fifty shades of grey

9 Entry Daha
bugün bitirdiğim kitap. grey ile ana'nın seks yaptığı bölümler dışında ilerlemedi bir türlü. hatta kitabın sonlarına doğru o kadar sıkıldım ki seks yaptıkları bölümleri bile okumadım. direk konuşma metinlerini okudum. cidden hiçbir şey kaçırdığımı düşünmüyorum. çünkü konuşmadıkları zamanlar ana'nın içi sesini dinliyoruz. iç sesini ben lisedeyken twilight'ın baş karakteri bella'da okumuştum. bire bir aynısı.

aslında kitaptaki bdsm kısımlarını çıkarırsanız kurgusundan karakterlerine kadar hepsi twilight'ın aynısı. yazar sanki artık üniversiteyi bitirmek üzere olan, seks yapan, alkol içen twilight okuyucularına seslenmek istemiş. aynı hikayeyi bol cinsel ögeyle süsleyerek.

kitabın iyi yanları yok muydu? vardı. her kitabı ereksiyon halinde okuyamazsınız. şaka.

bdsm hakkında bir sürü şey öğrendim. aslında eskisi kadar "iğrenç, nasıl yapıyorsunuz," veya "millet özgür olmak için o kadar çaba sarf etmiş siz özgürlüğünüzü nasıl bilerek birisinin eline veriyorsunuz," demiyorum. bir şekilde acıyla zevkin kompleks bir biçimde birbirlerine bağlı olduklarını anlatmış. eğer ana'nın kitapta verdiği tepkiler biraz gerçekçiyse ki internette yaptığım araştırmalara göre öyle, bdsm gerçekten zevk veriyor olabilir. ilerde güvenebileceğim biriyle denemek isterim. neyse.

bdsm, twilight çakması olması bir yana kitabın feminizmle dalga geçtiğini düşünüyorum bir yandan. sen tut sırf "ama ben aşığım bik bik bik" laflarınla bir adama kendini dövdürt aşağılat. ana bir şey yapıyor, adam buna "seni şurada sikerim orospu," diyor. orospu demiyor ama sikerim diyor. adam ceza olarak sikiyor kızı. bizim kızda durur mu, adam bunu cezalandırırken titreye titreye boşalıyor.

vakit kaybıydı. okurken kafamda jamie dornan'ı canlandırmasaydım gitmezdim.

son olarak şu şarkıyı takıntılı, kontrol manyağı c. grey'e ithaf edip kapatayım.

17 Entry Daha