homojen dergi

56 Entry Daha
ekşi sözlük'ten bir yazarın dergiyle ilgili yorumları aşağıdaki şekilde, oldukça yapıcı, hoş.

--- spoiler ---

son dönemde yayın hayatına başlayan, deniz durukan'ların çıkaracağı pulbiber adlı "herkes için, kadınlardan bir dergi" konseptli dergiden sonra aldığım ikinci iyi haber.

"düşüncelerinizi #homojendergi hashtagi ile paylaşabilirsiniz!" olayı çok mantıklı ve basit ama işlevsel. bunun daha fazla vurgulanmasını istiyorum. işe yarayacak.

merak uyandıran başlıklar. "topluma sorduk fren, freud'a sorduk diren dedi" gülümsetti.

dergiyi yarısına kadar okudum. keyifli, güvenli üretimler diliyorum.

ilk yazıda, "hey siz heterolar, biz bu şekildeyiz" gibi bir dil algıladım. elbette, yorumdur. tekrar okuyunca da değişebilir. bu perspektifle biraz dışlayıcı bir ilişki kurdum. "işte bizim sesimiz"e pek inancım yok. ama aynı zamanda, "gerekli olabilir" de "gıcık bir durum" diye düşündüm.

dergide "açılma" teması epey vardı. ona da biraz kaykıldım. çünkü, açıla açıla nereye kadar açılacağımızı artık bilemiyorum.

özellikle, derginin ilk yarısında, "şiddete uğrarsanız yapmanız gerekenler" konulu yazıyı sevdim. hatta, bayıldım. bu çok güncel geldi.

"annemi öldürdüm"lü yazıda zorlandım. yaşlanmış ve yorulmuş olabilirim, böyle şeyler bana fazla psişik geliyor. ama öfke rezervi sağlam olanlar için ifade bulmuş olması iyi, güzel vs. bir şey olmalı. "sevdiğim için nefret ettim"i anlayabiliyorum. ama nefrete, en azından komiği çıkarılmayan bir nefrete - şu günlerde - tahammül edemiyorum. her yerde gerçek kan kan kan varken, bir de metaforik "annemi nasıl öldürdüm" çok fazla geldi. "annem oyuncak ördeğimi çok severdi, hatta babam da" gibi şeyler okumak istiyorum. tabii, ben bir okuyucuyum. ve şu an bu şekilde ötmek hoşuma gidiyor.

"şefkat ve empati unutuldu" (şefkat ve empati hedeleştirildi) başlığı da, o röportajdan öne çıkarılabilecek en doğru şeydi. bana demet sağıroğlu'nu arattırıp dinleme motivasyonu verdi. sekreterime aratmadım tabii ki youtube'u kullandım.

trans seks işçisinin yazısındaki enerji ve hikayeleştirme de hoşuma gitti. gece sokakta çalışma sürecini, birinci ağızdan, bir trans kadından okumak, bu konudaki bolca laga-luga arasında, değerli.

"dinazorlar neden translardan korkuyorlar?" da üst kalitede güncel edebî ve uyarıcı bir başlık. bu başlıktaki bir yazıyı, dünyadaki, biraz yazıp çizmiş herkes merak eder.

aşkın n hali'ndeki vokaller, "güçlü kadın seven eşcinsel" tipolojisindeki benim de dikkatimi epeyce çekmişti. ("ben de ben de"ye doğru ilerliyor refleksim, hayırlısı hatta hatırlısı olsun). orkestrasyon, ses temizliği falan bir şeyler tabii de vokalin "zirve olmayan zirve budur" şeklinde bir iddiası vardı. bu albümün biraz daha duyurulması keyif verdi. yazıyı okumadım, belki bir iki bilgi de almış olacağım.

yemek tarifi olayı ilginç :)) ama samimiyet hissi verdi. yemek tariflerinde vegan vurgusu yapılmasını bir ayısever olarak tumturaklı bulurdum. ama tabii herkesin dünya süreci kendine.

bir sürü yazı var. hepsi hakkında öznel yorumlarımı yazamam, zaten daha yarısını ancak okuyabildim. ve youtube yorumlarını takıntılı şekilde okuyanlar dışında da, bu yorumlar pek ultra bir mana ifade etmez.

özet geçersem, derginin bazı yerlerinde çarpıcı bir zeka vurgusu var. "bu yazıyı başka yerde bulamazsınız" gibi bir altmetin yaratıyor zekayı uyaran başlıklar (belki yazılar da, dediğim gibi incelemeyi bitirmedim). başlıklarda ayrıksı giden yazılar daha çok ilgimi çekti. bazı yerlerindeyse sadece samimiyet var. bir okuyucu olarak, her ay (ya da ne kadar sürede bir çıkacak idiyse o kadarlık periyotlar halinde) takip edebilmem için zeka içeren yanlarının vurgulanması, samimiyet içeren bölümlerininse cilalanması gerekiyor.

(bir de unutmuşum, yapısal olarak analiz ettiğimde, gündelik ve işlevsel bilgilere odaklanan bölümler var. o bölümler de, beni heyecanlandırmıyor. gerekli buluyorum ama heyecanlanmak ve merak etmek farklı bir süreç. derginin bazı yerlerinde kapsül kapsül (karelerin içinde fokus) şeklinde verilebilir gibi geldi. güncel dergilerde bunu sıkça görüyorum. o bilgiler, elbette değerli. ama bilginin, derginin konseptiyle direkt ilgili değilse, birkaç sayfada verilmesi falan aklıma geldi. tabii, "her kafadan bir ses çıkar"a çok inanıyorum. 27 kişi böyle bir iş yaptıysanız, daha doğrusu tanıtım sürecini halledebilmeye de başladıysanız, bildiğiniz yolda ilerlemeniz de manalı.)

tebrikler homojenciler. çok okunmanız dileğiyle.

--- spoiler ---
109 Entry Daha