mevcut

var olan şey, kişi, nesne. bulunma durumu. bulunulurluk*.

örnekler:

- eskiden okullarda yoklama yapıldığında sınıfta bulunan öğrencinin sırası geldiğinde, "burada" demesinden daha önceki zamanlarda "mevcut" denirmiş.

- mevcut stoklarımızla daha fazla nakit akışını sağlayamayacağız!

- ...

sonradan gelen ek: bir mustafa sandal şarkısıymış aynı zamanda " mevcut".