inanmak

inanmak başta biraz bireysel bir eylem.

daha sonra yanına birileri ekleniyor ve daha büyük bir şeye dönüşüyor.

inanırken; üzülüyor, gülüyor, ağlıyor, çatışıyor, tartışıyor, seviniyor, koşuyor, yola giriyor, yol açıyor, uyanıyor, ağaya kalkıyorsun... ama en önemlisi inanırken sırf kendi inandıkların adına diğerlerinin inandıklarına saygı duyuyorsun ya da saygı duymayı öğreniyorsun.

biz şu sıralar sadece inanıyoruz. bu eylemi yerine getiriyoruz, fakat bu eylemin bize kazandırdıklarını hiç önemsemiyoruz. eh hâl böyle olunca muhabbetlerimiz kırıcı, inandıklarımız itici oluyor.

şimdi her neye inanıyor ya da inanmıyorsak varolan (ya da olmayan) külahlarımızı önümüze alıp; bu inanmak dedikleri nasıl bir şeydi diye düşünelim. belki o arada saygı duymanın da inanmakla kardeş olduğunu hatırlarız.

güzel günler...
4 Entry Daha