mukaddime

ibn haldun mukaddimeyi yazana kadar tarihçiler, yani tarihi kaleme alanlar sadece büyük olaylara yani siyasal ve askeri olaylara odaklanmış ve bunlara neden olan gelişmeleri sarayların ve orduların içinde aramışlardır. ayrıca o döneme yani 14. yüzyıla kadar ki tarih anlayışı "öykücü tarih" şeklindedir.
ibn haldun un mukaddimesinde ise şehirlerin ve uygarlıkların canlı birer organizma gibi doğuşu, büyümesi ve ölmesinin sosyal ihtiyaçlara ve ekonomik ilişkilere bağlı olduğu belirtilir. bu açıdan karl marks ın söylemini ondan beşyüz yıl önce dile getirmiştir. aynı zamanda bir devleti yönetmek için şeriata ihtiyaç olmadığını söyleyebilecek kadar da cesur ve zamanının ötesinde bir eserdir. batıda sosyolojinin ve sosyal tarihin bir bilim dalı olarak doğmasını sağlayan eser olarak görülür.
turan dursun tarafından türkçeye çevrilmiştir.
1 Entry Daha