insomnia

uykusuz hergecee , yorgun ölesiyeeeeee.
aslında bilinçli olmayan bir şekilde uykuya direnme hali.
iş ve yolda geçen vaktin tüm günü ve aksamı emmesinin ardından, eve dönen kişi evde biraz vakit geçirmek ister. rahatlamayı, dinlenmeyi ve adrenalin seviyesinin düşmesini umut eder.
ancak sabah erken kalkmak için yatağa gitmek gerekir. fakat bünye uyumayı reddeder. buna zemin hazırlayan durumu incelemek için
(bkz: istanbul sendromu)
anlatılanlara göre insanın halisünasyon görmesine kadar götürüyormuş. iştahın,metobolizmanın,beynin resmen içine ediyormuş.ne diyelim olan arkadaşlara,allah acil şifalar versin.
sadece 2 gün yaşanmasına rağmen bu kategoriye girmediğim ve söz hakkımın olmayacağı aşikar tabi ama sadece o 2 günde ben ben değildim. bu hastalığa sahip olanlar neredeyse haftalarca uyuyamıyorlar. aşırı yorgun, bitkin, halsiz ve sürekli yatış halinde olsalar dahi bile, rem uykusuna girmeleri oldukça zor oluyor. artık uykuyu bir zorundalık, şart, yapmazsan her şeyin daha kötü olacağını bildiğin için ve bi türlü kafanı rahatlatıp boşaltamadığından, her uykuya dalmaya çalıştığından "evet evet uyuyorum!" diye sevinip gözlerinizi açıyorsunuz. 48645554546 koyun sayıyorsunuz sonra da alarm çalıyor... böyle de lanet bir şey. * *
bir faithless parçası. elektronik müziğin iyice yükselmeye başladığı 96 yılında ortaya çıkan parça ile binlerce oto-tape ve buna bağlı hoparlör haşat edilmiştir. parçanın patlama noktasına kadar olan kısmı uzundur. patlama noktasından sonra altındaki şahin, doğan vs. ne varsa ona ferrari muamelesi yapan delikanlılar görülmüştür.
modern zamanın hay huyları içinde, hep bir yere yetişme, hep bir iş yetiştirme, özel ve toplumsal hayat baskıları ve yopun kaygı durumları nedeniyle uyuyamama sorunu ve bunun beraberinde getirdiği komplikasyonlar.
ayrıca da craig david'in uzun bir aradan sonra 2009'da geri döndüğü zamanki, epey ritmik parçası.

alfred hitchcock'un çözümünü bulduğu hastalık.