özgün sulama tekniklerini doğuran hidroloji ve toprak yönetimi konularında gelişkin bir bilgi birikimine sahip olan etrüsk mühendisliğinin kalıntıları, eski mısır eserleri kadar hayret uyandırmaktadır. gizemli kentlerinden biri olan antik spina kenti ve sulama sistemi (po ırmağının taşıdığı alüvyal malzeme nedeniyle örtülmüş olsa da) hem rönesans dönemindeki bazı araştırmacıların ilgisiyle hem de 20. yüzyılda yapılmış kazılarla keşfedilmiştir.

etrüsklerin genetik kökeniyle ilgili bir çalışmanın sonuçlarına göre (etrüsk mezarlarındaki iskeletlerden alınan dna örnekleri incelenmiş; 2004de yayımlanmış), bu halkın dna yapısı, doğu akdeniz halklarının ve anadolu'nun dna özelliklerini yansıtmaktadır.