laurence anyways

2 Entry Daha
uzun süredir yolunu hasretle beklediğim ve merak ettiğim xavier dolan filmi. sonunda izledim.

iyi ve kötü film eleştirilerinde olduğu gibi tek ortak nokta; xavier dolanın 4 yıl arayla kendini bu kadar geliştirmesi, çıtasını yükseltmesi filmlerine olağanüstü yansımış. diğer filmlerine baktığımızda bu daha ağır geliyor ama, kurgu çözümlemesi bir o kadar kolay. filme başlarken sonuna dair frame flashback ile kopya veriyor zaten. tahmin etmek de bir o kadar zor değil. slow motion geçişler, sahnelerde ki manzaralar, soundtrack çok iyi.

birkaç noktaya değineceğim; fena halde spoiler içerir!

--- spoiler ---


-laurence’in kadın kıyafetleriyle okula gitmeye karar verişi, koridorda yürüyüşü, o içindeki “kadın olma” hissi ve çalan müzik. sahne mükemmeldi.

-film de bir ikinci aydınlanma zamanı var. araba yıkama sahnesinde; esas karakterin açıklama yapmasıyla; geri dönülemez bir yola girdiklerini ya kirlenecekleri ya da arınacakları bütünlüğü var.

-laurence’in, sınıfın sessizce ödev yaparken boynunu kaşırken parmaklarına ataçlardan tırnak yaptığını ve onun çoktan bu bedenin kararını verdiğini ve sonradan diyeceği gibi “asla pişman olmadığı” duygusuna göz kırpıyor.

-filmin ortalarına doğru laurence’in arkadaşı * evine misafir ediyordu. fred, kendi içinden çıkamadığı, sorularına yıllardır cevap bulamadığı gibi karşısındaki kadından bir medet umarak sorduğu “siz lezbiyen misiniz?” sorusuna, kadının verdiği cevaptan pekala anlayabiliyoruz; aşkın cinsiyetsizlik çizgilerini insan isterse yıkabileceğini, “orada ne gördüğüm değil, ne hissettiğim” önemlidir cümle kalıbıyla, aşkın bir kez daha kazandığını gösterdi.

--- spoiler ---
2 Entry Daha