le petit prince

17 Entry Daha
kitabın bir bölümünde tilki, küçük prens'e şunları söyler:

"benim yaşamım çok tekdüze," diye anlatmaya başladı. "ben tavuk avlıyorum, insanlar da beni. bütün tavuklar birbirine benziyor, bütün insanlar da... bu yüzden çok sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen yaşamıma güneş doğmuş gibi olacak. duyduğum bir ayak sesinin ötekilerden farklı olduğunu bileceğim. öteki ayak sesleri beni köşe bucak kaçırırken, seninkiler tıpkı bir müzik sesi gibi beni çağıracak, sığınağımdan çıkaracak. hem bak, şu buğday tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. buğday tarlalarının da hiçbir anlamı yoktur benim için. bu da çok üzücü. ama senin saçların altın sarısı. beni evcilleştirdiğini bir düşün! buğday da altın sarısı. buğday bana hep seni hatırlatacak. ve ben buğday tarlalarında esen rüzgârın sesini de seveceğim..."

aşk üzre, sevi üzre birsürü şey söylenebilir elbette. ama bir paragrafta, tilki'cim, her şeyi özetlemiş:
birini sevmek, bir anlamda da 'her şey'i sevebilmektir.