feci entelektüelim

bir diğer dallama grubu daha.. sırf kendini entellektüel göstermek icin selam dersin başlar konuşmaya. bişey sorarsın hayatta okumadığı okuyamayacağı kitaplardan bahseder. film dersin mesela... ooo arkadaş avrupa sinemasından bayıcı öldürücü bir filmden bahseder. nasıl ağdalı nasıl yavşak. çok var bunlardan da benim s bir gömlek giymemle aynı hesap. olmaz işte. sakil durur. neyse o
her konuda bilgi sahibidirler de, genelde konular hakkında bolca sallayıp "hımm benim hiç tasvip etmediğim şeyler bunlar" diyerek geçiştirirler. girip çıkmadıkları delik yoktur birde, her yeri gezip görmüşlerdir.
+bizden bu kadar nefret ettiginizi bilmiyordum hehehe....

iki feci entellektüelin sohbetine tanık oldunuz mu bilmem ama tavsiye ederim, feci komik. iki mal, mal mal mallasiyor
bkz: hıncal ulunc ft. hülya afşar
3 günde 1 kitap bitiriyorum. offf offf dünya klasikleri bitti, biraz da şiire merak sardım diye devam eder.
er yada geç gerçeklerin ortaya çıktığını farkedememiş cahil insan ifadesi,çok konuşup az dinlemeleriyle bilinirler çünkü her konuda aşmış oldukları için dinleme ihtiyacı hissetmezler.farklı fikirlerle karşılaştıklarında agresifleşirler.yeni bir ortama girdiklerinde hemen dikkat çekmek isterler.sözlükte de iletişime ve farklı düşüncelere kapalı olduklarından ,bunu belirtirken de saldırganlaştıklarından ömürleri kısa olur.böyle insanlarla karşılaşınca bizede aşağıda ki başlıktaki yazarın belirttiği gibi başkasının adına utanmak düşüyor.
(bkz:funda özkalyoncuoğlu'nun kürk mantolu madonna gafı)
şişli kurtuluş,pangaltı, nişantaşı çevresinde bulunan cafe barlarda boğazlarına sardıkları eşarpları, şapka ve gözlükleriyle okudukları kitapları ve kahveleriyle ben burdayım diye bağıran tiplerdir. kimseye bir zararları yoktur. severiz kendilerini. aşırı entelektüeller ağğbiiiğğğ yanlarına yaklaşamıyorum adeta bir zırh var üstlerinde. korkuyorum kendimi cahil hissetmekten ahuahuah...
bir tür entellektüel masturbasyondur yaptığı/yaptıkları. uzun cümleler aralarına sıkıştırılmış çok fazla kullanılmayan sözcüklerle başlarlar konuşmaya. siz zaten "ne diyo lan bu" diyene kadar çoktan düşmüşsünüzdür o ağa. çırpıırken kurtulmak için o kıvrımlı beyin hücreleriniz presi yiyerek düzleşmeye başlamış bir süre sonra deli cevat moduna girmişsinizdir. ayakkabılarınızın topuklarını vurmaya başlarsınız bir süre sonra ağlamaklı gözlerle "benim güzel evim" diyerek.. biraz çaçaronluk yapıp serdar ortaç ın müziğine duyduğunuz ilgiden, hayranlıktan söz edin. anlamıyosa endoplazmik retikulum deyin gözlerine bakıp. devamında heidi klum, yürü ya kulum, kaç yavrum, mağdurum ben mağdurum..
farklı fikirlere tahalmülü yoktur.