irreversible

orjinal adı irreversible olan 2002 fransa yapımı monica bellucci, vincent cassel, gaspar noé baş rollerinde olan yönetmenliğini gaspar noé'nin yaptıgı filmdir. dönüş yok filmi dendiği zaman akla ilk filmdeki 11 dakikalık tecavüz sahnesi geliyor. film olayları tamamen tersten anlatıyor. bu filmi izleye bilmek için biraz sabra, meraka, birazda sağlam bir mideye ihtiyaç var zira kamera devamlı dairesel hareketlerle dönüyor. zira izlemeyenler için ispiyon olabilir. filmin ilk sahnesi gay bar diye resmen koli evinde çekilmiş ve bir yangın tüpünün ne kadar öldürücü ola bileceği bize gösterilmiş. birde bütün film sonunda aklımda kalan tek replik filmin ilk başındaki repliktir. " zaman her şeyin celladıdır"
alt metinlerinde çok homofobik olan bir film. yanlış hatırlamıyorsam kaos gl de güzel bir yazı çıkmıştı o zamanlar. yusuf eradam' ın yazısıydı galiba.
izlediğim en psikoloji bozan filmlerden biri. tecavüze uğramak ne demek tam anlamı ile izleyiciye yaşatır. bünyesi zayıf olanlar izlememeli.
dün haberdar olduğum ve haberdar olmamla izlemeye başlamam arasında 5 dk geçmeyen film.

öncelikle film teknik açıdan beni oldukça mesut etti. geriye doğru gitmesi olsun, kameranın sabit kullanılmayışı olsun, geriye doğru gittikçe izlediğiniz bölümlere yapılan göndermeleri olsun. çok beğendim. kısaca teknik açıdan fevkaladenin fevkinde.

lakin işlenen konu pek zayıf. ok tecavüz var, şiddet sahneleri var, yok efendim gay cruising barda geçen sahneler falan var ok de, sanki sonunda şoke edici bi şeyler olmalıydı en azından be güzelim.

ha, yok ben o kadar naif değilim diyorsanız mutlaka izleyiniz efendiler.
onlarca sitede yazılan korkunc yorumlardan dogan merakımdan izlediğim ve bir adet kafa ezme sahnesi ve uzun soluklu denebilecek tecavüze uğrama gerçekliğinin acı ve korkunç yüzünü anbean göstermesinin insana verebileceği rahatsızliktan başka bir korkuncluğu oldgunu dusunmediğim filmde. sanatsal boyutunu değerlendirerek izlemiyor dünyanın çoğunluğu şuanda filmleri. sanatı çıkartıp alt metinleri okumaya calışmadan bakınca sabit kalmayıp dönen kamera açısı insanı yoruyor, kafa ezme sahnesi adam ölmesine rağmen devam ettiği için abartılı, tecavüz sahnesi bir insana bunun ne kadar kötü olduğunu öğretir nitelikte ancak zihin olarak yorumlayamayacak yaştaki bir çocuğun izleme ihtimali düşünülürse travmatik olabilir ve gereksiz uzun ancak bunun ne kadar aşağılık bir hareket olduğu konusunda tüm gerçekliği ile çekildiği için eğitici bir anlatım olduğunu dusunuyorum bunu kabul edeyim. koyu katolik olduğunu okuduğum yonetmen eşcinsel dünyasını cehennemvari bir tasvirle sadece kötülüklerden ibaret göstermiş, gay bar olan mekanın adı bile rectum yani kalın bağırsağın makatla olan bağlantı yeri, son kısmı. yani şair burda aklında demişki pisliğe giden yoldur efenim eşcinsellik demiş. götüm. kısacası bence o 1.5 saatte daha guzel seyler yapılabilir, daha guzel insanların daha güzel işleri ile meşgul olunabilir.