jinekolojik şiddet

an itibariyle mesteklaşlarımdan utanmama sebep olan durumdur.

http://jinekolojiksiddet.wordpress.com/
kapalı beyinli, düşüncesiz insanlar ve aptal sosyal normlar yüzünden oluşmuş iğrenç bir olgu.
aslında adam gibi bir doktor olsa kolayca teşhis ve tedavi edilebilecek, çok yaygın bir jinekolojik hastalığım var. senelerdir süregelen. neden acaba? çünkü devlet hastanesindeki o doktor bozuntuları "evli değilsin ve yanında velin de yok. seni muayene edemem." diyor ve başından savmak için herhangi bir test bile yapmadan antibiyotik yazıp gönderiyor. çünkü bekar olmakla bakire olmak aynı şey olarak algılanıyor bu toplumda, evlenmeden önce cinsel ilişkiye girdiysen de bunu mutlaka ailenin bilmesi gerekiyor.
sen zor durumda kalmış birine yardımcı olmayacaksan neden ettin o zaman o yemini? doktor olman gerekiyor senin, namus bekçisi değil. senin gibiler tarafından psikolojik baskıya uğrayıp sert davranılmaktan korktuğu için jinekoloğa gidemeyen kaç kadın var acaba türkiye'de?
hayır, zaten hayatım boyunca hiç girmedim bir erkekle cinsel ilişkiye, zaten korkuyorum vajinal ultrasondan. jinekoloğumdan anlayış ve biraz özen istemenin hakkım olduğunu ve bu hakkı elde edebilmek için özel hastanelere ya da kliniklere para saçmamam gerektiğini düşünüyorum. nerede kaldı sosyal devlet? hadi onu geçtim, nerede kaldı insanlık?
ege ünivesitesi'nin ckb*'ye cinsiyet geçiş süreci geçiren trans erkek hastalarına uyguladığı şiddetin bir bölümü... kimileriniz buna tecavüz de diyebilir. kararı kendiniz verebilin diye olayı aktarıyorum:
bir trans erkek sürecin bir "gerekli"liği olduğu için kadın doğum bölümüne muayeneye gidiyor, elbette cinsiyet kimliğini erkek olarak tanımladığı ve beden cinsiyetini hatırlattığı için orada bulunmaktan mutsuz, anlaşılabilir şekilde çok gergin, çok rahatsız, ne yapacağını pek bilemiyor. neyse sırası geliyor odaya giriyor, onun bu şaşkınlığından istifadeyle bir kağıt imzalatıyorlar, çatala çıkarıyorlar ve sanki 1940lardaymış gibi demir çubukla "muayene" etmek suretiyle tramvası herhalde yıllarca silinmeyecek bir acıya sebebiyet veriyorlar. sonra da ultrasona yönlendiriyorlar. arkadaş bir çeşit sinir krizi geçiriyor, "rızam var" diye kağıt imzaladı diyorlar, arkadaşa diazem veriliyor... ultrasona öyle çıkıyor. olayın üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen arkadaş durumu atlatabilmiş değil.