hayata dair iç burkan detaylar

istenmeyen gebelik adı altında küretaj sonucu alınan ceninler.
kız çocuk erkek çocuk demeden cinsel istismar.(lanet olsun istismarda bulunanlara)
çakmağın ilk çakışta yanmaması.

(bkz: ağladıysan hoşla)
taksim'de leş gibi bir barda içiyorum. normalde damsız girilemeyen bu barın müdavimi olduğumdan kapıdaki arkadaş kolaylık gösteriyor ve tenhada bir masaya oturup içmeye başlıyorum.
genelde bu gibi yerlerde bir arayış içinde olmam. spontane olarak bir şeyler gelişirse o ayrı tabii. neyse sağ çaprazımda bir masa var. iki kadın. yaşları 25 var, yok.. belli ki lezbiyenler. arada bir utanarak öpüşüyor ve öpüştükten hemen sonra etrafa bakınıyorlar. '' acaba gören oldu mu'' sanırım bundan çekiniyorlar. arada bir bana doğru baktıklarını biliyorum. o yüzden kafamı hiç oraya çevirmiyorum. rahatsız olsunlar istemiyorum..
işte bu kaçamak öpüşmelerden, koklaşmalardan sonra zannımca daha aktif olan kadın şöyle bir şey dedi '' bir gün beni bırakacaksın değil mi''
çok üzüldüm lan o an.. her ilişki bitiyor sonuçta. ama bu farkındalıkla ilişkiyi devam ettirmek?
şöyleydi sanırım '' daha çok seven taraf, kaybetmeye yakın olan taraftır''
son bir shot yapıyorum.. bir anda göz göze geliyoruz.. meraklı gözleri var kızın.. dışarı çıkıyorum. kar yağıyor..
leş gibi bir barda bir aşk sona eriyor..
8-9 yaşlarında bir çocuktum, bir gün birisi benden 1 yaş, diğeri de 2 yaş küçük olan kız kardeşlerimle evleri bize yakın olan halamlara gittik. köy yeri olduğundan halamların evi avlulu bir evdi, avluda kuzenlerle biraz oynadıktan sonra tekrar eve giderken tam köşeyi dönmüştük ki halamın eltisi olan kadının halama şöyle seslendiğini duydum: "senin bu kardeşinin oğlu da kız gibi abla yaa. şunun hareketlerine, konuşmalarına bak" bu sözleri yalnızca ben duymuştum, kız kardeşlerim benden önce koşarak avludan çıktıkları için duymamışlardı. halamın o an hiç sesini çıkarmadığını hatırlıyorum. bilmiyorum o an halam ne düşünmüştü. ama benim o küçücük dünyam yıkılmış, altında kalmıştım. o an anladım ki ben farkında olmasam da hareketlerim benim ne oldugumu henüz o yaşımdayken bile ele veriyordu. büyüdüm, bu anlattıgım olayın üzerinden 30 yıldan fazla zaman geçti ama ben o kadını hâlâ görünce içimde ona karşı tarifini tam yapamadıgım bir duygu hissediyorum. bilemiyorum kızgınlık mı, nefret mi, açık sözlülüğünden dolayı bir takdir duygusu mu. cinsel kimliğimden dolayı ilk yaşadıgım alayla karışık aşağılanma, ömrüm boyunca unutamayacagım bir acıdır bu.